Tarafsız bir gözle bakıldığında, CHP bütünlüğü sağlam olan bir pati görünümü vermemektedir. Yapısında öyle tehlikeli fay hatları varki, bunlar ülkenin kurtuluşunu olumsuz yönde etkilemektedir. Bunların en sakıncalısı Kemal Kılıçdaroğlu fay hattıdır. Partideki bütün delegeleri kendisine göre ayarlamasına rağmen, kurultay seçimini kaybetmiştir. Acaba umuduyla, para ile delege satın alındı iddiasına sarılmaktadır. Maalesef pusuda bekleyen AKP saldırısına adeta kılavuzluk etmektedir. İnsan 13 yıl Genel Başkanlık yaptığı partiye bunu nasıl yapar, anlamak mümkün değildir.
Siyasi partilerde para ile delege oyu satın alınması her zaman konuşulan bir olaydır. Geçmiş yıllarda yaşanan kritik dönemlerde, milletvekillerinin bile satın alındıkları iddia edilmiştir. Ancak bunların ispat edilmesi mümkün değildir. Bunu en iyi bilenler, siyasetin para ile yapılmasını meşrulaştırmaya çalışanlardır. Buradan CHP Kurultayını iptal etmeye çalışmak, sadece siyasi düşmanlıktır. Olmaz demek mümkün değildir. Hukukun askıya alındığı bir dönemden geçilmektedir. Olmaz denilen her şey mümkündür.
Anamuhalefet Partisindeki ikinci fay hattı, Mansur Yavaş fay hattıdır. Her fırsatta ülkücü olduğunu ifade eden Mansur Yavaş'ın, CHP'li olmasını beklemek hayal ötesi bir iyimserliktir. O da Belediye Başkanı olabilmek için CHP'yi kullanmıştır. Herşeyden önce CHP'li olmasına kendi çevresi izin vermemektedir. Yapılan etkinliklerde yansıtmış olduğu vücut dili, CHP ile anılmaktan mutlu olmadığını göstermektedir. En son yapılan üçlü toplantıda, temayül yoklamasına katılmak istemediğini ifade etmiştir. CHP'ye pamuk ipliği ile bağlı olduğu net olarak görülmektedir.
Anketlerde ön sırada görülen Mansur Yavaş, CHP oyları olmadan anlamlı bir aday değildir. Anketler manüplasyon aracıdır. CHP içindeki Cumhurbaşkanlığı adaylığını baltalamak isteyen çevreler, anketlerde Mansur Yavaş'a destek olmaktadırlar. Kendisinin kamuoyundaki gerçek karşılığı, CHP'den ayrılırsa görülecektir. Diğer yandan, İyi Parti ile temasta olduğu iddiaları, kendisine olan güveni azaltmaktadır. Bu tutum ve davranışlar, en az Akşener vakası kadar tehlikelidir. İktidar çevreleri CHP'ye zarar vermesi için Mansur Yavaş 'ın adaylığını gündemde tutmaktadırlar. Destek ya tam olmalı, ya da hiç olmamalıdır. Esnek ve gevşek tavırlar iktidarın işine yaramaktadır.
CHP içindeki üçüncü fay hattı, devşirme milletvekilleridir. Bunlar CHP'li olmak için bu partiye gelmediklerini zaten ifade etmektedirler. Onların amacı, yeniden seçilebilmek için sıra kapmaktır. CHP'nin en büyük yanılgısı kişileri partiye almakla seçmen sayısını artıracağını sanmasıdır. Seçmen sayısının artması, partinin tutarlı bir görüntü vermesi, vizyoner bir politika izlemesi ve seçmene güven vermesiyle mümkündür. Başka siyasi görüşlerden transfer edilen kişiler oy getirmedikleri gibi, tepki oylarının CHP'den uzaklaşmasına neden olmaktadır. Yıllardan beri bunun fark edilmiyor olması, affedilmez bir hatadır.
Cumhuriyet Halk Partisi içindeki dördüncü fay hattı, Ekrem İmamoğlu fay hattıdır. İmamoğlu ANAP Kültüründen gelen bir siyasetçidir. Parti içinde değişim adı altında yeni bir gruplaşmaya neden olmuştur. Cumhurbaşkanlığına aday olmayı bir hırs hâline getirmiş olması, parti içinde ayrışmaya neden olmaktadır. "Aklı yemde olan kuşun, ayağı tuzaktan kurtulmaz" derler. İktidar yargı yolu ile İmamoğlu'nu baskı altına alarak, hata yapmaya zorlamaktadır. Temayül yoklaması doğru olmasına rağmen, zamanlaması yanlıştır. İmamoğlu CHP içine hapsolursa seçimi kazanma şansı azalacaktır. Daha geniş kitlelere oynaması zorunludur.
İmamoğlu'nun Seçime giremezse bile, gireni ezici çoğunlukla kazandırma potansiyeli bulunmaktadır. Aslında bunun iyi yönetilmesi lâzımdır. Ancak o kendisine oynamayı tercih etmektedir. Tartışılma yerine, hedef olmayı seçmiştir. Seçimin ne zaman yapılacağına Cumhur İttifakı karar vereceği için, süre uzadıkça kamuoyu Ekrem İmamoğlunu duymaktan bıkacaktır. CHP ve İmamoğlu süreci iyi yönetememektedir. Mansur Yavaş gerçeğini görmezden gelerek, Cumhurbaşkanlığı seçimini CHP oyları içine hapsetmek, akılcı bir yol değildir.
CHP, koordinasyonun hemen hemen hiç olmadığı bir partidir. Halka göre değil, kendi kafasına göre siyaset yapmaktadır. Her kafadan bir ses gelmektedir. Seçmen geleneksel CHP hatalarından bıkmıştır. Atatürk'ün Partisi denilen bu parti, Atatürk konusunda bile bir bütünlük gösterememektedir. Her konu da Atatürkçü politikalardan uzak görünmektedir. Ülkeyi yönetmekte başarısız olan Erdoğan, CHP içindeki fay hatlarını derinleştirme konusunda oldukça başarılıdır. CHP'nin rakibi AKP değil, kendi içindeki her an deprem üretmeye uygun fay hatlarıdır.
Ben CHP'ye oy veren bir seçmenim. Takım tutar gibi forma aşkıyla oy vermiyorum. Milleti bu ceberrut yönetimden kurtaralım diye oy veriyorum. Bu nedenle gördüğüm yanlışları ortaya koymayı bir yurttaşlık görevi olarak görüyorum. Maalesef bazı fanatik holiganlar bu yazdıklarıma dayanamayıp, terbiye sınırlarını aşmaktadırlar. Yanlış bizim mahallede olursa sıkıntı yok, karşı mahallede olursa, oh ne alâ ne güzel. Böyle bir mantık olmaz.
Kimsenin milletin umutları ile oynamaya hakkı yoktur. Benim iktidarla işim olmaz, ben önce kendi mahallem de işlerin iyi gittiğini görmek zorundayım. Üzülerek söylüyorum ki, işler iyi gitmiyor.