" I. Devletin şekli
1.Madde 1-Türkye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
2-Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru , milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde inan haklarına saygılı ,Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan , demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, Resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti
3-Türkiye Devleti, ülkesi milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı İstiklal Marşı'dır.
Başkenti Ankara'dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
4-Anayasanın 1. inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2.inci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3.üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez."
Evet TC Devleti Anayasasının yani Anayasamızın ilk dört maddesi....Bugünlerde gündem....
Anayasanın 4. Maddesinin DEĞİŞTİRİLMESİ....Yani ORTADAN KALDIRILMASI....
Ondan sonra da ilk üç MADDENİN ORTADAN KALDIRILMASI....
xxxxxxxxxxxxxxx
Anayasadan bu DEĞİŞİKLİĞİ İsteyenler KİMLERDİR?
Kamuoyunda Bazı Hukukçular ; Bazı Siyasi Partiler, Bazı Sivil Toplum Kuruluşları....
Özellikle de 4. Madde ortadan kaldırıldıktan sonra da ; " T.C. DEVLETİ BİR İSLAM DEVLETİ OLMALIDIR..." istekleri...
1961 Anayasasının bu konuda getirdiği güvence; 9. Maddesindeki Düzenleme ise;
"Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki Anayasa hükmü değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez."
Düzenlemesi ile CUMHURİYET ve CUMHURİYETİN İlkeleri yanında KURUMLARI da ANAYASAL Güvenceye alınmış idi...
OSMANLI Devleti Yönetiminde Anayasa için; " TEŞKİLAT-I ESASİYE KANUNU " sözcüğü kullanılmıştır.
"SENED-İ İTTİFAK olayı Osmanlı Döneminde, önemli bir Dönüm Noktasıdır.
İstanbul çevresine, SİLAHLI Adamları ile İstanbul çevresine ÇADIR Kuran Ayan ve Beyler ile Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa; bir İTTİFAKNAME imzalamıştır.
PADİŞAH ve Tarafları, entrika ve yiyicilikten uzak bir YÖNETİM....Ayanda; Devletin işlerinde PADİŞAHA Yardımcı olma sözü vermiştir.
Yani ilk kez; PADİŞAH OTORİTESİ SINIRLANDIRILMIŞTIR. Yani Padişah ve Yönetiminin KEYFİ Olmalarını önlemiştir.
Daha sonraları da Osmanlı İmparatorluğunda; "YENİ OSMANLILAR " adıyla ve sonraları "JÖN TÜRKLER " adı ile anılan küçük bir grup I. ve II. Meşrutiyeti başlatmıştır. Ama Tam bir PARLEMENTER Sistemi getirememiştir. Padişah II. Abdülhamit bir FERMAN ile " KANUN-İ ESASISİ " diye anılan ilk Anayasayı getirmiştir. Ve oluşan PARLEMENTO; HEYET-İ AYAN ve HEYET-İ MEBUSAN Olarak adlandırılmıştır. Osmanlı Toplumuna uygun görülmemiştir. Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşına girişler Parlamento ve Kabineden gizli tutulmuştur....
KURTULUŞ SAVAŞI sırasında ; Ülkede " MECLİS HÜKÜMETİ " etkili olmuştur. Hazırlanan Anayasada ; MECKİS HÜKÜMETİ Sistemi yerini PARLAMENTER Sisteme bırakmıştır. 1924 ANAYASASI; "GÜÇLER BİRLİĞİNE " dayanmıştır. YARGI, Tam bir BAĞIMSIZLIK Sistemi içinde değildi. Yalnız 1924 Anayasası; TEK PARTİLİ DÖNEMDEN ÇOK PARTİLİ DÖNEME Geçişi sağlamıştır.
xxxx
Normal bir Parlamenter sistemde, Hükümetler çoğunluk Partisinin ileri gelenlerinden kurulur.. Ama İkinci Meşrutiyet de durum farklıydı.
Yalnız şu bir gerçektir ki; "Kurtuluş Savaşı sırasında ki Devletin yapısı ve yapının temel özelliği olan sistem " MECLİS HÜKÜMETİ SİSTEMİYDİ." Atatürk daha sonraları ise; Meclis karşısında daha serbest bir BAKANLAR KURULU sistemi görüşündeydi...
Bu safhadan sonra Meclis Hükümeti Sistemi yerini de artık PARLEMENTER SİSTEME Bırakmıştır.
1924 ANAYASASI; Tam bir GÜÇLER BİRLİĞİNE dayanmaktaydı. Yani; MECL;S Hükümeti Sistemi gibiydi.
Yalnız;1924 Anayasası ile Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması için İktidarın sınırlanması konusuna fazlaca da önem verilmemiştir. Bu Sistem; FRANSIZ İHTİLALİNİN Getirdiği klasik anlayışa dayanmaktaydı. " ÖZGÜRLÜN herkes için SINIRININ, Başkalarının özgürlüğünün sınırıydı...." Yalnız; Parlamento içindeki çoğunluğun birbirleriyle çatışması ve çatışan iki güç olarak görülmüştür.
1924 Anayasası YARGIYI; İktidar partisinin tutum ve davranışları ile de sınırlandırılmış idi.
Ama; her şeye rağmen; 1924 Anayasası ile ÇOK PARTİLİ SİSTEME Geçilmiştir. "TERAKKİPERVER CUMHURİYET FIRKASININ " Kurulması Atatürk" e Karşı olanlar tarafından kurulmuş idi...
Daha sonra kurulan " CUMHURİYET FIRKASI " Atatürk tarafından fes ettirilmiştir.
Eğitim amaçlı kurulan KÖY ENSTÜTÜLERİ, Değişimi istemeyenleri rahatsız etmiştir.
Merhum İSMET PAŞA, Çok Partili Düzene geçişin yollarını açmıştır.
1924 Anayasası; tek dereceli genel oy ve çok partili siyasal yaşam düzeninde uygulaması bazı sonuçlar getirmiştir.
Çok Partili Siyasi yaşama girildiğinde ilk Milletvekili Seçimi 1946 da yapılmış . Tartışmalı sonuçlar getirmiştir. Daha sonra yapılan
14 Mayıs 1950 Seçimleri doğrudan İktidar değişimine neden olmuştur.
DEMOKRAT PARTİ; % 54,9 oranında oy ve % 85, 6 oranında Milletvekili Çıkarmıştır. CHP ise %41 oranında Oy almalarına karşın; % 14 oranında Milletvekili çıkarmıştır. Bir kısım Toprak Ağaları ve Burjuvazi halkı peşinden sürüklemiştir. Uygulanan SEÇİM Sistemi de etkili olmuştur.
Ülkede eksiksiz ve tam bir demokrasinin kurulmasının yolları araştırılmıştır. 1954 ve 1957 Seçimleri de benzer sonuçlar vermiştir.
xxxxxxxxxxxx
Bundan sonrada; 1961 Anayasasının yapılışına yol açan 27 Mayıs Hareketi olmuştur. 1957 Seçimleri sonrası; Halkın Hükümeti eleştirmeleri hoş karşılanmamıştır. Meclis Üstünlüğü İlkesi öne çıkarılmıştır. Anayasa açıkça çiğnenmiştir.
Bu nedenle 27 MAYIS Harekatı; Demokrasiyi yeniden getirmek için yapılan bir harekat olarak görülmüştür. Yalnız 1961 ANAYASASI, şüphesiz 27 Mayıs Harekatının bir ürünüdür. Yani; 27 Anayasası; önceki olumsuz hareketlere bir tepkidir. 1961 ANAYASASI bir TEPKİ Anayasasıdır.
Tüm SORUNLARININ Yeni bir ANAYASA ile Çözümleneceğine ianan bir toplum, tüm sorunlarının cevabını da Anayasada görmeyi arzulamıştır,
Anayasanın olanaklarını kendi istekleri için kullanmak isteyenler, düzenlemelerin kısalığını boşluk sayarak bundan yararlanmaya çalışmışlardır. 1961 Anayasası; bir " BAŞLANGIÇ " kısmına yer vermiştir. Bu Anayasa, GÜÇLER Arasındaki dengeye önem vermiştir. Bu nedenle YASAMAYI ,ANAYASA MAHKEMESİ, YÜRÜTMEYİ de DANIŞTAY denetlemiştir.
1961 Anayasası bizde ; "GÜÇLER AYRILIĞINI, GÖREVLER AYRILIĞINA " Dönüştürmüştür.
1965 Milletvekili Seçimlerinden sonrada; Mevcut Anayasa; Türk Toplumu içinde " LÜKS "sayılmıştır. Çünkü; İki Yargı Organı; Siyasal Yönetimi Hukuk Sınırları içinde kalmak için olsa gerek, sınırlandırmıştır.
xxxxxxxxxxxxx
12 Mart Öncesi olan sıkıntıların ve3 Siyasi istikrarsızlığın sorumlusu da 1961 ANAYASASI Gösterilmiştir. 1961 Anayasası sınırsız Özgürlükler getirdiğinden bahsedilmiş ve ANAYASA SUÇLU İlan edilmiştir. Yalnız şu bir gerçektir ki; "12 Mart öncesi olayların yaratılmasında; 1961 Anayasasının UYGULANMASI Değil; UYGULANMAMASI Etken olmuştur.
Özgürlüklerin Anayasanın yıkılmasına ilişkin eylemler için kullanıldığı ileri sürülmüştür.
Ve; " BU ANAYASA ile DEVLET YÖNETİLEMEZ.." görüşü ortaya atılmıştır. 12 Mart Anayasa değişikliği sürecinde ilk değişen Düzenleme; " TBMM. Üyelerinin Maaş ve Ödeneklerine yapılan ZAM, bir Milletvekili Genel Seçimi sonrası yürürlüğe girer " düzenlemesi Yürürlükten kaldırıldı...
İkinci Değişim ise; " Siyasi Partilere Hazine yardımı ..." düzenlemesi getirildi. Yani Anayasayı değiştirecek olan Siyasi Güç ekonomik yönden mutlu edildi...Bu iki DEĞİŞİM sonrası Anayasa da rahat değişikliklere gidildi...
Daha sonraları Anayasanın 11. Maddesindeki " TEMEL HAK ve ÖZGÜRLÜKLER.." değişime uğratıldı...
xxxxx
1961 Anayasasının Dayandığı İlkeler;
Anayasa, TÜRKİYE Devletinin bir cumhuriyet olduğunu, belirtikten sonra ikinci maddesinde bu cumhuriyetin ; "İnsan haklarına dayanan, milli, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti" olduğunu göstermektedir.
Bu Anayasa, her şeyden önce , İnsan Haklarına dayanan bir Anayasadır. Yurttaşların hakları, özgürlükleri ve görevleri bu Anayasada yer verilmiştir. İnsan Hakları deyimi Devletin yönetimin-de insana saygıyı öne almıştır. Bu terim çok geniş bir alanı kapsa-maktadır. Bu hak ve özgürlükler, Anayasada yer verilmiştir. T.C. Yurttaşları güven ve özgürlük içinde yaşamaları için getirilmiştir. İnsan Hakları terimi çok geniş bir alanı kapsar.
TEMEL HAK ve ÖZGÜRLÜKLER Sınırlandırılabilir mi?....
Hak ve özgürlüklerin belli bir ölçüden sınırlanması, Toplum halinde yaşamanın doğal olan bir sonucu olarak görebiliriz.
Bir birey olan insanın özgürlüğü ile Siyasal Yönetim sahiplerinin sınırlayıcı güçleri arasında çelişki vardır. Bunun yanında özgürlüklerin hepsi sınırlanabilir mi? Ve ne ölçüde bu sınırlama yapılabilir?
"Temel Hak ve Özgürlükler, Devletin ülkesi ve Milletiyle bütünlüğünün , Cumhuriyetin, milli güvenliğin, kamu düzeninin , kamu yararının , genel ahlakın ve genel sağlığın korunması amacı ile veya Anayasanın diğer maddelerinde gösterilen nedenlerle Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olmak koşulu ile ; Ancak KANUN ile sınırlandırılabilir. "
Yani Temel Hak ve Özgürlükler YASA dışında bir düzenleme le sınırlandırılamaz.
DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ SINIRLANABİLİR Mİ?
Herkes, düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahiptir. Düşünce ve kanaatlarını söz, yazı, resim ile veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklayıp yayabilir.
Kimse, düşünce ve kanaatlarını açıklamaya zorlanamaz.
Düşünce ya vardır; yada yoktur...." Bazı düşünceler açıklanabilir, bazı düşünceler açıklanamaz.." düşüncesi; ÖZGÜRLÜĞÜN Özü ile beraber ortadan kalkmış olur.
Düşünce; tek başına da SUÇ Oluşturmaz. Eylem ile açıklanan DÜŞÜNCE arasında illiyet bağı gerekir. Yasaklanan her zaman ; İstismar etme ve kötüye kullanma eylemidir.
LAİK DEVLET NEDİR?
Laiklik ,Batı Ülkelerinde üç aşamadan geçmiş ve bu günkü anlamı kazanmıştır.
İlk Aşama; Devletin Kurumlarınca amaçlanan MEZHEP Yobaz-lığının kaldırılmasıdır....İkinci Aşama; Devlet dini olarak adlandırılan dinin kaldırılmasıdır. Üçüncü aşama ise; Hukuk Sistemi ve Kamu hizmetlerini düzenleyen Kurum ve Kuralların Din ile bağlantısının çıkarılmasıdır.
LAİK Devleti şöyle tanımlayabiliriz; Mezhepler arasında ayrım gütmeyen, Remi bir DİNİ olmayan, Dini Kurallarla iş görmeyen Devlettir.
SOSYAL DEVLET;
Yurttaşların sosyal durumlarıyla ,huzur ve refahıyla ilgilenen, onlara asgari bir yaşam düzeyi sağlamayı görev kabul eden devlettir.
Devlet kişinin temel hak ve özgürlüklerini, kişi huzuru ,sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacak sınırlamaları getiren devlettir. Sosyal Devlette; Devlet halkın eğitimini ve tüm gereksinimlerini karşılar.
HUKUK DEVLETİ;
Polis Devletinin tam karşıtıdır. Polis Devleti zorbalığa kaçan rejimlerde vardır. Hukuk Devleti Kurumları ve Kuralları olan devlettir.
Hukuk Devletinde öncelikle;
-Temel Hakların güvence altına alınması gerekir.
-Yasalarda Anayasaya Uygunluğun sağlanması gerekir.
-Yönetimde HUKUKA Bağlılığın sağlanması gerekir.
-Yargı Organlarının Bağımsızlığını ve Güvenirliğini Sağlayacak Koşulların yerleştirilmesi gerekir...
Hukuk Devletinde Hakimlere düşen önemli görev; Hukuk Devleti İlkesini anlamlı uygulamaktır.
ANAYASADA T.B.M.M. ce YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİNİN
ANAYASA MAHKEMESİNCE YARGISAL DENETİMİ ;
1961 ve sonrası Kurucu-Danışma Meclislerince Hazırlanan ve HALK OYU ile de KABÜL Edilen ANAYASALAR; DENETİM ANAYASA-DIR. Yani; YARGISAL DENETİME Açıktır.
Bu konuda Görevli-Yetkili olan ise Yüksek Mahkeme olan ANAYASA MAHKEMESİDİR.
1961 Anayasasının getirdiği düzenleme metni; " Anayasa Mahkemesi, Kanunların , TBMM. İç Tüzüklerinin,.......Anayasaya uygunluğunu denetler..." Anayasada hükümleri bir KANUN...Bu nedenle de Denetim içindedir.
Ancak 1971 de yapılan değişiklik ile Anayasadaki düzenleme ise; " Anayasa Mahkemesi; Anayasa Değişikliklerini Şekil-Usul yönünden "denetler. ESAS Yönden denetleme yetkisi kaldırıldı.
Daha sonraları; Yüksek Mahkeme; Anayasada yer alan ve " KAMULAŞTIRMA " ile ilgili düzenlemede; " Kamulaştırma bedeli, Vergi Beyanını geçemez..." düzenlemesini, " MÜLKİYET HAKKINI Zedelediğinden bahisle..." ESASTAN Denetleme yaparak İPTAL Etti.
Çünkü; Hukukun İlkelerine aykırı olan bir düzenleme... Anayasa-nın temel ilkelerine de aykırıdır.
Daha sonraları, anımsadığım kadarı ile Anayasanın ilk Üç Maddelerinden birisi de TBMM.ce değiştirildi....Ve Anayasa Mahkemesi bu değişikliği ;Anayasanın DEĞİŞTİRİLEMEYECEK düzenlemesi olduğundan İPTAL eti.
Sonuç olarak; Türk Toplumuna Demokratik bir Anayasa LÜX sayılarak değişimler yapıldı...Bu gün dahada ileri gidilerek ; Anayasanın 4. Maddesi kaldırılarak veya Değiştirilerek LAİK Cumhuriyet yerini İSLAM Cumhuriyeti almasını sağlamak amacı ve düşüncesi içindedirler....
XXXXXXX
1961 Anayasasının getirdiği DEVLET SİSTEMİ:
GÜÇLÜ BİR YARGI DENETİMİYLE SINIRLANDIRILMIŞ KLASİK PARLAMENTER SİSTEM....
Yani, YASAMA YETKİSİNİ KULLANAN PARLAMENTO-TBMM- ONUN İÇİNDEKİ ÇOĞUNLUKÇA KURULAN ve BU ÇOĞUNLUĞA DAYANARAK ÇALIŞAN BİR JÜKÜMET....SEMBOLİK YETKİLERE SAHİP SORUMSUZ BİR DEVLET BAŞKANI ve NORMAL YARGI İŞLERİ YANINDA HEM YASAMININ ,HEMDE YÜRÜTMENİN TASARRUFLARINI DENETLEYEN bir YARGI ORGANI....
Olarak anlamak ve düşünmek gerekir.
İslam Ülkelerinde alınacak-aldığımız bir BİLİM ve TEKNOLOJİ Varmı dır? TC. Devleti olarak; biz ne aldık, İslam Ülkelerinde?
Hurafe ve TERÖR.....
Anayasanın ilk dört maddesi değiştirmek bir tarafa; DEĞİŞİTİRİLMESİ TEKLİF Dahi edilemez...
Saygı ile....
FACEBOOK YORUMLAR