Sorunsuz toplum olmaz. Ancak, bizim kadar sorunları kronikleşmiş ve ağırlaşmış başka bir millet yok.
Eğer toplum sorunlarını fark eder ise çözümü de üretir.Ancak siyasi otoriteler sorunları saklamayı başarıyor. Goebbels kuralını kullanarak, toplumu ikna etmek mümkün. Hitlerin propaganda bakanı Goebbels “yalanı sürekli tekrar ederseniz toplum inanır” diyordu.
Gelelim sorunlarımıza;
1. En önemli sorunumuz NEPOTİSM dir. Nepotizm, kayırmacılık olarak karşımıza çıkıyor. En başta akraba kayırmacılığı geliyor. Onu siyasi parti kayırmacılığı takip ediyor. Üçüncü sırada masonlar ve tarikatlar var. Herbiri devlete ve ünüversitelere kendi adamını yerleştiriyor.
Nepotism, devlette LİYAKAT VE KARİYER düzenini bozdu. Ehliyetsiz ve cahil kişilere memuriyet veriliyor. Lisan bilmeyen dış işleri mensubu var. Eğitimi sorun olarak görenlere rektör yardımcılığı veriliyor.
Nepotism, Ünivsitelerde “bilimin gelişmesini” önledi. Dikkat ediniz, dünyada ilk 500 sıralamasına giren üniversitemiz yok.
2. Adalet mekanizması işlemiyor.
Yasama-yürütme ve yargılamayı birbirinden ayırmayı beceremedik. Yürütme, hem yargıya hem de yasmayı etkisi altında tutabiliyor. Yürütmenin gücü adaleti gölgeliyor. Böyle olunca adaletsizlik zirve yapıyor.
Adalette diğer bir sorun daha var. Yargılamanın idari ve adli olarak ayrışması yargıda iki başlılık yaratıyor. Yargının iki başlı olması adaletsizliği artırıyor.
Ülkemizde, memurların karar ve eylemlerine karşı idare mahkemelerine gitme mecburiyeti var. İdare mahkemelerinin kuruluş amacı, idarenin eylemlerine meşruiyet kazandırmak dır. Nitekim, memurları koruyan Fransız Kralına yapılan şikayetler üzerine, Kral idare mahkemesini kurmuştu. Hakimi kendi tayin ederek istediği kararı aldırmıştı. Bu adaletsiz sistemi Fransadan aldıkık.
İdare mahkemeleri yüzünden BÜROKRASİ bir güç olarak siyasal yaşama girdi. Bürokrasinin gücü kırılamıyor.
3. Siyasette POPÜLİZM egemen oldu. Demokratik sistemlerin en büyük olumsuz tarafı popülizm dir. Devlet olanakları ile oy kazanmak için yapılan her türlü mali ve ekonomik hareketler popülizmin kapsamına giriyor.
Yıllardan beri uygulanan popülizm, HAZİNEDEN GEÇİMLİ asalak bir sınıf yarattı. Devlet bunlara para bulmak için her yolu deniyor. Englasyonun ve diğer ekonomik sorunların temelinde Popülizm yatıyor.
Devlet üretime katkısı olmayanlara, halktan topladığı vergiler ile kaynak aktarıyor. Ki bunların başında imamlar geliyor.
-200 bini aşkın diyanet kadrosunun üretime katkısı sıfır. Fakat, öğretmenden fazla maaş alıyor.
-Bunlara muhtarlar da katıldı. Muhtarlar hiç bir iş yapmadan devletten maaş alıyor.
-4 milyon yeşil kartlı var. Adam zengin malını çocuklarına devretmiş yeşil kart kullanıyor.
-Haksız emekli maaşı alanların sayısı milyonları aşmış. Emekli ölüyor maaşı yaşıyor.
4. Başka sorunlar da var. Onlar kolaylıkla çözülür. Ancak, yukarıda 3 madde ile sıraladığım sorunları çözecek siyasi bir parti de yok. El değiştiren belediyeler, hiç bir konuda çözüm üretemedi. Aksine üç madde ile sıraladığım sorunları derinleştirdiler.
Sonuç; GELEN GİDENİ ARATIYOR.
İşimiz zor görünüyor.
Şinasi Kara
FACEBOOK YORUMLAR