Necdet Topçuoğlu
Geçtiğimiz gün İstanbul Eyüpsultan'da özel bir lisede okuyan Irak uyruklu bir öğrenci, okuldan atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürünü silahla vurmuştur. Atıldıktan 5 ay sonra okula gelen katil öğrenci, okul müdürü İbrahim Oktugan'ı başından vurarak ölümüne sebep olmuştur. Ömrünü insan yetiştirmek için harcayan İbrahim öğretmenin öldürülmesine derinden üzüldüm.
Devlet İbrahim öğretmeni koruyamamıştır. Kimse bu cinayeti sıradan bir olay olarak gösteremez. Bu cinayet İbrahim öğretmenin şahsında, tüm eğitim camiasına karşı işlenmiştir. Tetiği çeken Irak kökenli bir öğrenci olabilir, ancak gerçek katiller ipten kazıktan kopmuş bu haydutları ülkemizin başına belâ edenlerdir. Gerçekleri yazdığımız zaman yabancı düşmanlığı yapmakla suçlanıyoruz. O yabancı canımıza kıyıyorsa, susup sineyemi çekeceğiz?
İbrahim öğretmenin canının hesabını kim verecek? Duyulan tepkilerin etkili ve yeterli olduğunu düşünmüyorum. Basında yer alan haberleri okuduğumda, katil öğrenciyi korumaya yönelik ifadeleri görmekten utanıyorum. Beyler bir öğretmen öldürüldü görmüyormusunuz? Bu cinayete alışamazsınız, alışırsanız sıra birgün hepimize gelecektir. Doktorlar dövülürken sessiz kalındı, şimdi doktor dövmek adi vaka sayılmaya başlandı. Cahiller, doktor dövmek zenginliğimizdir diye övünmektedirler.
Düzensiz göç ile gelen yabancılar her alanda yurttaşlarımızın can güvenliğini tehdit eder hale gelmiştir. Ekonomik yüklerini fakirleşerek çekmemiz yetmezmiş gibi, birde dayak yeyip, ölümlerle karşılaşıyoruz. Bir yabancı ile asli yurttaşımız sorun yaşadığında, devletin güvenlik güçleri bırakın adil davranmayı, onların yanında yer almaktadırlar. Bizden taraf olmasını zaten istemeyiz, ancak adaletli davransınlar yeter.
Milli eğitimin başında, çağdaş eğitim sistemini yok etmeye and içmiş bir bakan bulunmaktadır. Eğitim milli olmaktan çıkmış, gerici ideolojik bir hal almıştır. Öğretmenler mülâkatla alınarak, gerici ideolojik eğitimin kadroları oluşturulmaktadır. Böyle bir eğitim sistemi Ortadoğu toplumları gibi bir toplumun oluşmasına hizmet etmektedir. Dindar ve kindar nesil yetiştirme projesi, iktidarın beklentilerini karşılama boyutuna gelmiştir.
Bu zihniyet, dövülen veya öldürülen öğretmenlerin fikri yapıları üzerinden tavır belirlemektedir. İbrahim öğretmenin öldürülmesine tepki duyanlar arasında Eğitim Bir-Sen bulunmamaktadır. 74 yaşında bir eğitim çınarı yok yere öldürülmüştür. Buna tepki duymak için bir sebep aramaya gerek varmıdır? Hayatımda çok sayıda öğretmenlerim oldu. Sevmediklerim hiç olmadı. Ancak hayatıma dokunan çok sevdiklerim olmuştur.
Öğretmen bir alimdir. Alimlerin ölümü, alemlerin ölümü gibidir. Ne zaman bir öğretmen ölse veya öldürülse, içimdeki dünya yıkılır. Biz öğretmenlerimizin semtlerinden geçmezdik. Olurda bir hata yaparız, öğretmenimize mahçup oluruz diye korkardık. Mahçup olmaktan korkarken, kurşun sıkmaktan korkmayan bir duruma gelinmesi, sözün bittiği yerdir.
(09, Mayıs, 2024-Ordu)
FACEBOOK YORUMLAR