DİYARBAKIR.....ve HURAFE.... MEDYA HABERİ...

" Diyabakır ilimizin Bağlar ilçesinde; etrafı tel örgü ile çevrili ve kamera sistemi ile korunan-gözetlenen bir bahçeli konut....
Bu konutta; İnsanlarımıza ŞİFA Dağıtan bir Din Alimi....
Nasıl oluyormuş bu iş?...
Rahatsızlık hisseden veya kendini rahatlatmak isteyen İNSANLARIMIZ; geliyorlarmış ve DUA için 250 Tl. Nüska Yazdırmak içinde 500 Tl ödeyerek ve Fiş alarak; sözde tedavi görüyorlarmış.
Günde BİR veya BİRBUÇUK MİLYON TL. Para toplanıyormuş...
Emniyetin yaptığı çalışamalar ve Yurttaşların İhbarları sonucu; DOLANDIRICILIK SUÇUNDAN Diyarbakır C. Başsavcılığınca da SORUŞTURMA Başlatılmış...
C. Başsavcılığı, adı geçen Kişi ve Kişileri TUTUKLAMAYA SEVK Edilmiş. Nöb. Sulh Ceza Mahkemesi de DENETİM SERBESTLİK HÜKÜMLERİ GEREĞİ SERBEST Bırakmış..."
Bir YARGI Kararı...Olumlu-olumsuz bir yorum yapmamız yanlış olur. Çünkü; Mahkemeye intikal eden dosya kapsamını ve delilleri de bilmiyoruz.
Yalnız; Emniyet ve Adliyedeki Soruşturma safhasını da bir hayli insan kalabalığı da izlemiş...
xxxx
Geri Kalmış- Geri Bıraktırılmış Toplumların Kaderidir bu Olay...
Ülkemizde, Bilim değil; Din kurallarına dayanılarak yaratılan YAŞAM Tarzıdır.
İnsanları Eğitimsiz bırakarak; sözde DİN ADAMI görünümlü ne olduğu bilinmeyen kişilerin verdiğiğ EĞİTİMLER...
Ben, ilkokul 4-5 sınıf öğrencisiyim...Ramazan Ayı, köyün Camisi dolar ve taşar...Köyün yıllık Ücretini Hububat-Buğday- olarak ödediği İMAM dışında birde VAAZ Hocası türer...Terahi Namazı safhasında VAAZ verir..Köylü yurttaş, kendi ve aile efratlarına yediremediği yiyecekleri bu kişiler yerler. Vaaz Hocası; Bayram namazı sonrası köyden ayrılır. Tabi Halktan toplanan ve Kuran okuyarak aldığı paralar dahil; Yıllık Geçim Nafakasını Ramazan Ayında temin eder...
Vaaz Hocası anlatır Camideki Vaaz Kürsüsünde;
"Bir kadının Babası vefat etmiş...kadına kocası izin vermemiş...PEYAMBER Efendimize gider Kadın, Babasının cenazesine katılmak için İZİN İster...
Peygamber Efendimiz de KOCAN İZİN Vermemiş ise; Ben hiç veremem ...Kadın Babasının cenazesine Katılamaz...
Tanrı bu Kadına; Kocasının sözünden çıkmadığı için;ÖBÜR DÜNYADA; CENNETTEN 40 tane Kapı açar..."
Ben o tarihlerde kafamda ve dünyamda bazı sorunlar oluşuyor...Kendi kendime konuşuyorum...Topluluklardan da kaçıyorum...Hayailimde bir dünya özlemindeyim...
Bazı Tanıdıklar ve Akrabalar babamı uyarmışlar..."Bu ÇOCUK CİNLER ile geziyor...Bu çocukta cin var... Kayseri'de ,Hpca var... Götür bu çocktaki cini yaksın..."
Babamla; Kayseri yoluna çıktık. Buğday yüklü bir kamyona bindik ve Kayseriye ulaştık. Bir dükkanda sıcak pide ekmek ile helva yedik...Tek atlı bir Paytona bindik ve eski yerleşim alanı olan mahalleye ulaştıktan sonra da ahşap bir eve girdik.
Giriş antrede bir kişi; Hoca Efendi müsait dedi...Babamla girdik...Babam bazı uyumsuzlukalarımı anlattı...
Ben ; "Sen İslamiyete KALEMLERİ ile HİZMET etmiş TÜRK ALİMLERİNİ....KILIÇLARI ile HİZMET etmiş TÜRK KUMANDANLARINI say da görelim..."dedim.
Hoca afalladı ve saçımı oksadı...Babama çıkıştı..."Bu çocuk akıllı" ...Bana iki tanede elma verdi. Beni antreye çıkardılar...
Ben elmanın birisini yemeğe başladım...On dakika sonrada babam çıktı ve yola koyulduk...
Bana çıkıştı..." Hocayı da korkuttun.."
xxxxxxxxx
Ne yazık ki; Ülkemizde; Bilim ve Bilimadamı Cumhuriyet sonrası yetişmeye başladı.
TIP Bilimi ve HEKİM yok...Bunların yerini HURAFE ve Din Bezirganları dolduruyordu...Ücretleri de genel olarak tavuk, hindi ve kuzu idi...
Görev yaptığım Bölgelerde de bu kalıntılara devam ediliyordu...Bugün ülkede bu tür tedaviler bir hayli artmıştır.
Bunların tedavi Metotları; DİN ve TANRIYI ilerri sürerler. FAL bakarlar....Geçmişin ve Geleceğin ile ilgili bazı öngörülerde bulunurlar...
1960 lı yıllar öncesi; Toplumda Hekim değil; Din Adamı geçinen kişilerin Hastalıklarla ilgili görüşleri geçerliydi.
Yalnız şu gerçeğinde kabülü gerekir ki; BİLİMİN ve BİLİM ADAMININ Etkili olmadığı TOPLUMLARDA; bunların yerine HURAFE ve DİN BEZİRGANLARI Doldurur...
Bir Topluma en büyük sıkıntı; DİNİ Araç olarak kullanan DİN ADAMI olarak kendilerini Topluma kabül ettirenlerden gelir.
Geçmiş yıllarda; Köylerimizde ÖĞRETMEN- İMAM Çatışmaları olurdu....İmamlar OKullardaki Eğitimi Din kuralları gereği olarak eleştirirler...Özellikle de KIZ Çocuklarrının Eğitiminin yersiz-gereksiz olduğunu ileri sürerlerdi.
Yalnız bunun yanında; bunları tasvip etmeyen DİN ADAMLARI da az da olsa vardılar...Kız Çocuğunu Okutup; Öğretmen-Ebe-Hemşire gibi meslek mensubu yapan KÖY İmamlarımızda var...
SİYASAL YÖNETİM; bu olumsuz gelişmelerin önüne geçmesi gerekirken; DESTEK Verirse sonuçları gelecek için de acı olur.
Tarikatlar...Cemaatler...DİNİ Eğitim adı altında Laik Cumhuriyet için; adım adım bir tehlike oluşturmaktadır...
Bizden söylemesi....
Saygı ile...