Necdet Topçuoğlu
Milletleri bir arada tutan, ayakta kalmalarını sağlayan değerlere, ‘’Ortak Değerler’’ denilmektedir. Gönül ister ki bu değerler üzerinde hep birlikte hemfikir olalım. Fikir birliği sağlayamadığımız bazı konularda sıkıntı yaşadığımızı söylemek mümkündür. Din, Vatan, Bayrak, Devlet, Anayasa, Yurttaşlık, Cumhuriyet, Adalet, Hukukun Üstünlüğü, Kültür ve Milli Kurumlar tartışmasız ortak değerlerimiz olmalıdır. Ancak bunların yanında üzerinde tartışılan ortak değerlerimiz de mevcuttur.
Nüfusunun tamamına yakını Müslüman olarak kabul edilen Türkiye’de, İslam dini kuşkusuz kutsal ortak değerimizdir. Temeli Allah, Kur’an, Peygamber ve Sünnet Ehline dayanan İslam Dini üzerinde farklı yorumlarda bulunulması, kutsal ortak değer olma vasfına zarar vermektedir. Peygamberimizin mezhebi yoktu, çünkü onun sağlığında mezhepler bulunmuyordu. Cemaat, tarikat gibi farklılıklar yoktu, her konuda bilinmeyenlerin doğrudan Peygamberimize sorularak, birinci ağızdan cevap alınması imkanı vardı. Bu nedenle mezhep, cemaat, tarikat gibi farklı yorumların, ortak değerimiz olan İslam Dinine zarar vermesine izin verilmemelidir.
Din üzerinden siyaset yapılmasının, hepimizin ortak değeri olan İslam Dinine zarar verdiği bilinmektedir. Din kuralları sabittir değiştirilemez. Ancak Takva Makamınca tefsiri yapılabilir. Halbuki siyasetin kuralları değişkendir. Değişken kurallar ile, değiştirilmesi mümkün olmayan din üzerinden siyaset yapılırsa, din siyasallaşır ve özünden uzaklaşır. Ortak değerimiz olan İslam Dininin özünden uzaklaştırılmasına asla müsaade edilmemelidir. Diğer yandan azınlıkta bulunan yurttaşlarımızın dini inançlarına da saygı duyulması gerekli görülmektedir.
Bir Milletin devlet kurabilmesi için yeterli bir toprağa ihtiyacı bulunmaktadır. Bu toprak parçasına Vatan diyoruz. Vatan toprağı kutsaldır. Vatan terk edilemez, satılamaz, ihanet edilemez ve bölünemez. ‘’Bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır’’ sözü, vatanın kutsallığını anlatmak için güzel bir örnektir. Vatanımızın bölünmez bütünlüğü konusunda ihanete varacak derecede ayrılıkçı tavırlar içinde olanlar, bu kutsal ortak değerimize zarar vermektedirler. Bu girişimlere asla göz yumulmamalıdır.
Bayrak milleti temsil eder. Bir bayrak altında toplanamayan insan topluluklarına millet denilmesi mümkün değildir. Bayrağımız kutsaldır ve rengini şehitlerimizin kanından almıştır. Şerefli ve şanlı Türk Bayrağının kullanılma esasları, 2893 Sayılı Türk Bayrağı Kanunu ile belirlenmiştir. Türk Bayrağı, milletimizin hiç tartışmasız kutsal ortak değerlerinden birisidir. Birlik ve bütünlüğümüzün simgesi olan bayrağımızın tartışılması, yanına başka bayraklar konulmasının telaffuz edilmesi akıllara ziyan tavırlardır. Asla kabul edilemez.
Bünyesinde farklı siyasi görüşteki partileri bulunduran Türkiye Büyük Millet Meclisi, milli iradenin tecelli ettiği kurum olarak, ortak değerlerimiz arasında olmalıdır. Kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü herkes sevmek zorunda değildir. Ancak Cumhuriyetimizin kurucusu olarak ortak değerimiz olduğu kabul edilmelidir. Anadil hakkı ana süt hakkı gibidir. Her yurttaş özel yaşamında ana dilini konuşabilmeli, ancak resmi dil olarak Türkçe ortak değerimiz olmalıdır. Anadil de eğitim talebi, bölünmeye atılan ilk adımdır.
Anadolu tarih boyunca çeşitli medeniyetlere beşiklik yapmıştır. Bu nedenle insan yapımızda demografik olarak farklılıkların olması doğaldır. Ancak önemli olan bu topraklar üzerinde yaşayan tüm insanların Yurttaşlık ortak paydasında birleşmiş olmalarıdır. Aziz Atatürk’ün işaret ettiği gibi, aidiyet duygusu ile bu topraklara bağlı olan her insan için, Yurttaşlık veya vatandaşlık bir ortak değerdir. Birlik ve bütünlüğümüzün güvencesi olan bu ortak değerimizin üzerinde tartışma yapılmasına izin verilmemelidir. Birlik olursak güç, ayrışırsak yok oluruz.
Devlet, siyasal bakımdan örgütlü olarak bir milletin kurmuş olduğu tüzel kişiliktir. Millet devleti kendisine hizmet etmek amacıyla kurar. Devletin kutsallığı söz konusu değildir. Devlet aynı zamanda milletin örgütlenmiş gücünü temsil eder. Genellikle benzetmelerde vatan anaya, devlet babaya benzetilir. Gücü elinde bulunduran devletin, dümen tutan değil, kürek çeken devlet olması arzu edilir. Devletin niteliği, örgütlenme biçimi tartışılabilir, ancak varlığı asla tartışma konusu olmamalıdır. Varlığımızın, adaletin ve emniyetin güvencesi olan devlet, ortak değerlerimizden birisidir. Devletin organizasyonunda yer alan bütün kurum ve kuruluşlar bu ortak değerimizin birer parçasıdır. Ayrı devlet talebi asla kabul edilemez.
Devletimizin yönetim şekli Cumhuriyettir. Ancak her cumhuriyet yönetimi bir demokrasi değildir. İngiltere Birleşik Krallıktır ama yönetim biçimi demokrasidir. İran da bir cumhuriyettir, ancak mollalar rejimi ile yönetilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti kuruluş felsefesi itibarıyla laik demokratik bir cumhuriyettir. Ancak son yıllarda cumhuriyetin demokratik niteliklerinde değişiklikler meydana gelmiştir. Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir. Bu nedenle ortak değerimiz olan cumhuriyet ve demokrasiden asla vaz geçilmemelidir.
Anayasa, bir millet için ortaklık senedidir. Her anayasanın dibacesinde bir milletin devlet kurma felsefesi yer alır. Anayasa, yasal birlikteliğin çerçevesidir. Her türlü yasal düzenleme bu çerçevenin içinde yer almak zorundadır. Bir devlete Anayasal yurttaşlık bağları ile bağlı olan her bireyin, Anayasaya uymak zorunluluğu vardır. Bağımsız yargı kurumları da anayasal çerçevede örgütlenerek görevlerini yapmak durumundadırlar. Görüldüğü gibi varlığımızın ortaklık senedi olan Anayasa da ortak değerlerimizdendir. Eşit yurttaşlık, anayasal haklardan eşit oranda faydalanmakla mümkündür.
Devletin dini adalettir. Bir demokratik hukuk devletinde Hukukun Üstünlüğü, bireylerin yaşama güvencesidir. Bağımsız yargının olmadığı bir ülkede onurlu ve haysiyetli yaşama hakkı yok demektir. Bu sebeple adalet, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı da ortak değerlerimiz arasındadır. Esasen hakimsiz ve hekimsiz yerde yaşamak mümkün değildir. Onurlu yaşamanın güvencesi olan hukuktan asla vaz geçilmemelidir.
Milli Eğitim, Milli Savunma ve Milli İstihbarat alanında yapılan bütün faaliyetler, siyaset üstü milli karakterli olmalıdır. Milli olan kurum ve kuruluşların milletin ortak değeri olması gerekir. Saydığımız bu alanlarda milli olmayan faaliyetlerin yapılmasına izin verilmemesi zorunludur.
Kültür bu ülkenin ortak paydalarından birisidir. Kökenimiz ne olursa olsun, hepimizin yüksek Türk Kültürü çerçevesinde Türk kimliğine sahip çıkması ortak değerimiz olarak görülmelidir. Türklük, hiçbir etnik unsuru rahatsız edecek, ırkçı niteliklere sahip değildir. Etnik ayrım gözetmeksizin Anadolu Halkının tamamı, Türk Milleti olarak tanımlanmıştır. Bütün bu gerçeklerin ışığında, eşit yurttaşlık söylemi uzerinden ayrımcılık yapılması beka sorunudur.
(04, Kasım, 2024-Ordu)
FACEBOOK YORUMLAR