Turan ATEŞ

Turan ATEŞ

ADALETİN KILICI
[email protected]

BİLİRKİŞİLİK= EH-Lİ VUKUF......

19 Şubat 2025 - 22:07

KAMUOYUNA.....

         BİLİRKİŞİLİK= EH-Lİ VUKUF......    

      Bilirkişi; Mahkemelerde görülmekte olan  bir davada, çözümü Hakim tarafından bilinemeyen  ve ayrıca  teknik ve  özel bilgiyi gerektiren  konularda  GÖRÜŞÜNE ve hazırlayacağı   RAPOR için  başvurulan  MAHKEME DIŞI KİŞİDİR.
      BİLİRKİŞİ; özel ve teknik bilgisine  göre inceleme yapar.  Çözümü gereken  bir DAVADAN  da; BİLİRKİŞİ İncelemesine  HAKİM Karar verir. Bilirkişi ve  veya Bilirkişilerin  isimce belirlenmesine  de; önce Taraflar seçer. Uygulamada Taraflar arasında  bir uyum sağlanmaz ve  Bilirkişilerde Hakim tarafından belirlenir.
    Bilirkişilerde Hakim gibi TARAFSIZDIRLAR. Gerektiğinde Taraflarca da REDDOLUNABİLİRLER... Bilirkişi ile Tanıklık farklıdır. Tanık; Mahke-meye gördüğünü ve duyduğunu iletir. Hukuki olay ile ilgili olarak; GÖRÜŞ Beyan edemez. Tanık, gözkulak  organının  iletilerini  ortaya koyar.
     Bilirkişi ise olay hakkında  TEKNİK ve ÖZEL GÖRÜŞÜNÜ Mahke-meye sunar. Yalnız herkes TANIK olabilir. Ama, herkes BİLİRKİŞİ olamaz. Bilirkişinin TEKNİK Bilgiye sahip olması gerekir. Tanıklık zorunlu bir görevdir. Bilirkişi ise zorunlukların dışında ve istisnaidir.
       xxxxxxxxxxx
     
      Bilirkişi İncelemesi ve Düzenledikleri Raporlar...
     HAKİM; mesleğinin  ve görevinin  gerektirdiği  genel hukuk bilgisi  ile çözeceği konularda; BİLİRKİŞİYE  bilgi için başvuramaz. Hakim, bilmediği  özel ve teknik  bilgiyi gerektirdiği konularda  Bilirkişiye başvurur. Hakimin bu gibi durumlarda BİLİRKİŞİYE Başvurması Yasal bir zorunluluktur. AKIL Hastalığının belirlenmesi, Uzman Hekim işidir. Ayıplı Malların belirlenmesi, Kamulaştırma olayında taşınmazın değerinin belirlenmesi Bilirkişiye başvuruyu gerektirir.
      Mahkeme Hakimleri; Kişilerde ele geçirilen SİLAHLARIN Atışa sarih olup-olmadığı ve Yakalanan Uyuşturucu Malzemelerin etkilerini değerlendirme Bilirkişi Raporları ile belirlenir.
     Bir anımı sizlerle paylaşmak gereğini duyuyorum:
     1980ı li yıllar... 12 Eylül 1980 Askeri Müdahale Dönemi içindeyiz...
   6136 Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Kanunda değişim oldu.
    Tabanca 10 taneden fazla Mermiyi alıyorsa; VEHAMET arz ediyor. CEZASI BEŞ YIL....Bunun altında mermi alıyorsa vasat bir silah ve cezası da BİR YIL...
    Tabi ki; mezkur mahalde SİLAH Bilirkişisi aracılığı ile ATIŞ Yapılacak...
     Bir Yurttaş da 14.lü Tabir edilen bir Tabanca yakalanmış...TUTUKLANDI...Duruşma günü verildi ve İlçe Jandarma-sında bir  astsubay Silah Bilirkişisi olarak istihdam ediyoruz.
    Bir Av. da Tutuklunun Savunmasını üstlendi. Bir süre sonrada AZLEDİLDİ....
     Adı geçen Av. ında KAMULAŞTIRMA Davaları var. Keşif için İlçeye ve Adliyeye geldi. Bu durumu sordum...Dava Bitince söyleyeceğini beyan etti.
    Ben ısrarcı oldum...Söylemek zorunda kaldı.
   " Silah  bilirkişisi, ATIŞ Safhasında Silaha Tutukluluk yaptıracakmış ve 14 adet mermiyi atma vasfı olmadığını   belirleyeceğini..." beyan etti.
    Duruşma günü; Duruşma öncesi C. Savcısı Meslektaşım ile konuyu paylaştım.
    Mezkur Mahalle çıktık...Bilirkişi mermileri silaha doldurdu.  Silahı Bilirkişinin elinden aldım. Ve C. Savcısı Arkadaşa ; Atışı yapmasını ve Silah Kullanmasını merak ettiğimi  beyan  ettim.
    C. Savcımız; " Sen Askerlik yapmadın ve Atışı yap da görelim..." dedi... Silahın atışını ben yaptım...14 Adet Merminin Atışı tamam...Silah  TUTUKLUK Yapmadı...Bir adet boş kovanı bulamadık ve zapıt ile de belirledim... Silah Bilirkişisinin Morali bozuldu...Tutuklu Sanık da aynı sıkıntıyı yaşadı...
    Oyun Bozuldu...Sanık  Kişiye BEŞ YIL Hapis...Çünkü Silah Vehamet arz ediyor.
             xxxxxx
    Evet...ilginç bir olay ve anım....
    1992 yılı...Sakarya -Hendek ilçesindeyim. Kadastro Mahkemesine bir Dava Hazine Vekilince-Yazılı Emir sonucu- açıldı...Çok büyük bir alan;                                                                                                                       
      " Orman Özelliğini kaybetmiş ve O.K.nun 2. Maddesinin B fıkrası gereği; 2/B  olarak ORMAN SINIRI DIŞINA Çıkarıldın..."
      Orman yönetimi huzursuz...Siyasiler baskılı....
    Üç Orman Mühendisi, Harita Mühendisi  ve Hazine- Orman Av.ları  yanında Orman Bölge Şefi ve Ekibi...Çevre Köyleri Muhtarları...Dava konusu alandalar...
    Ben Orman içinde gruptan sessizce koptum ve Orman içinde gizlendim...Pipo yaktım ve oturup gizlendim. Beni arıyor ekip...Güneş Battı. Arabaların bulunduğu alana geldim.
  Şöförlere; "Kornaya basın ve Bizim saflar gelsin..." talimatını verdim...Mahkeme görevlileri, bayan olan taraf Av.ları, üç Orman Mühendisleri ve Harita mühendisi...Orman Bölge Şefi ve Ekibi...Köy Muhtarları ...Beni görünce afalladılar...
    Beni Kaybettiklerini ve aradıklarını söylediler.
   " BENİ NEREDE KAYBETİKLERİNİ ..." sordum..."ORAMANDA..." cevabını aldım...
    "HANİ BURASI ORMAN ÖZELLİĞİNİ KAYBETMİŞTİ?" Sorusunu yönettim ve tüm gelişmeyi de zapta geçtim.
    Orman Bölge Şefi " Ağabeyi, bizi şaşırtınız... Ama Sizde bir düşünce vardı.." dedi...
     Tabi ki Dava; RED.....
     Daha sonraları; merhum Gazeteci HASAN PULUR'un eline geçmiş bizim KARAR...
     MİLLİYET GAZETESİNİN ; 20.03.1997 günlü HASAN  PULUR'A AİT OLAN " OLAYLAR ve İNSANLAR " sayfasında YORUMA NEDEN OLDU...
     Arzu eden İzleyicilerim Milliyet Gazetesinde bulurlar bu ilginç yorumu...
       xxxxxxxxx
     17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİ sonrası...Dr. Olan Kızım ile Ankara HUKUK Fakültesine gittim...
    Merhum İktisat Hocam Prf. Dr. GÜRGAN ÇELEBİCAN...Ziyaretindeyim...Benden bu Davayı sordu ve Siyasilerin beni sıkıştırması  anımı hatırlattı.
    Kimlik  Cüzdanımdaki Hasan Pulur'un bu yazısını  önüne koydum.
 Okudu ve çok duygulandı... Ayağa kalktı. "TEBRİK EDİYORUM...SENİ BURADA BOŞ GÖNDERMEMİŞİZ..." dedi.
    Ve Kızım ile beni Okulun Dış Kapısına kadarda uğurladı...
                    xxxxxx
     Deprem ve benzeri Doğal Afetlerin verdiği Zaralar ve KUSUR Durumuna göre SORUMLULARI Belirlemekte,  BİLİRKİŞİLERİN GÖREVİ Olsa gerek...
     Söz konusu ve Mahkemelerin yanında İdari  Birim ve Kurumlarında Görev verip, Görüşlerine başvurdukları Bilirkişilerde YETERLİ-SAĞLIKLI Raporlar verememektedirler....İdari ve  Siyasi Baskılar  olmaktadır.
    Bolu-Kartalkaya'daki OTEL de çıkan yangın ve kaybettiğimiz bir hayli İnsanımız.... Henüz sağlıklı bir Rapor da Kamuoyuna yansımadı...
     BİLİRKİŞİLİK; Hukukçular arasında olumlu-olumsuz yönleri ile çok tartışılan  bir Müesseseden ziyade SEKTÖR olmuştur....
     Zaman zaman Medyada da konu olmaktadır. SAHTE BİLİRKİŞİLER türemiş...Konu ile ilgili bilgileri yok....Başkalarının hazırladığı dedi koduları Biz Av. ları da rahatsız etmektedir.
      Yine Fazlaca  sıkıntılar TIBBİ Olaylarla ilgili olmaktadır. Uzman Olmayan Hekimlerden oluşan ADLİ TIP Kurumu  birimleri....
      Ben; Mesleki yaşamımda bu konuda

 TIP Fakültesi Hastanesi Ana Bilim Bölümlerinde alırdım Raporları...
     Saygı ile....

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum