Turan ATEŞ

Turan ATEŞ

ADALETİN KILICI
[email protected]

BU MESLEK, BİR KAZANÇ MESLEĞİ DEĞİL....BU MESLEKTE KAZANÇ BEKLEYENLER; YOL YAKIN DÖNSÜNLER......"

18 Haziran 2024 - 15:45

KAMUOYUNA........
-Ben 1965-1966 yıllarında Kırşehir İlköğretmen Okuluna yeni öğrenci olarak başladım...16.Mart günü Öğretmen Okullarının Kuruluş Yıl Dönümü....Törende 40 yıllık bir Öğretmen merhum İbrahim TÜRKOĞLU konuştu..."BU MESLEK, BİR KAZANÇ MESLEĞİ DEĞİL....BU MESLEKTE KAZANÇ BEKLEYENLER; YOL YAKIN DÖNSÜNLER......"  dedi..
 -1973 yılı Kasım ayında AÜ Hukuk Fakültesine başladım...Merhum Ord.Prf.Dr.Hıfzı VELDET VELİDEDEOĞLU Hocamın bir kitabını kütüphanede okudum ve bazı anlatımlarını da not olarak almıştım...
       "Hakimlik mesleği dışında hiç bir meslek mensubu İDAM KARARI veremez...Milyonlarca tl.değerinde bir servetin şu veya bu kişiye ait olduğuna veya adı geçen kişilerden alınıp başka bir kimseye ait olduğuna hükmetmek; vereceği adaletli kararla zayıfları nufuzlulara ezdirmemek; bir evlilik bağını kaldırmak,bir küçük yavruyu anadan ayırıp babaya veya babadan alıp anaya vermek; hiç bir meslekte yoktur... TBMM.nin ve Hükümetin işlemlerini ve eylemlerini gerektiğinde iptal edip kaldırma yetkisi yoktur.....
         Sağlam ve bükülmez bir karaktere ve yüksekliğe sahip olmakla,gereken durumlarda menfaat ve hatta sağlığınızdan fedakarlık yapmanızla mümkün olabilir........Bu saydıklarım bir insan için kolay şeyler değildir...Çok düşününüz....Eğer bütün bunları göze alamayacağınızı anlarsanız....Tavsiye ediyorum...Şimdiden başka Fakültelere gidiniz...."
     Evet...Hukuk ve adalet ancak bunların uğruna savaşmakla elde edilir ve hukuk devleti de böyle ayakta kalır....
      Demokrasi,çoğulcu,katılımcı,kurallar ve kurumlar düzeni olup,BAĞIMSIZ YARGININ-Hakimlerin-DENETİMİ ile Yönetiminin ve Yasamanın geçerliliğinin korunduğu bir Düzendir...
    Anayasamız; YASAMA-YÜRÜTME-YARGI dan oluşan bir bir devlet düzenini benimsemiştir...
    Montesqüleü; "Güç,gücü durdurur..." der...Bu sistemi bu görüş yaratmıştır...Yasam ve Yürütme kendi içinde birbiri ile ilişkilidir....Yürütmeyi-Cumhurbaşkanı dışında- Yasama oluşturur...Yargı Gücü bu güçlerin tamamen dışındadır...Burada Yasama ve Yürütme üzerinde bir YARGI GÜCÜ vardır...
    Yargısal denetim,Yönetenlerin yerlerini ve yetkilerini ve bu yetkilerin sınırlarını tanımlayan, Yargı kurallarının konulması ve bu kurallarında yargı organlarınca uygulanmasıdır. Buradaki amaç;mahkemeleri diğer kurumlardan ayırarak,Yürütmenin gücünü azaltmak değildir....Yargıya,İdare ve Yönetim organlarını Denetleme ve frenleme görevini vermektedir...
     Hukuk Devleti ilkesi ve hukukun üstünlüğü,artık sürekli bir gelişim içindedir...Hukuk kendi kendini  yaratan bir kurumdur..Hukuk hiç bir zaman Yasalarla  oluşturulamaz.Ancak Yasalarla  güve altına alınır...Yasa koyucu,yapay ve değerlere ters düşen bir kural koyduğunda,Yargıda ONUN GEÇERLİLİĞİNİ ve doğrusunun ne olduğunu ortaya koyar....Hukuk kuralını herkesin önceden bilmesi gerekir...Bu nedenle de HUKUKUN açık olması gerekir...
      Şu gerçeğin kabülü gerekir; hukuk Devletinin verileri ile yaşamaya alışan bir toplumda,keyfi bir yönetim şeklini benimseme olanağı olamaz...Hukuk kişileri dine,Devletin otoritesine ve ekonomik güçlere karşı korumaktadır.Yalnız bu HUKUK  din kurallarına dayalı bir hukuk değildir....Bu HUKUK; demokratik ve LAİK hukuktur...
      Hukuk devletinde,kişiler ve Devlet,yasaların üstünlüğünü ve bağlayıcılığını içlerine sindirirler....Yasal;her zaman hukukun temel ilkelerine ve bilimsel gerçeklere uygun olmak zorundadır...
     Hukuk Devletinde ayrımcılık,yolsuzluk,hırsızlık ve adaletsizlik en az görülen olgulardır...Hukuk Devleti,ulusal ve çağdaş devlettir...Bir Yönetim Hukukun üstüne oturduğu zaman rahatlar... Yönetim Hukuk dışı güçlerin üzerine oturup ve ondan güç almaya kalkarsa; kendi geleceğini ve Ülke geleceğini karanlığa iter...Hukuk Devletinin ilkeleri,başta sıkıcı olabilir....ama, ilerisi için rahatlatıcıdır...
    Hukuk Devleti;her eylem ve işlemi hukuka uygun,insan haklarına saygı duyan,bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren
,her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup ve bunu geliştirerek sürdüren,Anayasaya aykırı ve durum ve tutumlardan  kaçınan DEVLETTİR...
    "YASA DEVLETİ " ile "HUKUK DEVLETİ " aynı değildir...Hukuk Yasalardan ibaret değildir...Hukuk yasa anlamına da gelmez...Hukuk Devleti;Yasa eğemenliğinin dışında ve üstündedir...Hukuk Devletinde her tür Yasa değil;Hakları güvence altına alan Yasalar eğemen olur...
     Yasa devleti veya Yasa eğemenliği anlayışının   yerini; Hukukun Üstünlüğü anlayışı almalıdır...
     Hukuk Devletinde; DAVANIN TARAFLARININ KİM oldukları önemli değildir...Hukuka aykırı eylemde,zarar görenin de kim olduğu önemli değil...
      Ülkemizde belirli bir dönem Başbakanlık yapan ve aynı zamanda demokrasiye bağlılığı ve saygınlığı ile özdeşleşen BÜYÜK DEVLET ADAMI Merhum Bülent ECEVİT;12 Eylül 1980 Askeri Müdahale döneminde ki; -DIŞ BASINA VERDİĞİ- bazı açıklamaları nedeni ile tutuklandılar... Dönemin Başbakanı Merhum Ulusu;"Devletin devamlılığı karşısında ,kişiler nokta gibi kalırlar..." dedi...Ama kamuoyunda fazla bir tepki almadı...Çünkü Siyasi bir kişi...
     1957 li yıllarda; Merhum Osman BÖLÜKBAŞI; TBMM.nin manevi Şahsiyetine hakaretten tutuklanmaya sevk olundu...
     Mahkeme HAKİM; " PEYGAMBER ÖLDÜ, ÜMMETİ KALDI....ATATÜRK ÖLDÜ,MİLLETİ KALDI....BİR OSMAN BÖLÜKBAŞI TUTUKLANSA  NE OLUR?...."
    Bu sözü bir HAKİM söyledi...SÖYLEYEMEZ.....Talihsiz bir söz,olsa gerek....Hakim kararını bir yerden talimat alarak değil;bazı siyasi ve feodal baskılara boyun eğerek de değil....Anayasa,Yasalar ve Vicdani kanaatlerine göre; objektif krıterleri göz önüne alarak karar verir....
      Yargı Organları ve Yargı Mensupları; Yasama  ve Yürütmenin alt veya üst bir organı değildirler...Yargı Organları,Yasama ve Yürütmenin de  karşısında da değildirler...Görevi; Bu Kurumların Eylemlerinin Hukuka Uygunluğunu sağlamaktır....Yasama ve Yürütmenin yaptıkları görevlerin gerekliliği ile ilgili HAK ve ÖZGÜRLÜKLERİN dengeli bir şekilde korunmasını sağlamaktır....
    Uzun bir süredir Hakimler; " VİCDANLARI ile SİYASİLERİN İSTEK ve BASKILARI ARASINDA SIKIŞTILAR...." Uygulayıcısı iyi olmayan bir Yasa;Toplumda sarsıntılara neden olur...hakim eeli ile-Adalet yoluyla- yapılan haksızlık çok ağır olur...Yasalara esneklik veren ve canlılık kazandıran onu uygulayan Hakimlerdir....
    HAKİMLİK; ADİL OLMAK KADAR,YÜREKLİ OLMAYI DA GEREKTİRİR....

       Şimdi  Biz ASIL SORUNUMUZA GELELİM.................
      -Şu günlerde TBMM.de Adalet Komisyonunda bir YASA TASARISI  görüşülmek üzere....
      Bu Tasarı gerçekleşirse; YARGITAY ve DANIŞTAY'da büyük bir değişim....
      -Yargıtay'da olan 46 daire sayısı 12 Ceza Dairesi ve 12 de Hukuk Dairesi olmak üzere 24 Daireye indiriliyor...
      -Danıştay'daki 17 0lan Daire Sayısı da  10 Daireye inecek....
     -Bu iki Yüksek Mahkemenin  1.Başkanları, Başkanvekilleri, Başsavcıları ve Daire Başkanları yerlerini koruyacak...Yargıtay'ın mevcut 516 Üye sayısı 300 Üyeye inecek....Danıştay'daki 196 Üye sayısı 116 Üyeye inecektir...
     -Peki....Ya Üyeleri?....Hepsinin Görevlerine son verilecektir...Görevleri sona erdirilen ÜYELER arasında HSYK tarafından yeniden yeni Üyeler seçilecektir...
     - Üyelerin geri kalanı ne olacaktır?...İlk Derece Mahkemelerine HAKİM-SAVCI olarak HSYK tarafından atanacaklardır....Bu seçimlerde HSYK'nın elindeki krıterler neler olacaktır?...
     İlk Derece Mahkemelerine gönderilen HAKİM-SAVCILAR muhtemelen Emekli olacaklardır...İstene de bu olsa gerek...
    -Anayasamızdaki düzenlemeye göre; Yüksek Mahkeme Başkanlıkları,Başkanvekillikleri ve Daire Başkanlıkları ile Başsavcılıklar 4 yıllık süre için seçilirler...Süresi dolan yeniden seçilebilir...Yüksek Mahkeme Üyelikleri için Anayasamızda bir süre yoktur....Seçilen Emekli olana dek bu görevi yürütür...
      -15.Haziran.2016 günü Ankara'da Yargıtay'daydım...Bir Daire Başkanı ve iki Üye ile görüştüm...Daire Başkanı rahat....İki Üye huzursuz...Birisi ise; 1007-2010 dönemlerin HSYK.nın  Güçlü Üyesi...Tabi çok huzursuz...Kendi döneminin çalışmalarını anlattı..
Yalnız bu Yasal Düzenleme yürürlüğe girdiğinde;  ANAYASA MAHKEMESİNE  "İPTAL DAVASI yanında da YASANIN DAVA SONUNA DEK YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASI İSTENEBİLİR....".
      2002 li yıllarda 60 yaşını dolduran KAMU GÖREVLİLERİ yaş nedeni ile EMEKLİ EDİLDİLER...Söz konusu YASA Anayasa Mahkemesine götürüldü....Anayasa Mahkemesi de; "DAVA SONUNA KADAR BU YASANI YÜRÜRLÜĞÜNÜ DURDURDU....EMEKLİ EDİLENLERİN HEPSİDE GERİ GÖREVE DÖNDÜ..."
     Böyle bir HUKUKSAL OLGUDA YAŞANABİLİR....
      Yasanın görüşülmesi safhasında bu konularda gerekli açıklamaları yapacağım...
   Saygılar....

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar