Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, yazı yazmak için dünya da ve Türkiye de malzeme çoktur. Tercihimi kullanmakta hangisini yazsam diye zorlanıyorum. Hepsini yazmanın okuyucuyu yorduğunu anlıyorum. Ben güncel olanları yazmayı tercih ediyorum. Son birkaç makaleyi fıkralardan örnek vererek yazdım. Dikkat ettim hem iyi anlaşıldı, hem de çok okundu. Bu nedenle bugün kaleme alacağım konuyu da yine bir fıkra ile anlatmak istiyorum. Konumuz demokrasilerde ve totaliter sistemlerdeki siyasi lider profilleri. Aralarındaki farkı anlaşılır biçimde ortaya koymak için aşağıdaki fıkra uygundur diye düşündüm.
Adamın birisi zevkine göre yeni bir ev yaptırmak ister. Çevrede tasarımları ile beğenilen bir mimara gider ve isteğini anlatır. Mimar müşterisine birçok proje örneklerini yorulmadan gösterir. Sonunda bir projede karar verirler. Ayrıntılar üzerinde konuşurken sıra tuvaletlere gelir. Mimar tuvalet seçiminin önemli olduğunu söyler ve müşterisine nasıl bir tuvalet istediğini sorar. Adam, nasıl yani diye şaşkınlığını ifade eder. Mimar sorar, alaturka mı olsun, alafranga mı der. Adam ikisi arasında nasıl fark var mimar bey diye sorar.
Senin anlayacağın, alafranga tuvalet batı demokrasilerindeki siyasi liderlere benzer. Dört vidasını söktün mü, tuvaleti de modeli de kolayca değiştirmek mümkündür. Gayet pratik ve kullanışlıdır. Adam çok enteresan diye mırıldandıktan sonra, ya alaturka diye sorar. Mimar adı üstünde der. Alaturka tuvalet de totaliter, baskıcı rejimlerdeki siyasi liderler gibidir. Olur ya değiştirmek istersen bütün tuvaleti kırmak zorunda kalırsın diye cevap verir. Bizim için adamın hangi modeli tercih ettiğinin çok önemi yok. Fıkranın buraya kadar olan bölümü, alafranga ve alaturka liderler arasındaki farkı anlamak için yeterlidir.
Hemen aklıma Irak devrik Lideri Saddam Hüseyin geldi. İngilizler Ortadoğu haritasını cetvel ile çizerken, yönetimleri de sorun çıkacak şekilde düzenlemişlerdir. Irak da şii inancına sahip olanlar çoğunlukta olmasına rağmen, yönetimi azınlıkta olan Sünnilere vermişlerdir. Böyle bir ülkede huzur olması mümkün değildir. Saddam Hüseyin petrol gelirlerinin verdiği güçle çok şımarmış, ülke içinde yaptığı zulümler yetmiyormuş gibi, sınır aşan suları bahane ederek Türkiye’ye de küstahça davranmıştır. İran ile sekiz yıl savaşmış, ABD’ye meydan okumuştur. Bu zalimi, demokratik yollardan değiştirmek mümkün olmamıştır. Sonuçta ABD önderliğinde kurulan koalisyon güçleri, iki körfez savaşı sonucunda devirebilmişlerdir. Aynen alaturka tuvalet değiştirir gibi ülke tarumar edilmiştir.
Gelelim son günlerin dünya gündemindeki flaş ülkesi Suriye’ye. Bu ülkede de geçmişte kurulan İngiliz tuzaklarının sonuçları görülmektedir. Suriye’deki Sünni çoğunluk, azınlıkta olan Nusayrilere yönettirilmiştir. Suriye devlet Başkanı Beşar Esat, demokratik yollardan değiştirilmeye ikna edilememiştir. Gösteri ve direniş hakkını kullanan Suriye muhalefetine varil bombalarıyla saldırmıştır. Yüzbinlerce insan ölmüş veya yaralanmıştır. Milyonlarca Suriyeli yerinden yurdundan edilerek, başta Türkiye olmak üzere komşu ülkelere mülteci olarak göç etmişlerdir. Sonunda zalim Esat, Rusya ve İran’ın desteğini kaybetmiş, buna rağmen Suriye’nin geleceğini görüşmeler yoluyla belirlemeye yanaşmamıştır. En yakın ekibi tarafından yalnız bırakılınca, Rusya’ya sığınarak mülteci olmuştur. Beşar Esat da alaturka tuvalet değiştirir gibi ayrılmış ve arkasında harap bir Suriye bırakmıştır.
Şimdi bir de batı demokrasilerindeki alafranga siyasi liderlere bakalım. Geride bıraktığımız Kasım ayında ABD de başkanlık seçimi yapılmış, Joe Biden seçimi kaybetmiş, yerine Donald Trump seçilmiştir. Görev değişikliği kurallara uyularak, alafranga tuvalet değişikliği kadar kolay ve hasarsız olmuştur. Almanya Şansölyesi Angela Merkel kendi isteği ile görevini bırakmış, partisinde demokratik seçim yapılmasına imkan sağlamıştır. Bu demokratik olgunluk Angela Merkel’in de alafranga liderler arasına girmesini sağlamıştır. Batı demokrasilerinde bu örneklerin sayısını çoğaltmak mümkündür.
Bir siyasi liderin, alafranga mı, yoksa alaturka gibi mi olduğu, görevden ayrılırken anlaşılmaktadır. Görevini devretmesi demokratik kurallar çerçevesinde, kolay ve hasarsız oluyorsa, bu liderler alafranga gibi, görevden ayrılması zor ve yıkıcı oluyorsa alaturka olarak değerlendirmek mümkündür. Bu örnekler konunun anlaşılması için yeterli olmuşsa, herkes istediği lideri hangi kapsamda değerlendirileceğine kendisi karar verebilir.