Nas Arapça bir kelimedir. Kuran ayetleri-Peygamber sözleri ve uyulması gereken “kesin kural” anlamına gelir. Bakara 275/2 ve 278 ayetleri ile KURAN faizi yasaklıyor. Faiz yasağı “Nas Hükmünde” sayılıyor.
Ancak bir sorun var. Faiz olmadan ekonomi düzgün işlemiyor. Faiz konusundaki NAS HÜKMÜ, ekonomi bilimine ters düşüyor. Bu tersliğin, ekonomik açıdan üç nedeni var.
1. Faiz olmaz ise SERMAYE BİRİKMİYOR
Faiz sermayenin getirisidir. Getirisi olmayan ekonomik bir olgu ya da nesne itibar görmez. Getiri ile masraf arasında da ilişki vardır. Servetin giderleri getirisini aşıyor ise, servet anlam taşımaz. Tipik misali, terk edilmiş binalardır.
Bu nedenle, sermayenin var olabilmesi için mutlaka faiz gibi bir getiriye ihtiyaç vardır.
Sermaye üretime katılan, üretilmiş üretim elemanıdır. Sermaye olmadan fabrika kurulamaz. Alt yapı yatırımları yapılamaz. Sanayi üretim aşamasına geçilemez. Sermayeyi biriktirmek için faizin meşru sayılması gerekir.
Hristiyanlıkta faiz yasak idi. Tarihi bir zaruret nedeniyle PAPA faiz yasağını kaldırdı. Genç imparator Şarlken PAPA olmak istiyordu. Yavuz Sultn Selim Hanın HİLAFETİ Osmanlı Hanedanlığına “kılıç hakkı” olarak mal etmesini örnek gösteriyordu.
Papa tutuştu. Şarlkene karşı ordu kurması lazım. Ordu için para lazım. Para ALMAN TEFECİLERDE. Tefeciler, PAPAYA “Faiz yasağını kaldır” dediler. Zorda kalan Papa “Borç veren risk omuzlar, karşılığı olmalıdır” şeklinde fetva vererek faizi yasağını kaldırdı.
16. Yüzyılın başından itibaren Avrupada faiz meşru sayıldı. Tefeciler banker oldular. Banka kurdular. Bankalarda sermaye birikti. Biriken sermaye sanayi yatırımlarına dönüştü. Fabrikalar kuruldu. Avrupada üretimin yapısı değişti.
Sanayileşen Avrupa, sermayenin farkına varmıştı. Sermaye biriktirmek için her yol denendiler. Sömürgecilik meşrulaştı. Biriken sermaye sayesinde AVRUPA SANAYİ TOPLUMUNA dönüştü.
Avurpa sermaye biriktirirken, İslamı temsil eden Osmanlıda faiz yasak idi. Osmanlıda BANKA dahi yoktu. Banka olmadan sermaye birikmez. Osmanlı Bankası adındaki banka, İngiliz banker Rodshilde ait idi. Amacı, yatırım bankacılığı değildi. Osmanlıdan alacaklarını tahsil etmek için kurulmuştu.
Türkler bankacılık ilk defa CUMHURİYET döneminde tanıştılar. 1924 yılında ATATÜRK İŞ BANKASINI kurdu. İş bankası sermaye biriktirdi ve yüzlerce sanayi tesisi kurdu.
Bankalar faiz alan ve veren kurumlardır. Banka olmadan sermaye birikmez. Faiz olmadan bankacılık olmaz. Faizi yasak sayan din kuralı, bankacılığı ve sermaye birikimini engeller.
2. Faiz sermayenin akım yönünü belirliyor.
Fizikte “bileşik kaplar yasası” vardır. Su seviyesi eşitleninceye kadar, bir kaptan diğerine su akmaya devam eder. Benzer durum uluslararsı sermaye akımlarında da vardır. Nerede faiz yüksek ise, o ülkeye düşük faizli ülkeden sermaye akar.Sermaye akımı faizin eşitlendiği aşamada durur.
Şu gerçeği bileceğiz. City of LONDON diye, Londranın ortasında bir yer vardır. Burada, İngiliz yasaları geçmez. City of London finans merkezinde LİBOR faizi oluşur. Sermayenin gözü kulağı bu faizdedir. Eğer, ülkedeki reel faiz Liborun altınd kalıyor ise, sermaye Londra’ya akar. Bu akışı, idari tedbirler ile durdurmak mümkün değildir.
Faizi sıfır yaparsanız, ülkenizdeki sermaye LONDRAYA akar. Demek ki, ülkede sermayeyi tutmanın temel kuralı, LİBOR dan yüksek faiz vermektir.
3. Faiz ölçek görevi yapar.
Hangi yatırıma öncelik verilmelidir, sorusuna faiz cevap veriyor. Piyasa faiz hadlerinden daha yüksek verim getiren yatırımlar öncelikli olmalıdır. Aksi taktirde sermaye ve yatırım israfı ortaya çıkar.
1960 lı yıllarda, SOVYET ekonomistleri bir gerçeği fark ettiler. Sovyetlerdeki, planlama dairesinin kararları ile yapılan yatırımlar KAYNAK İSRAFI yaratıyordu.
Sovyetlerde FAİZ YASAK idi. Sosyalist ekonomistler, faiz yerine ikame etmek için çözüm aradılar. GÖLGE MALİYET diye bir kavram geliştirdiler. Her bir yatırımı diğeri ile mukayese ederek hangisinin verimli olduğunu hesap etmeye çalıştılar. Başaramadılar. Sovyetler SERMAYEYİ yanlış yatırımlara kanalize ettiği için geri kaldı ve çöktü.
Serbest piyasa ekonomisinde hangi yatırımın yapılacağını faiz belirliyor. Piyasa faizinden daha yüksek getiri sağlayan yatırımlar yapıldığı zaman KAYNAK İSRAFI ortadan kalkıyor.
Nas diyerek faizi yasaklar ya da negatif yaparsanız, yukarıda saydığım üç ekonmik kural ülke aleyhine işler. Ekonomide dengeler bozulur. Hiper enflasyon başlar. Dengeleri tekrar kurmak için, faizi sürekli, LİBOR üzerinde tuatmak gerekiyor.
Şinasi KARA
FACEBOOK YORUMLAR