Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI
[email protected]

MERAL AKŞENER AYIBI HEPİMİZE YETER

16 Ağustos 2024 - 20:46


Necdet Topçuoğlu 

İyi Parti yeni kurulduğunda, ayni dönemde Müsteşarlık yaptığımız Aytun Çiray'ı dinledikten sonra oy vermeye karar vermiştim. Nitekim bir defa da oy verme gafletine düştüm. Merkez  sağ da bir partinin büyük ihtiyaç olduğuna inanıyordum ve halen de bu inancım devam etmektedir. Akşener Altılı Masayı terk edince aşağıdaki kişilik analizini yapmıştım. Özellikle Ordu'dan eski bir Milletvekili tepki vermişti. Cevabını da misli ile almıştı. Keşke haklı çıkmasaydım ama, maalesef haklı çıktım. Şimdi o kişilik analizini tekrar hatırlatıyorum.

Akşener'in siyasî yaşamında  girmediği kalıp kalmamıştır. Bir zamanlar Tansu Çiller'in manevi kardeşiydi. Ona "Baciyana" güzellemesi yapıyordu. Çiller onu hatırlı bir telefonla İçişleri Bakanı yapmıştı.  O dönemde Atila Yayla, Mümtazer Türköne gibi fetöcüler yanlarındaydı. Çiller'e fena kazık atmıştır. Zaten o da bunu dile getirmiştir. Sonra siyaseten Mehmet Ağar ile iş birliği yapmış, orada aradığını bulamamıştır. Mehmet Ağar derinliği olan bir siyasi aktördür. Bulaşan bir şekilde yanar.

Yetmemiş, Mesut Yılmaz'a yamanmıştır. Orada da umduğunu bulamayınca, AK Parti kurucusu olmuştur. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ile Anadolu'yu karış karış gezmiştir. Belli ki bu hareketin içine bir proje olarak girmiştir. Onu bilmiyoruz. Parti kurucusu olarak Tayyip Erdoğan'a uzun bir liste vermiştir. Anlaşılıyor ki, parti'yi Tayyip Erdoğan'ın elinden almak için Truva atının içindeki askerler gibi onları kullanacaktı. Erdoğan uyanık davranmış, ona "Tek gel" demiştir. Uyanık ağabey oyunu bozmuştur.

Bütün bu dümen ve tezgahlar tutmayınca, Birden bire aklına MHP gelivermiştir. "Liberal Meral", "Milli Görüşçü Meral" Birden bire "Bozkurt Meral" oluvermiştir. "Dişi Asena" oluvermiştir. O yıllar, MHP'nin bunalımlı yıllarıydı. MHP, % 8.5 oy'la baraj altı kalmıştı. Mutlaka derlenip toparlanması gerekiyordu. Meral Akşener'in ağabeyi Nihat Gürer, bir dönemler eski İzmit Ülkü Ocağı Başkanı ve MHP İl Başkanıydı. Bu nedenle, Bahçeli'ye ulaşmak zor olmamıştır.
Ağabey Nihat Gürer ülkücüydü, ülkücü olmasına ama, Meral Hanım daha bekar iken kulvar değiştirmişti. İnsanlık hali gönlünü solcu Tuncer Akşener'e kaptırmıştı. Bunda hiç bir sakınca yoktur. İyi de yapmıştır. Ailenin şiddetle karşı çıkmasına rağmen bu evliliği yapmıştır. Helâl olsun. 

Meral Akşener daha sonra gidecek yer bulamayınca kapağı MHP'ye atmıştır. Bir paralel üst akıl projesi olan Akşener, MHP'de de rahat durmamıştır. Aslında Devlet Bahçeli  onun velinimetidir. Buna rağmen, velinimeti olan Devlet Bahçeli'yi devirmeye kalkmıştır. Halbuki Bahçeli onu hem Milletvekili, hem de Meclis Başkanvekili yapmıştır. Yıldızının yeniden parlaması, Devlet Bahçeli sayesinde olmuştur. Bunu bilmeyen yoktur. Bir projenin aparatı olunca sadece istenilen yapılmaktadır. Biz onu ekmek yediği tekneye pislemek olarak değerlendiriyoruz. Ancak işin arka plânı farklıdır.

Akşener'in yaptıklarından sonra Bahçeli, "bir defa satan, her zaman satar" diye tarihi bir söz ifade etmiştir. Kendisini mağdur göstermek için,  Bahçeli ve arkadaşları bana "fosforlu Meral" dediler, iffetimle oynadılar diye televizyonlarda fütursuzca ifadeler kullanmıştır. 
Biz de gaza gelip, ona hak vermiştik. Şayet denilmişse ilke olarak doğru yaptığımızı düşünüyorum. Çünkü bir kadının iffeti kırmızı çizgimizdir. 

Bütün bu olanlardan sonra, aynı oyunu ve tezgahı Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı Altılı Masa da yapmıştır. Kılıçdaroğlu Demokrasi adına Meral Akşener seçimlere girsin diye 15 tane Vekilini ona ödünç vermişti. Belki bu uygulama dünya siyaset tarihinde eşi emsali görülmeyen bir uygulamaydı. Doğrumuydu, tartışılır.
Ancak masadan kalkarak, Kemal Kılıçdaroğlu'nun defterini dürmüştür. Gözü dönmüş bir kere deyip geçemeyiz. O kendisine verileni okuyor ve denileni yapıyor. Kendisini kullandırma iradesi onda var oldukça, ihtiyaç duyan birileri onu kullanacaktır. Ne acı bir tesadüftür ki, yine bir deprem felâketi döneminde, Düzce deprem konutları vurguncularıyla birlikte kirli sermeyenin piyonu olmuşlardır.

Ya tarih yazacağız, ya da tarih olacağız diyordu. Adam satmanın tarihini yazmıştır. Tarih onu bu haliyle kaydedecektir. Diyalog kapısını kapatıp, kavgada bile sarfedilmeyecek sözleri söylemiştir. Masayı terk etmesi, kurulu saat olduğunu göstermiştir. Vakti saati gelince zemberek boşalmıştır. Türkiye'ye çekilen operasyonlarda hep bu aparat kullanılmıştır. Şimdi de Türkiye'nin geleceğini yağmalayan bir çetenin operasyonuna alet olmuştur. Bütün bunları İyi Parti'nin Demokrasiden yana olan üyelerinden ayrı tutmak vicdan borcumuzdur. O tabanda kadim dostlarım vardır. 

Bu arızalı karakterler için, söylenecek tek söz vardır. Yaklaşmayın, yanarsınız. Siyasetin tavanında yapılan bu operasyon AK Partiye bir beş yıl  daha tanımak için yapılmıştır. Akşener'in konuşmasındaki sözler, büyük bir belâgat ustası olan Erdoğan'a bilinçli olarak  verilen paslardır. Özellikle kumar  ve noter masasında bulunamazdık sözleri tam da gollük paslardır. O da bunu seçimde tepe tepe kullanmıştır. İşin kötüsü ben bile toz kondurmamıştım. Sayfamdaki kıymetli dostlarımdan bazıları, hocam yapma, siz bu kadar saf olamazsınız demişlerdi. Onlara da bir şans verilmeli demiştim. Doğrusu  Aytun Çiray gibi dostlarıma inanmıştım. 

Genel seçimde kendisine verilen görevi yapan Akşener'e ilk ödül, Fetö dosyasına takipsizlik kararı verilerek yapılmıştır. Millet Ittifakında yokuz, yerel seçimlere tek başımıza gireceğiz. Sonuçta çıkan faturayı üstlenirim demişti. Sonuçta 31 Mart Yerel Seçimlerinde İyi Parti'ye fena kaybettirmiştir. Yapılan Kurultay da, Genel  Başkanlığı Musavat Dervişoğlu'na devrederek, yeni entrikalara yelken açmıştır. Bir süre kayıplara karışıp, ortalıkta görünmemişti. Sonra Beştepe Saray'ına yaptığı şok ziyaretle ortaya çıkmıştır.

Saray da Erdoğan ile yaptığı görüşme halen gizemini korumaktadır. Ancak Ümit Özdağ ve Aytun Çiray'ın yaptığı açıklamalara bakılırsa, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde Akşener üzerinden seçimlere derin bir müdahale yapıldığı anlaşılmaktadır. Şimdi Akşener'in AK Parti ile nasıl bir işbirliği yapacağı ve karşılığında neleri alacağı merak edilmektedir. Sonuçta Meral Akşener ayıbı hepimize yeter. Buradan benim   çıkardığım sonuç şudur. Siyesetçiler içinde güvenebileceğim hiç kimse yoktur. Onlar yüksek maaşları ile siyasetin konfor alanında keyif yaparak zaman geçirmektedirler. Bütün siyasetçiler aramızdan seçilmiş birileridir. Malzeme ortada, bu milletten bir  şey olmuyor. 

(16, Ağustos, 2024-Ankara)

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum