Eleştiri malum. Olumsuz eylem ve söylemleri dile getirmek. Gerekçeli çözüm üretmektir. Yapıcı eleştiri insan ve toplum için pozitif sonuçlar geliştiriyor.
Öğrenilmiş çaresizlik nedir?
Emperyalist ve sömürgeci ülkelerin kullandığı İKNA metodudur. Sömürge halkları “başarılı olamayacaklarına” ikna edilir. Sömürgeci halkların üstün olduğuna dair kabul sağlanır.
Toplum başarısz olacağına ikna edildiği zaman, sömürülmesi ve idare edilmesi kolaylaşıyor.
Sömürgeci Batı bu konuda başarılı olmuştur. Başarının gerisinde, yerli iş birlikçiler vardır. İşbirlikçiler medyayı kullanır. Üniversiteleri ve eğitim sistemini kullanır. Sivil toplum kuruluşlarını kullanır.
Devrim aracı hakkında, ülkenin önde gelen medya yazarları “biz kağnı üretemiyoruz, otomobil neyimize” diye yazıyordu. Halkı ikna ediyordu.
Üniversitelerde “Sakarya akar, Türk bakar” deyimi sıkça kullanılıyor, Türklerin baraj kurup Sakarya nehrinden istifade edecek akla sahip olamadığını vurguluyor. Öğrenilmiş çaresizlik yaratılıyordu.
Sosyolojide, öğrenilmiş çaresizliğe örnek olarak Mahatma Gandinin şu söylemi örnek verilir.
Hindistanın pasifist lideri MAHATMA GANDİ “Mustafa Kemal, Çanakkalede İNGİLİZLERİ yenene kadar, onları yenilmez tanrı sanıyordum” diye yazıyor.
İngilizler Hindistanda o kada etkili olmuşlar ki, hiç kimsenin onları yenemeyeceğine Hindistan Halkını ikna etmişler.
Ülkemizdeki iş birlikçiler “Öğrenilmiş çaresizlik sendromu” yaratmak için her türlü gayreti sarf ediyor. Nitekim, SELÇUK BAYRAKTRIN ürettiği insansız jet uçağına, işbirlikçi bir gazeteci “Tekerleri perşembe pazarından” diyerek dalga geçiyordu.
Yapılan her işe karşı olanlara ve toplumu sürekli aşağılayanlara dikkat ediniz. Gerisinde “öğrenilmiş çaresizlik sendromu yaratma” gayreti vardır. Eleştiri araç olarak kullanılır.
Sonuç:
Eleştiri olumlu sonuç veriyorsa makbuldür. Eleştiri “öğrenilmiş çaresizlik yaratıyorsa” ülkeye zarar veriyor.
Şinasi Kara
FACEBOOK YORUMLAR