Katolik Hırıstiyan alemine Papa seçilmesi için dünyanın her tarafındaki kardinaller Vatikan da toplanmaktadır. Son derece gizli yapıla toplantı sonucunda Papa seçilmektedir. Bazen bu toplantılar, haftalarca sürmektedir. Papa seçilemezse Şapelin bacasından siyah duman, seçilirse beyaz duman çıkmaktadır. Toplantı süresince bütün Katolikler merakla bacadan çıkacak dumanın rengini merak etmektedirler. Teşbihte hata olmaz, Türkiye de muhalefet kanadında yer alan yurttaşlar, Özgür Özel, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu toplantısı sonucunda bacadan beyaz duman çıkmasını istemektedirler.
Basında yer alan haberlere göre, bugün Özgür Özel, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adaylığını netleştirmek için bir araya geleceklerdir. Toplantı öncesinde Mansur Yavaş yaptığı açıklamalarla tavrını belirlemiştir. O, eli açık oynamaktadır. Bu toplantıdan net bir sonuç çıkmazsa, CHP kepenkleri indirmelidir. Böylesine ipe un serme tavırlarına milletin tahammülü yoktur. Kararsız seçmen zaten CHP'ye tereddütle bakmaktadır. Aksi halde bu durum kararsız seçmene "Yeni Altılı Masa" izlenimi verecektir. Cumhurbaşkanının değişmesi için tek başına CHP'nin oyu yeterli gelmemektedir. Bu nedenle adayın tüm muhalefetin adayı olması zorunludur. Kararsız oyların eğilimi çok önemlidir.
Bir zamanlar Meral Akşener Bay Kemal'e, seçilecek aday muamelesi çekiyordu. Yani sen seçilecek aday değilsin demeye çalışıyordu. Şimdi de CHP, Mansur Yavaş'ı aday göstermemek için, önseçim dayatması yapmaktadır. Mansur Yavaş'ın CHP içinde yapılacak ön seçimden birinci çıkamayacağını, tımarhanedeki deliye sorsanız, o bile bilir. Anketlere bakılırsa Mansur Yavaş açık ara önde görünmektedir. Demekki millet Mansur Yavaş'ın aday olmasını istemektedir. Ancak CHP içinde her kafadan bir ses çıkmaya devam etmektedir. Bu sesler seçmeni rahatsız ederken, Erdoğan'a sevdiği bir şarkı gibi gelmektedir. Kılıçdaroğlu bile ayrı telden çalmakta, bu tavrı Erdoğan tarafından desteklenmektedir.
Mevcut siyasetçilerin hepsi birbirinin farklı versiyonudur. Türkiye batmış, yok olmuş kimsenin umurunda değildir. Siyasi hırs, realist aklın önünde gitmektedir. İşte bu nedenle Erdoğan, bunlarla kedinin fare ile oynadığı gibi oynamaktadır. Aklı yemde olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz diye bir söz vardır. Hırsını aşamayan siyasetçiler, sürekli Erdoğan'ın tuzağına düşmektedir. Türkiye ve dünya da egemen güçler birbiriyle anlaşmışlardır. Erdoğan'ın vereceği ödünler, yani kazan kazan politikası bitmedikçe, iktidar değişmeyecektir. Paranın gücü, ABD yanlısı derin devlet aklı ile birleşince, muhalefetin gösterdiği çabalar yetersiz kalmaktadır. Muhalefet çaba göstermiyor demek haksızlık olur. Şayet muhalefetin derin yapılar tarafından eğitime alındığını hissedersiniz, bilinizki iktidar değişecektir. Halen böyle bir izlenim yoktur.
İktidarı ayakta tutan, ayarlanmış muhalefettir. Emperyalizm, iktidardan önce muhalefeti kontrol altına almaktadır. Bunun için dostlar alışverişte görünsün diye oyuncak bir muhalefet gereklidir. Böyle olmasaydı muhalefete vizyoner bir lider getirirlerdi. Getirmemişlerdir. Var mı? Bulurlardı. Geçmişi hatırlayalım, Morrison Süleyman Demirel'i bir gecede buldular. O derin güçler, lider yapacaklarının özellikle Türk olmamasına dikkat ederler. Bundan ne demek istediğimi herkes anlayacaktır. Lider adayı Pakraduni kökenli olursa tercih ederler. Son günlerde yürütülmekte olan terörsüz Türkiye sürecinin siyasi aktörlerinin, Öcalan dahil Pakraduni olduğuna dikkatinizi çekmek isterim.
Türkiye de kimin iktidar olacağı, seçimden önce belli olmaktadır. Maalesef halk da, oyum birşeye yarıyor sanmaktadır. Halk, iradesi ile seçim yaptırmazlar. O imkân halka verilmez. Liste seçmeninin önüne konulur, alın bunları seçin denilir. İşin kötüsü milletin bunu seçim sanmasıdır. Bu arada seçilecek yerlere adam konulmasından büyük paralar alınmaktadır. Sonra parayı verenlerle, alanlar, herşey normalmiş gibi, devletin makamlarında utanmadan yan yana oturmaktadırlar. Unutmayalım, bedava seçilmek yoktur. Milletvekilliği para ile satın alınan ticarete dönüşmüştür. İşte bu yüzden hiçbirinin seçmene eyvallahları yoktur. Onlar sıralamayı para ile halletmektedirler. Zaten seçmen önüne konulan listeyi oylamak zorundadır.
Bakınız değerli dostlarım, seçimin kazanılması yeterli değildir. Kazanılmış seçimin ilanı ve iktidarın devredilmesi perde gerisindeki güçlerin takdirindedir. Sonucu istedikleri gibi manuple etme imkânlar bulunmaktadır. Bu gücün en tepesinde bulunan zatın adını telaffuz edenin yanacağını biliyorum. Bu nedenle gizli kalsın. Kullandıkları aparatlar, Akşener, Sinan Ogan ve Ümit Özdağ olmuştur. İktidarı değiştirmek için ya sistemle uzlaşırsınız, yada muhalefetin konfor alanında siyasetçilik oynayarak, keyif sürersiniz. Bundan gerisi Lafonten'den masallardır. Rusya ve Azerbaycan'da da seçimler yapılmaktadır. Ancak her defasında seçilenler, Putin ve Aliyev olmaktadır. Türkiye de bu yola girmiştir. Seçimler daima olacaktır ama, iktidarı derin güçler ve oligarşinin işbirliği tayin edecektir.