Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI
ntopcuoglu52@gmail.com

KÂBE-KUDÜS FARKINI İYİ BİLMELİYİZ

01 Eylül 2024 - 11:37



Necdet Topçuoğlu

- Araplar; Hz. ibrahimin oğlu, İsmail nesli, yine Yahudiler; Yine Hz.İbrahimin oğlu İshak neslidir. Babaları bir anneleri ayrıdır. Öncelikle bunun iyi bilinmesi gerekir.

- İlk kıblemiz denilince insanlarda sanki orda bir “ Cami veya Mescid” varmış gibi anlaşılmaktadır. Halbuki orda bir mescid veya Cami yoktur. Peki ne vardır ? Beytü’l Makdis yani “ Süleyman  Mabedi “vardır.

- Arapların, Beytü’l Makdis dedikleri yer, M.Ö yaklaşık 957 yıl evvel Hz. Süleyman tarafından inşa edilen bir mabeddir. Ancak bu mabed tarihi süreçte iki defa tamamen yıkılmıştır. İsra suresinde Üzeyir (a.s) anlatılırken bu ilk yıkılış da anlatılmaktadır.

- Mabed Nabukadzar tarafından yıkılıp halkıda esir, köle olarak Babil’e götürülmüştür. Daha sonra Persliler Babil’i işgal edip yahudileri serbest bırakmışlardır. Onlar da tekrar Kudüs’e gelip 25 yıllık bir çalışma ile Süleyman Mabedini inşaa etmişlerdir.

Mabedin İkinci defa tamamen yıkılışı Roma generali Titus tarafından MS 70 yılında olmuştur. Süleyman Mabedi tamamen yıkıldıktan sonra geriye Kudüs’ü çevreleyen ağlama duvarı denilen bir sur parçası kalmıştır.

Hz. Ömer Kudüs’ü aldığında  Süleyman Mabedinin yeri moloz ve çöp toplama amacıyla kullanılıyormuş. Hiristiyanlar bunu yahudileri aşağılamak için yapmışlar. Hz. Ömer namaz  kılmak istemiş, ona  kiliseyi önermişler. Ancak o bu  öneriyiyi uygun bulmamıştır. Oradaki çöp ve moloz yığınını kendiside çalışarak temizler ve orda namaz kılar. Ayrıca o mekânda küçük bir mescid yaptırmıştır.

Hz. Ömer’den çok sonra Emevi Halife’si Abdül Melik Bin Mervan oraya peygamberimizin Burak’ı bağladığı (!) taş üzerine ( Hacer-i muallak), Kubbetüs Sahra ( Ömer camii de) denilen Camiyi yaptırır.( 687-691 )

Nihayet A.Melik Mervan’ın oğlu Velid de bu gün mescid-i aksa denilen camiiyi yaptırır.( 715 )

Yani, peygambere ziyaret ettirilen, diğer peygamberlere namaz kıldırdığı hadislerde anlatılan Mescid-i Aksa diye bir yapı mevcut değildir.

Emeviler,  Mekke’de ve Medine’de hilafetini ilan eden Abdullah bin Zübeyre, haca gidenlerin biat etmelerini engellemek için Kudüs ve Şam’ı öne çıkaran hadis üretmişler” kubbetüs Sahra’yı da Kabe’ye “altarnatif hale getirmişlerdir. 

“Hacer’ül-Esved” yerine, “Hacer-i Muallâk” ön plana çıkarılmıştır. Tüm bunlar Emevî saltanatının meşruiyetini ve devamını sağlamak için yapılmıştır.

Müslümanlarla birlikte Yahudiler için de kutsal olan bu taş; onların arasında “başlangıç kayası” “ köşe taşı “olarak adlandırılmaktadır. Onlara göre, Kudüs mabedinin merkezi bu kayayı çevreleyen binadır. Mesih’in dünyaya indiği süreçte insanları bu kayanın üzerine çıkarak yönlendireceği inancı mevcuttur.

Konunun aslı budur. Peki o zaman neden bizim insanlarımız, kraldan fazla kralcı oluyorlar. Yunanlılar 18 adamızı işgal etti. Hükumetin ve yandaş medyanın çıtı çıkmadı.

Karabağ, Kerkük , Talefer, Kırım, Kıbrıs, Musul, Doğu Türkistan gibi yerler için kılını kıpırdatmayanlar dinselleştirilmiş Kudüs için sokaklarda “ Cihat “ çağrıları yapıyorlar. Bu tamamen bilgisizliğin bir sonucudur.

Kabe bu gün ABD kuklası rejimin elinde bulunmaktadır. Orayı kurtarmak isteyen yok! Varsa yoksa, Kudüs! 
Bu konuyu bilerek yeniden akıl süzgecinden geçirmekte fayda vardır. Halen Ortadoğu da bir kardeş kavgası sürmektedir. Öncelikle bunu bilerek hareket etmek gerekir.

Rahmetli Atatürk, Ortadoğu konusunu çok iyi bildiği için, ders niteliğinde tavsiyelerde bulunmuştur. Rusya'yı kast ederek, Kuzey komşunuzla iyi geçinin, Araplar arasındaki meshep kavgalarında taraf olmayın, emperyalizmin petrol çıkarları uğruna piyon olmayın demiştir.

Şimdi geldiğimiz duruma bir bakalım. Rusya ile iyi ilişkiler içinde olduğumuz söylenemez. Meshepçi bir dış politika izleyerek şiilere karşı, sünnilerin safında yer aldık. ABD ve İsrail'in çıkarları uğruna Suriye ile ilişkilerimizi bozduk. Bu nedenle Ortadoğu politikamızı silbaştan gözden geçirmeliyiz.

(01, Eylül, 2024-Ankara)

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum