ANILAR
Sene 1984. Almanyadayım. Hamburg’a yakın Gestaht diye bir kasaba var. Ev kiraladım. Ev sahibim, cenaze işleri yapıyor. (Batıda cenaze işlerini yetki verilmiş özel şirketler yapar)
Ev sahibim meraklı olduğumu biliyor. Şehrin zenginlerinden birisi ölmüş. Cenaze merasimine beni davet etti. Merasim Kilisede yapılıyor.
Cenaze günü, papazlar öyle süslenmişler ki, göze batıyor. Papazlardan birisi ihtişamlı giyinmiş, kafasındaki şapka onun önemli biri olduğunu gösteriyor.
Ev sahibime “bu kim” diye sordum. “Kardinal. Her cenazeye gitmez” diye cevapladı.
Dualar okundu, seremoni tamamlandı. Cenazeyi dışarı çıkardılar. Kilisenin etrafında, dua okuyarak döndürüyorlar. Cenaze bir kaç kez Kilisenin etrafında döndürüldükten sonra, ortalık karıştı. Ölenin eşi, bağırıp-çağırıyor.
Ev sahibime “ne oluyor” diye sordum. Güldü ve “Para” dedi.
“Cenazenin para ile ne alakası var” diye sordum.
“Papazlar para istiyor. Kilisenin etrafında dokuz kere döndürülür ise ölü cennete gidecek, 6 kere dönmüş, bundan sonraki her dönüş için 100 bin mark istiyorlar. Karısı razı, ancak çocuklar itiraz ediyor” diye cevapladı.
Pazarlık ettiler. Anlaşmış olmalılar ki ses kesildi. Cenaze Kilisenin etrafında üç kez daha döndürüldü. Ev sahibim “Tamam, ölünün ruhu cennete gitti” diye müjdeyi verdi.
Merak ettim, uzun ve gösterişli şapkalı papaza yaklaştım ve “Sizin cennet anlayışınız nedir” diye sordum.
Türk olduğum her halimden anlaşılıyordu. “Turken “ diye başladı. “Hristiyanlığın cennet anlayışı, Hz İsanın yakınında mertebe kazanmak ve sonsuza kadar onunla birlikte yaşamak” dedi.
Aklıma, büyük Şair Ömer Hayyam geldi. Ömer Hayyam şiirinde, Araplara uygun cennet anlayışını, çok basit ve anlaşılır şekilde tarif ediyor.
Ömer Hayyam (Büyük Selçuklu şairi 1048-1131)
“Irmaklardan şarap akacak diyorsun, cenneti ala meyhane midir.
Her mümine iki huri var diyorsun, cenneti ala kerhane midir….” diye yazıyor.
Her toplum kendine uygun cennet anlayışı yaratıyor.
Şinasi Kara
FACEBOOK YORUMLAR