İnsanoğlu en iyi yönetimi arıyor. Ancak bu güne kadar bulamadı. Daha az kötüsünde karar kıldı. Tüm yönetimler içerisinde en az kötüsünün DEMOKRATİK YÖNETİMLER olduğuna karar verdi.
Demokratik yönetimlerin en kötü tarafı ANARŞİYE meylediyor olmasıdır. Dikkat ediniz, anarşistler “Daha çok demokrasi” talebinde ısrar ederler. Demokrasinin anarşiye meyletmesini önlemek amacıyla “KUVVETLİ İKTİDARLARA” ihtiyaç duyulur.
Kudretli iktidarların, diktatörlüğe dönüşme riski vardır. Hitler, demokratik yoldan iktidarı ele geçirmiş ve dünyayı kana bulamıştır.
Demokrasilerin ikinci sorunu POPÜLİZM dir.
Popülizm en çok ekonomik alanda kendini gösteriyor. Devlet kadroları önlenemez şekilde şişiyor. Demoratik ideaya göre şekillenen siyasi iktidarın tabanı, kendine devlette kadro buluyor. Halkçılık adı altında, devlet imkanları kullanılıyor. Sosyal devlet prensipleri, siyasi iktidarı ayakta tutmak amacıyla kullanılıyor. Sonuç, bütçe açığı olarak ortaya çıkıyor. Bütçe açığı enflasyon yaratıyor.
Demokrasilerin diğer bir sorunu daha var. Hiyerarşi kayboluyor. Hiyerarşi, makam silsilesine göre şekillenir. Demokratik düzenin eşitlik pransibi, alt-üst ilişkisini ortadan kaldırıyor. Kimin ayak, kimin baş olduğu bilinmiyor. Ehliyetsiz insanlar yönetime geliyor. Bilimsel olmayan kararlar alınıyor. Liyakat ve kariyer düzeni bozuluyor.
Türkiyeyi ele alalım. Demokrasinin bizleri nereye getirdiğini görelim.
1. 2002 yılında memur sayısı 2 milyon civarındaydı. Bu gün 5 milyonu aşıyor. Siyasi iktidarlar, yandaşlarına iş yaratmak için devlet karolarını artırdılar. Artış devam ediyor. İmamlar, yatay geçiş yaparak memur oluyor.
2. Sosyal Güvenlik giderleri sürekli arttı. Neredeyse devlet bütçesinin yarısına yaklaştı. Oy devşirmek amacıyla hazinenin imkanları kullanılıyor. 8 milyon yeşil kartlı var. Evde bakım ücreti gibi ahlaki gerekçeler ile harcamalar sınır tanımıyor. Milyonlarca insan, hazinenin kaynaklarını tüketiyor.
3. İktidarlar, daime kendilerine ARKA BAHÇE yaratırlar. 22 yıllık iktidarın arka bahçesi İmam Hatipler. İmam kadroları sürekli arttı. 200 bini aştığı söyleniyor. Bu fakir millet 200 bin din görevlisine paşalar gibi bakıyor.
4. Liyakat ve kariyer düzeni bozuldu. Memuriyette başarıya koşmak için dini kullanmak yeterli. Prof olmak için dini kullnmak yeterli. Matematik bilmeyen bilim adamı var. Arapça bilmeyen diyanet başkanı var. Lisan bilmeyen, dış işleri mensubu var….
5. Yatırımlarda verimlilik hesabı yapılmıyor. Siyasi amaç, ekonomik amacın önüne geçti. Ülke kaynakları adeta israf ediliyor. Nitekim, yeterli yolcu inmeyen havalanına hazine garantisi verildi. Kanal İstanbul gibi, kaynak yutan yatırımlar destekleniyor.
6. İsraf. Liyakatten yoksun memurlar, israfa neden olur. Onlar, devlet gücünü kullanarak makamın tadını çıkarırlar. Nitekim, devlet dairelerinde lüks araçlardan geçilmiyor.
Şinasi Kara
FACEBOOK YORUMLAR