Depremler yerkabuğu hareketliliğinin doğal sonucudur ve yerkabuğundaki fay adı verilen kırıklarda meydana gelmektedir.Yer küre, dış kabuğunda büyük ve küçük plakalara ayrılmış durumdadır. Bu plakalar sürekli hareket halindedir. Bunlar içteki mağma tabakası tarafından tetiklenerek birbirlerinden ayrılmaktadırlar.
Mağma sürekli ters istikamette dönerek stres üretmektedir. Üretilen stresin arzın içinden mutlaka dışarı atılması zorunludur. Şiddetli depremler tektonik plakaların birbirlerine çarpıştığı yerlerde meydana gelmektedir. Eğer depremler olmasaydı yeryüzü patlardı. Kısacası deprem düdüklü tencerenin düdüğü gibidir. Doğa, yeryüzü stres sebebiyle patlamasın diye, yer kürenin bazı yerlerine sübap noktaları koymuştur. Bunu doğanın dengesi olarak değerlendirmek gerekir.
Depremin birtakım sonuçları bulunmaktadır. Yeryüzündeki kaplıcalar, ılıcalar ve şifalı sular deprem ürünleridir. Pek çok mineral madde ve madenler deprem sonucunda meydana gelmektedir. Faydaları ve zararları ile değerlendirildiğinde deprem, doğal yaşamın bir gerçeğidir. Bu gerçekle birlikte yaşamak zorunda olduğumuzu anlamak zorundayız.
Dünya da deprem gerçeğini en iyi içselleştiren millet Japon'lardır. Japonya da bulunduğum süre içinde bir çok deprem tatbikatının parçası oldum. O ülkede yaşayan her insan deprem eğitimini almak ve kendi yaşamında uygulamak zorundadır. Ülkemizi perişan eden 7 ve daha büyük şiddetdeki depremlerde Japon'lar tenis oynamaktadırlar.
Türkiye sık sık depremin acı sonuçlarıyla yüzleşmesine rağmen, bir türlü ders almayı becerememiştir. Halbuki deprem Türkiye için dikkate alınması gereken en önemli doğa olayıdır. Çünkü Anadolu Yarımadası yoğun bir deprem kuşağı üstünde yer almaktadır. Daha ilkokuldan başlamak üzere okullara "deprem bilgisi" dersi konulmalıdır.
Son depremlerle Türkiye, belki de tarihinin en büyük doğal afetiyle karşı karşıya kalmıştır. Halen depremin yaraları sarılamamıştır. Meydana gelen can ve mal kaybının açtığı yaraların sarılması hiç de kolay değildir. Depremlerin ekonomiye getirdiği yük, sadece felâketzedeleri değil, tüm yurttaşları olumsuz etkilemektedir. Türkiye depremin sonuçlarını iyi yönetmeyi öğrenmek zorundadır. Depremi önlemek mümkün değildir. Ancak sonuçlarını doğru yönetmek büyük önem taşımaktadır.
Türkiye Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde, yaşanan depremlerin yaralarını saramamışken, son günlerde Ege Denizi'nde meydana gelen deprem fırtınası korku yaratmaktadır. Özellikle Marmara Bölgesi'nde meydana gelmesi beklenen büyük deprem, Türkiye'nin beka sorunu olma potansiyeli taşımaktadır. Bütün partiler deprem üzerinden siyaset yapmaktadırlar. Halbuki hamaseti bırakıp, bir an önce köklü önlemler alınmalıdır. Depremler sonucu kaybettiğimiz bütün yurttaşlarıma Tanrı'dan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun.