-Medya Haberi-
İstanbul Barosunun genç Av.larından MEHMET ERDOĞAN İntihar etmiş....Neden İntihar etmiş? Bu sorunun cevabını araştırdım. Tabi ki; Sosyal Medya da ve bazı Tv. Kanallarında ki Haberlerde....
Genç Av.ımız; HAKİMLİK SINAVINA Girmiş ve başarısı yüksek oranda NOT almış...Artık Kendisini HAKİM Konumuna sokmuş....
Ancak; ADALET BAKANLIĞI Bürokratlarının yaptığı SÖZLÜ SINAVDA BAŞARISIZ SAYILMIŞ ve ELENMİŞ...
Bu İntihar Olayı ile ileri sürülen bu İDDİA ilginç...
"Sınav Komisyonunda görev verilen-Bakanlık Personelince elenmiş..."
Bu Haksızlığa Tahammül edemeyen Av. meslektaş, Hakim olmayı düşleyen genç Av.mız da İNTİHAR Etmiş...
Olay ne denli doğrudur? Bilmiyorum... Bana ulaşan Medya Haberi...
Yine Tv. Kanallarında HABER....Genç bir Savcımız Kaldığı OTEL odasında silahı ile intihar etmiş...
Yani Yargıda; birisi yargı mensubu ve diğeri de Mensubu olma adayı...Yani Hayalleri yıkılan aday...
xxxxxx
Ben 1977 yılı ARALIK Ayı döneminde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini yeni bitirdim...1977 Yılı Ekim veya Kasım Ayı içinde HAKİMLİK Sınavı yapılacak.. Adalet Bakanlığınca Gazete İlanı yapıldı.
Ben ve iki arkadaş-birisi bayan- ÜÇ KİŞİ aramızda Anlaştık. SINAVIN 1978- ŞUBAT Ayı içinde yapılmasını...Yani Ertelenmesini talep edeceğiz.
Grubunda ben sözcüsüyüm...Sayın Adalet Bakanı sanırım NECMETTİN CEVHERİ...Ama görüşemedik.
Dönemin Adalet Bakanı ........ kim ile Kavga eden ve yumruk yiyen Sayın Müsteşarımız ile görüştük.
Ama; Erteleme sorununu Sayın Adalet Balkanı ile çözümleyece-ğimizi anladık. Fakülteye geldik ve yeni seçilen DEKANIMIZ; -Saygı ile anıyorum- Prf. Dr. TURGUT AKINTÜRK Hocamız ile görüştük... Olaya çok sıcak baktılar... Bakan Bey Bizim Okul mezunuymuş... Bakan ile yakın Hocalarımız ile görüştük. Ve ON GÜN Sonra Haber...Gazete ilanı...Sınav İleri bir tarihe ertelendi...
Sanırım 1978 Mart ayı içinde Sınav yapıldı...
Ben; Dönemin YHK.da çalışan bir arkadaşım aracılığı ile geçmişe yönelik ON Yıl içinde yapılan Sınav Sorularını aldım.
Sınav günü, bir arkadaşım," Turan Hoca senin arka sırana oturacağım. Senden yararlanacağım. Yazılı Sınavı alırsam; VAKKO dan bir takım elbiyse al ve faturayı getir ben ödeyeceğim..."
Kendisi ile sınıf ve yurt arkadaşıyım...Hediye gibi değerlendirdim.
Sorular çok güzel ve rahatça da çözümleyebileceğim vasıfta...Arkadaşa tamam...Sorulardan 100 üzerinde 80 in üstünde Not alacağımızı ilettim...
Anayasa ve Ceza Genelden kendisine iki soruyu güzel yazdırdım.. Mümeyizlerden iki kez uyarı aldım... Beni kaldırdılar ve boş bir masaya oturttular...Bende; "Olan benim elbiyseye oldu..." dedim ve mümeyyizler de güldüler...
Sonuçlar ilan edildi. Yazılı Sınavı başardım. Arkadaşım ise HAYIR.
Sözlü Sınava girdik. Üç Bakanlık Yetkilisi huzurundayım...
Yönetilen soru; "GREV-LOKAVT nedir?"
" Grev ile ilgili ANAYASADA Düzenleme olduğunu...LOKAVT ile ilgili Anayasada bir düzenleme olmadığını...Grevin ve Lokavtın tanımını yaptım. GREV ve LOKAVTın Özel YASA ile düzenlendiğini...
Lokavt ile ilgili bir İŞ Mahkemesinde LOKAVT'ın Anayasaya aykırı olduğu sürülerek; Anayasa Mahkemesine İtiraz edildiğini... Mahke-menin Anayasaya aykırı olmadığına karar verdiğini..." Açıkladım.
Sayın Komisyon bu kez; Bana " Sizce; ANAYASAYA AYKIRI MI? DEĞİLMİ ?..." sorusunu yönetti...
Bende kendilerine ; " Bu konuda Siyasi Tartışmalar yapılıyor ve bu safaya girmem ..." dedim.
Komisyon; " Amacımız; Sizin Siyasi yapınızı öğrenmek değil; Bilği Becerinizi ve cesaretinizi öğrenmek..." dediler.
Bende; "Benim bu açıklamalarım ve Sizinle olan Tartışmam, Cesaretimi, becerimi ve bilgimi göstermiyor mu? " dedim . Ve güldüler.
Tabi sonuç iyi başarı...
Yalnız ben; Bu safhada da DANIŞTAY'da HAKİMİM.... Evet...Danıştay mı Adli Yargı mı?.....
xxxxxx
Merhum Babamın da telkini ile; ADLİ Yargıya ayrıldım.
ADLİ Yargıya geçtim.
Yalnız DANIŞTAY Yazılı Sınavında bir soru....
"VASITALI-VASITASIZ VERGİLER::."
Çok güzel bildiğim bir konu....
1961 yılı Köy ilkokulu 5. sınıf öğrencisiyim. YURTTAŞLIK BİLGİSİ Dersi...Konu;
"VASITALI-VASITASIZ VERĞİLER..."
Kimse çalışamamış...
Öğretmenimiz, önceki dönemlerde ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI Görevinde bulunan MUSTAFA BUMİM Ağabeyimizin Baldızı SABAHAT ONAN-GÜNER....Kendisine SAYGI Sunuyorum...
Ben bir şeyler anlatmıştım...
Okulun önünde de saf bir kişi var adı HASAN....
Öğretmenimiz bana; Odun kıran HASAN'ın SİĞARASINI Getirtti.
İKİNCİ SİĞARASI...Köylü Sigarası olarak anılırdı.
Sabahat Öğretmenim, Sigaranın Ön yüzündeki Fiyatını belirleyen yazıyı göstererek okudu;
" MİLLİ SAVUNMA VERGİSİ DAHİL; 50 KURUŞ..."
Öğretmenimiz;
" Hasan, bu sigara ile MİLLİ SAVUNMA VERGİSİ ÖDÜYOR... Ama Vergi Ödediğini Hasan bilmiyor. Çünkü araya Sigara VASITA OLARAK GİRİYOR...."dedi. Bana da bir tekrar yaptırdı.
1978 Yılı Şubat ayı içinde DANIŞTAY Hakimlik Sınavı açtı.
Bende sınava girdim. 15 PUANLIK Bir soru...
"VASITALI-VASITASIZ VERGİLER..."
Ben, Fakülteden; Merhum Prf. Dr. AKİF ERGİNAY ve Doç.Dr. MUALLA DÜNDAR Hocalarımdan bu verginin özelliklerini kendilerinden dinledim ve kitaplarından da okudum. Ama hepsi de kafamda silindi.
İlkokuldaki SABAHAT Öğretmenimin anlatımı ve Hasan'ın sigarası gözümün önünde RESMİ geçit geçti.
15 Puanlık Soruyu Çok güzel açıkladım.
DANIŞTAY Sınavını kazanmamda; Köy ilkokulundaki Hasan' ın İKİNCİ SİĞARASI yanında SABAHAT Öğretmenimin açıklamaları Etken oldu...
xxxxxx
Ben 1978 lerde girdiğim DANIŞTAY HAKİMLİĞİ ve ADLİ YARGI HAKİMLİĞİNİ Başarı ile kazandım...Şu Gerçeği rahatlıkla söyleyebilirim...YARGI SINAVLARINDA; ASLA BİR ÜSUSÜZLÜKLER 1998 li yıllara kadar olmadı ve bir söylentide duyulmadı....
Sorular verildiği gibi; SORULARIN CEVAPLARI da VERİLMİŞ... Olduğu söylentileri ...Daha sonra bazı Hakim-Savcıların Meslekten İHRACI gündem oldu...
Ancak; merhum Babamın telkini ile "Ben seni masa başında değil; Duruşma salonlarında insanların sorunlarını çözmen için; Senin ADLİ Yargı ..." dedi..
Adli Yargıya ayrıldım....
xxxxxxx
Bugün YARGI Bir ÇIKMAZIN İçinde...HAKİMLERİMİZ genç ve deneyimsiz...Üç-beş yıllık Hakimler; İstanbul-Ankara gibi bölgelerde görev yapıyor...
Esastan Davayı Karar vererek sonuçlandırmaktan çekiniyorlar...
Adana Adliyesinde çalışan ve OTEL Odasında da yaşamını sürdüren Genç C. SAVCISI-adayı - ÖTEL Odasında Ölü bulunmuş.. İntihar olarak açıklamalar yapıldı. Muhtemelen İNTİHAR....
Ancak; genç Savcı Adayımızın sıkıntıları; Ailevi midir yoksa Mesleki midir? Bu sorunları ile diğer Savcı-Hakim arkadaşlarının ilgilenmesi gerekir. Merhum Genç Savcımız, sorunlarını onlarla paylaştı mı? Paylaşabildi mi?
Mesleki konularda ne gibi TEHDİT-ŞANTAJ benzeri Tehditler almış mıdır? Yaşamın Baharında olan Genç SAVCIMIZI Yaşamdan kopmasına neden olan sorun nedir?
Takip ettiği Cinayet-Kaçakçılık benzeri Dava dosyalarının Soruşturması var mıdır? Tabi ki, Soruşturmayı yapan Adli Makamlar bu konuyu aydınlatacaklar...
Yalnız, Doğu ve Güney Doğu illerimizde görev yapan HAKİM-SAVCILARIMIZ her zaman ve her soruşturma dosyasında TEHDİT Edilirler...Tehditler, her gruptan gelir....
SORUŞTURMA Devam ediyor...FAZLA BİR ŞEY Söylemek ve YORUM Yapmak yanlış olur...
"BEKLE- GÖR..." derler....Bekleyelim....
Diğer bir Olay....Daha farklı....
HAKİMLİK Yazılı Sınavında Çok Başarılı olan İstanbul Barosu Genç Av. Meslektaşın İNTİHARI.....
Sanırım bu konuyu; Adli Merciler dışında; İstanbul Barosu ve T.B.B. Yönetimi de takip etmektedir.
Ben İSTANBUL'a Hakim olarak OTUZ YILDAN sonra geldim... Ama; Yasa ve Kitap yüzü açmadım. Emsal Kararda aramadım ve sormadım...İstanbul gibi; İŞİ ve Sorunları çok olan Adliyelerde çalışırken 7-8 tanede Mesleki Kitaplar ürettim...
Hakimlik uzun süreli bir DENEYİMLİ Uygulamayı gerektirir.... Üç-beş Yıllık Hakimler Büyük Kentlerde Mahkemelerde bunalıyorlar...
Ayrıca HAKİMLER Üzerinde Mahalli ve FEODAL Baskılar....Bunun yanında da SİYASİ Baskılar....
Hakim; Odasına çekilir. Telefonla aranmaz...İş sahiplerince ziyaret edilmezler....Hukuk Birikim ve ahlakı ile; önünde çözüm bekleyen dosyadaki sorunu çözümlerler...
Hakimler ve verdikleri Karalar olumsuz tartışılıyor...
Buradaki sıkıntının diğer boyutu da; Sayısı belli olmayan Fakülteler yanında; yetersiz Öğretim Üyeleri...
Kırk Yıl gibi bir süre; YARGIDA HAKİM...ON İKİ Yılı geçkin sürede İstanbul Barosunun Tanınan bir Av. Üyesi olarak; Yaşanan bu olaylar beni çok üzdü..
Hepimiz duyarlı olalım....
" ADALETE DAYANMAYAN DEVLET VARLIĞINI ve GÜCÜNÜ, HAKİMLERİNE GÜVENMEYEN ve SAYGI DUYMAYAN BİR MİLLET, BİRLİĞİNİ ve DİRLĞİNİ KAYBEDER....
TÜRKİYE'DE HAKİMLER VARDIR...HER ZAMAN OLMUŞTUR ve HER ZAMAN DA OLACAKTIR...."
Saygı ile...
FACEBOOK YORUMLAR