Sığır çobanından devlet adamı olmaz. Devlet adamı olmanın dili diplomasidir. Amerikan toplumunu sembolize eden davranış, "Cov Boy" davranışıdır. Cov Boy Genel anlamı ile sığır çobanı demektir. Bu kültürün dilinde kabalık, küstahlık ve meydan okumak vardır. Asırlar boyunca, Kızılderililerin mallarını, mülklerini ve öz yurtlarını talan etmişlerdir. Şimdi de dünyayı talan etmenin peşindedirler. Görüntüde ABD'nin Cov Boy tipli Başkanları vitrinde olsa bile, perde gerisinde Siyonizm vardır. Sion, Kudüs'ün adlarından birisidir. Siyonizm ise, Kudüs'ü başkent yaparak, büyük Yahudi Devletini kurmak isteyen bir misyondur.
Burada söz konusu olan "sığır çobanı", ABD'nin kafası kırık Başkanı Donald Trump'dır. Arkasındaki gücün ve paranın şımarttığı bir siyasi karakterdir. Yine ona destek olan diğer bir şımarık da Elon Musk'dır. Trump'ın kazanması için, seçimlerde harcadığı parayı tahsil etmenin peşindedir. Bu kafalar insanlığını yitirmiş, herşeye rant olarak bakan Baronlardır. Amaçlarına ulaşmak için, dünyadaki düzeni sağlamakla görevli olan kuruluşları çökertmişlerdir. Trump, Birleşmiş Milletler, NATO, Dünya Sağlık Teşkilatı gibi uluslar arası kuruluşları yok saymaktadır.
Trump seçimi kazandıktan sonra, daha görevi devralmadan yüzlerce kararnameyi hazırlatmış, görev devir teslim töreninin ardından bunları imzalayarak uygulamaya koymuştur. İlk çıkışında Grönland Adası bizimdir diyerek, Danimarka'yı tehdit etmiştir. Kanada ABD'nin vilayeti, Kanada Başbakanı da ABD'nin valisi olacak demiştir. Meksika Körfezi ve Panama Kanalı ABD'nindir diyerek, uluslararası arası hukuku yok saymıştır. Putin ile dolaylı diyalog kurarak, komedyen Zelensky'yi bir kalemde satmıştır. Fransa Devlet Başkanı Emanuel Macron ile temkinli bilek güreşi devam etmektedir.
Sovyetler Birliği yıkılmadan önce, çift kutuplu dünyada dengelerin sağlanması mümkündü. SCCB parçalandıktan sonra, Rusya Federasyonu bu dengeyi sağlamaya çalışmışsa da, yeterli olamamıştır. Ancak ABD, Rusya rekabetini fırsat olarak gören Çin Halk Cumhutiyeti, devlet kapitalizminin zirvesine yükselmiştir. Bu durum ABD'yi oldukça rahatsız etmiştir. Çin ile mücadelenin ön şartı olarak, Rusya'nın gücünün kırılmasını gören ABD, Ukrayna ile Rusya'yı acımasız bir savaşa sokmuştur. Ukrayna'nın başına, vasıfsız bir Yahudi komedyen olan Zelensky'yi getirmiştir. Bu savaşta Ukrayna ve Rusya'dan toplum 1,5 milyon insan hayatını kaybetmiş, milyonlarca insan da ülkelerini terk etmişlerdir.
Savaşta Rusya'nın gücü iyice kırıldıktan sonra, İsrail Ortadoğu da istediğini rahatça yapabilme imkanına kavuşmuştur. Suriye düşmüş, Gazze çökmüştür. Büyük Kürdistan'ın temelini oluşturacak olan, Irak ve Suriye Kürt Kantonları kurulmuştur. Sıra İran ve Türkiye'ye gelmiştir. Büyük Ortadoğu Projesi dolu dizgin sona doğru yaklaşmaktadır. Türkiye, Türk-Kürt-Arap İslam Federasyonuna zorlanmaktadır. İmralı ihanet belgesinin arkasında ABD'nin olduğunu bilmemek mümkün değildir. Muhtemelen altı ay içinde Türkiye'nin kendisini ABD tuzağına düşmüş olarak bulması mümkündür. Bunu önlemenin çaresi yoktur. Çünkü Türkiye muhalefetinin de sözkonusu projenin içinde olduğu bellidir.
Donald Trump görevinin ilk günlerinde, İsrail Başbakanı Netenyahu ile samimi görüntüler vererek, Ortadoğu ve dünyayı tehdit etmiştir. Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky'yi barış anlaşması yapmak üzere, Beyaz Saray'a çağırmış, dünya basını önünde küçük düşürmüştür. Bu yapılanların devletler arası hukuk ile uzaktan yakından ilişkisi yoktur. Tamamen narsist Cov Boy davranışıdır. Trump bu tavrı ile, bütün dünya liderlerine göz dağı vermiştir. Anlaşılan Türkiye Amerikan Planlarına karşı çıkarsa, aynı muamele ile karşılaşması kaçınılmazdır. Emperyalist devletlerin dostu olmaz, menfaatleri olur. Seçtikleri piyonları kullanıp, işi bittiğinde atmaktadırlar.
Yeni Dünya Düzeni denilen bu karanlık dönemde bütün dünya, ABD, İngiltere ve İsrail Siyonist Çetesinin tehdidi altındadır. Trump "işte bu gördüğünüz Ortadoğu Haritası, Netenyahu da benim kalemimdir" demiştir. Burası sözün bittiği, narsizmin tavan yaptığı yerdir. Önümüzdeki dönem, dünya egemrnlerinin kaynakları paylaştıkları dönem olacaktır. Ya savaşlı, ya da savaşsız kaynaklar paylaşılacaktır. İşin ucunda savaşı finanse edecek para varsa taraflar savaşmaktan kaçınmazlar. Tarih boyunca, savaştıran Baronlar daima kazanmış, savaşanlar ise Baronların kazançları uğruna canlarını kaybetmişlerdir. Tarih aynı ama, insanoğlu kedini tekrarlamaya devam etmektedir.