Abdulbaki Erdoğmuş

Abdulbaki Erdoğmuş

[email protected]
[email protected]

Adalet Yoksa Kardeşlik de Yoktur

31 Ocak 2025 - 21:46


Türkiye’nin genel olarak Kürtlere yönelik ve özel olarak da Suriye yaklaşımını “adil” olarak değerlendirmek mümkün değildir. ‘Türkiye vatandaşı’ Kürtlere yönelik ayırımcı tutumun Suriye Kürtleri için de uygulanmaya çalışıldığını hayretle izliyoruz.
Kürtlerin ne Irak’ta ne de Suriye’de Türkiye’ye karşı düşmanca bir tutumu söz konusu olmadığı halde Türkiye’nin olumsuz tutumu ne yazık ki sürmektedir. 
Dramatik olan; “kardeşlik” iddiasının dillerden düşürülmemesidir. Öncelikle halkların kardeşliğini, ideolojik ve politik değerlendirmelerden bağımsız olarak değerlendirdiğimi belirtmeliyim. Ancak içerde ve dışarda Kürtlere yönelik silahlı operasyonların sonucunda “Kürtlerle kardeşiz” denmesini de gerçekten çok aşağılayıcı ve alaycı bir davranış olarak değerlendiriyorum.
Ülkemizde, “adalet”, “barış” ve “kardeşlik” gibi yüce değerlerin politikacılar, yöneticiler, Diyanet ve cemaatler tarafından istismar edilmesi, insanlık değerlerinin tamamıyla aşınmasını ve giderek yok olmasını sağlayabilir. Bu istismarı, toplum ve ülkemiz için bir tehdit ve tehlike olarak görüyorum.
Kanaatime göre toplumun çoğunluğu, bu iddiaların siyasal düzene yönelik adalet, hak ve özgürlük taleplerinin bastırılması amacıyla kullanıldığının farkında değildir. Farkında olanların da mücadele direncini kırdığını düşünüyorum.
Traji-komik olan ise Kürtlerden önemli kesimin “kardeşlik” iddiasına inanmasıdır. Oysa bir toplumda adalet yoksa kardeşlik olmaz, hatta kalıcı barış da tesis edilemez. Çünkü kardeşlik ancak eşitlik ve adalet ile sağlanabilir. 
Ayrıca kardeşlik, toplumsal kesimleri “eşit” yapmıyor, adaletle sağlanan ve hukuk teminatı altına alınan eşitlik ancak toplumları “kardeş” yapabilir.
--
“Adalet”, “barış” ve “kardeşlik” iddiasının inandırıcı ve gerçekçi olmadığı Suriye örneğinde açıkça görülmektedir.
Türkiye’nin yakın zamana kadar Terör Örgütü olarak kabul ettiği HŞT ve lideri Colani’ye uzattığı dostluk elini PYD ve lideri Salih Müslim’e uzatmaması, “kardeşlik” iddiasını boşa çıkarmak için yeterli değil mi?
“Kardeşlik” iddiası doğru olsaydı, Türkiye’nin en azından HTŞ ve Colani'ye sağladığı desteği Kürtlere ve Rojava yönetimine de sağlaması gerekirdi.
DAİŞ uzantısı terörist çeteleri meşru ve müttefik kabul etmek, Kürtleri de “terörist” olarak ilan etmek nasıl bir “adalet” ve “kardeşlik” anlayışıdır?
Esas olarak siyasal sorunlar için hukuk güvencesinden yoksun bir “kardeşlik” önerisi çözüm modeli değildir. 
“Din kardeşliği” de siyasal sorunlar için çözüm olamaz. Zira “Dinde kardeşliğin” de hukuki bir güvencesi yoktur. 
Olmayan bir “kardeşlik” ile hamaset yapmak ve Kürtlerin de bu iddiaya inanması gerçekten trajikomik bir durumdur. Hukuk teminat altında bir ‘barış’ tesis edilmeden kardeşlikten söz edilemez. 
ABD’li siyahilerin Nisan 1992’de meydana gelen bir olay sonrası sergiledikleri tutumu hatırlatmak isterim:
ABD’de bir siyahî sürücünün “aşırı hız yaptı diye” beyaz trafik polisleri tarafından aracı durdurulup vahşîce ve gaddarca dövülmesi üzerine olaylar çıkmış ve ülkenin tamamına yayılmıştı. Bu olaylarda siyahilerin sembolleşen ortak sloganı “Adalet yoksa barış da yok” sloganı olmuştu.
Duyarlı Kürtlerin, hak taleplerini, onur ve özgürlük mücadelelerini; şiddeti, silahlı mücadele ve terörü dışlayarak, sivil ve siyasal alana taşıyarak Türkiye’nin geneline yaymaları gerekir. Özgürlüğe giden yol budur.
Bugün ihtiyacımız olan sadece Kürtlerin değil, ülkemizin bütün toplumsal kesimlerin ortak sloganı “Adalet, eşitlik ve hukuk güvencesi yoksa kardeşlik de yoktur” sloganı olmalıdır.

Abdulbaki Erdoğmuş

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum