Necdet Topçuoğlu
Bilindiği gibi, Meta adlı sosyal medya holdingi bir ABD kuruluşudur. Aynı zamanda Facebook ve Instagram’ın da sahibidir. Instagram geçtiğimiz günlerde İran da bir suikast sonucu öldürülen, Hamas’ın Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye için paylaşılan taziye mesajlarını yayımlamamıştır. Şirketin bu tutumu Erdoğan tarafından Dijital Faşizm olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca, Bilişim Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Katalog Suçlara uymadığı gerekçesiyle Instagram’a erişim yasağı getirmiştir. Sebebin bu olduğu açıklanmasına rağmen, eleştirilerin, Haniye için yayımlanan taziye mesajlarının yayımlanmaması üzerinden yapılması, asıl konunun Haniye ile ilgili olduğu yorumlarına sebep olmuştur.
Bilindiği gibi kayıtsız şartsız İsrail’i destekleyen ABD ve İngiltere, Hamas’ı terör Örgütü olarak kabul etmektedirler. Bu durumda ABD Sosyal Medya Holdingi olan Meta, Bağlı bulunduğu devletin terörist olarak gördüğü bir örgüt liderinin taziye mesajlarını nasıl yayımlayacaktır? Benim buradaki amacım, gerçeği tam olarak ortaya koymak ve insanların konuyu doru anlamalarını sağlamaktır. Örneğin, Türkiye PKK’yı terör örgütü olarak görmektedir. Abdullah Öcalan suikast sonucu öldürülmüş olsa, Türkiye’deki bir yayım kuruluşu, Abdullah Öcalan için paylaşılan taziye mesajlarını yayımlar mı? Tabi ki yayımlamamalıdır. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu diyor ki, mademki Haniye için yapılan taziye mesajlarını yayımlamıyorsun, ben de sana ulaşımı engelliyorum diyor.
Erdoğan, biz egemenlik haklarımızı kullanıyoruz dediğine göre, Instagram’a erişim engeli konulmasının talimatla yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Kardeşim siz Instagram’ı cezalandırmıyorsunuz, kendi vatandaşlarınızı cezalandırıyorsunuz. Söz konusu sosyal medya alanı, haberleşme, reklam, e-ticaret başta olmak üzere çeşitli ekonomik faaliyetleri kapsamaktadır. Erişim engelinin bulunduğu süre içinde yurttaşlarımız Miyarlarca TL kayba uğramaktadırlar. Ekonomiyi düzeltmek için uygulamaya koyduğunuz tasarruf paketlerinden elde edeceğiniz paranın, kaç katını buradan kaybediyorsunuz. Söz konusu olan sadece ekonomik kayıp değil, bütün dünyaya rezil oluyoruz. Ortalama halk kesimleri, konu doğru anlatılmadığı için, olayı İsrail-Filistin karşıtlığı olarak algılamaktadır.
Erdoğan’ın konuşma metinlerini hazırlayanlar konuyu, ‘efendi’, ‘ev zencisi’ ve ‘tarla zencisi’ kavramları üzerinden ele alarak, ırkçılık çağrıştıran derin bir siyasi gerilime sebep olmuşlardır. Erdoğan konuşmasında, ‘’Rahmetli Malik El Şahbaz'ın (Malcolm X'in kızı) tarifiyle ‘bunun adı ev zenciliğidir’. Batıdan çok batıcı, İsrail'den çok İsrailci. Ezik olduğu kadar fırsatçı da olan bu ev zencilerinin hayattaki tek varlık gayesi sahiplerine şirinlik yapmaktır. Bizim bunlarla işimiz yok. Bugüne kadar ev zencilerini muhatap kabul etmedik onlara sadece acıyarak baktık. Mücadelemizi onların efendilerine karşı yürüttük. Bugün de kuklalarla vakit harcamıyor, asıl onları oynatan kuklacılara odaklanıyoruz.’’ demiştir.
Kölelik döneminde İki tür zenci vardı. Ev zencisi ve tarla zencisi. Ev zencisi efendisinin uşağı konumundaydı. Her zaman efendisinin yalakalığını yapardı. Tarla zencileri ağır işleri yapar, hiç değer görmezlerdi. Çizgiyi çok aştıklarında, ev zencileri onları kontrol altında tutarlardı. Ev zencisi efendisine yakın olduğu için, daha iyi yaşardı. Efendisinin hemen yanında, tavan arasında ya da bodrumda kalabiliyordu. Burada anlatılmak istenen husus şudur. ‘’Beyaz efendisine yaranmak uğruna kendi ırkına kötülük eden uşak’’ karakteri vurgulanmaktadır. Türk kültüründe kölelik ve uşaklık yoktur. Bu tipik bir Arap Kültürüdür. Demek ki herkes örnekleri ve benzetmeleri ait olduğu kültürden seçmektedir.
Devlet adamı önüne her yazılıp getirileni okumak zorunda değildir. Eğer okuyorsa oda bu düşüncede demektir. İlkel Arap Kültüründen verilen bu örneğe göre, hangi muhalefet partisi ‘’ev zencisi’’ ve beyaz efendinin ‘’uşağı’’dır? Hizmet ettiği ve yalakalık yaptığı beyaz efendisi kimdir? Efendisinin sadık uşağı olarak tanımlanan muhalefet partisi, efendisine yaranmak üzere kime kötülük etmiştir? Kukla olarak tanımladığınız muhalefet partisi ve onu oynatan kuklacı kimdir? Bu sözler savaşta bile söylenecek sözler değildir. Kardeşim siz hangi normalleşme ve yumuşamadan bahsediyorsunuz? Sizin normal haliniz budur. Devletine 41 yıl hizmet etmiş, kıdemli bir yurttaş olarak, siyaset dilinin bu kadar kirlendiğine şahit olmadım.
Biz yurttaş olarak, söyleyene mi, yoksa söyletene mi bakacağız. Atatürk, ‘’Bu Millete her şeyi öğrettim, uşaklığı öğretemedim’’ demiştir. Atatürk’ü dillerinden düşürmeyenler, efendisine yaranmak uğruna soyuna kötülük yapan ev zencisi, yani uşaklık ithamına ne diyeceklerdir. Bu üstenci, kibirli ifadeler nasıl karşılık bulacaktır görmek isterim. Kibir bele bağlanan taş gibidir, onunla ne yüzülür, ne de uçulur. Tarihte çok kibirli insanlar gördük, kendilerini devlet sandılar. Halbuki devlet baş, yöneticiler, hükumetler birer şapkadır. Baş bakidir, şapkalar gelir giderler.
(06, Ağustos, 2024-Ordu)
FACEBOOK YORUMLAR