Murat Güneş
Yıl 2023. Şimdi; 2006'dan bu tana yürürlükte olan 5553 sayılı kanunla yerel tohumların ipi çekildi! Kısaca kanuna göre "yerli sertifikasız" tohumların ticareti yasaklandı. Yani kimse sertifikasız tohum alıp satamaz. Yani üretici ihtiyacı ve mamul olarak sattığı ürünün dışında ta dip dedesinden bu tana ektiği, ekilen, huyunu husunu bildiği toprağına suyuna iklimine ait tohumu satamaz!
Peki bunu kim yapabilir? Tüzel kişiler. Kimmiş onlar? Şirketler! Tohum sirketleri...
Yani ben iç ve orta Anadolu'da 18 yıl öncesine kadar yaygın ekilen Kunduru Buğdayı'nı (kırmızı buğday) ekebilir miyim? Ekerim elbet! Satabilir miyim? O biraz zor! Niye? Kunduru Buğdayı'ının sertifikası yok. İstersen bin dönüm ek. Ama TMO almıyor hemşerim. Sen misin sertifikasız buğday eken, teşvik de yok sana! E ne olacak bu kadar buğday emek? Köylü kasketini eğer varır zahireciye. Allem eder kullem eder zahireci taban fiyatın altında alır buğdayı. Hem de veresiye. Değil peşine! Kendine güveniyorsan ek seneye de göreyim yerli tohumunu. Mis gibi teşvikten en üst düzeyde desteklenen Rus Buğdayı var. Satamazsın demiyor ben almam diyor hükümet. Yasak degil yani. Hayvanına yemlik mi ekeceksin onda da yerli degil düzen. Macar Fiğ en çok teşvik edilen yem bitkisi...
Kafanız bozuldu değil mi? Pazartesiden tezi yok hemen yerli tohumlarınızı toplayip sertifika başvurusu yapmayı milli bir görev edindiniz. Hakkınız var! Bir sertifika kuruluşu aradınız. O ne, hepsi mi özelmiş. Eh peki dediniz. O, bu, şu tohumlar icin dediniz sertifika almak istiyorum. Tüzel olun dediler. Şirket kurdunuz. Şöyle en az 1-2 milyoncuk da da sermayeniz varsa sertifika icin başvurabilirsiniz. 2 veya üç yil sonra tohumunuzun performansı ve şahsına münhasır özellikleri varsa artık tohumunuza istediğiniz adı verebilirsiniz ve o tohumdan sizin izniniz olmadan kimse ekemez. Yani tohumunu satabilirsiniz. İzinsiz eken de cezai işlem uygulanır. İlk yıl para, ikinci yil yüksek para cezası ve üretilen ürünün imhası, üçüncü yıl ise hem para, hem imha hem de hapis cezası verdirebilirsiniz! Ha bir de işin en güzel tarafı yedi ceddinize miras kalır bu sertifika. Mesala bir yabancı geldi döktü önünüze parayı satabilirsiniz de her hakkını. Sanki babanız icat etmiş gibi tohumu...
Yani tohum sermayenin eline geçti mi fakirin boğazına gümrük kurulur. Beslenme en temel haktır. Tohum; ister semavi dinlere inanın tanrının hikmeti, ister doğaya inanın döngünün en temel parçasıdır. Kimsenin, hiç bir sirketin malı olamaz!
İnsanlığın ortak mirasıdır.
Ülkemizde 39 tane adında "Tarım" gecen fakülte var. Ve 120.000 üzeri ziraat muhendisine her yıl ortalama 4500 yeni mühendis katılmaktadır. Yerli tohumlarımız illa da sertifikalandırılacaksa buyurun size 39 bu alana dair fakülte 120000 emekçi. Sertifikalar kamu malı olsun ve ne özel ne tüzel kişilere satışı yapılmasın.
Son 3 yıldır ülkemiz dunya makarna ihracatında ilk 3 sırada. Ve bunu ortalama yıllık 15 milyon ton buğday ithal ederek yapıyor. Niye mi? 4 kg bugday 1 lt mazot alıyor. Teşvikler bayram harçlığı gibi. Gübre, zirai kimyasal, enerji, su maliyetleri % 150 ila 600 arasında arttı. 90 milyonluk ülkede 440 bin üretici kaldı. Köylü tarlasını terk ediyor. Peki yeterli tesvik olsa, çiftçiye ucuz mazot, enerji, su, gubre sağlansa yıllık ortalama 18 milyon ton olan bugday üretimini ikiye katlasak ve ithal ettiğimiz makarna bugdayını kendimiz üretip bütcemize katsak da savaştaki Ukraynalı, Yunan, Hintli ciftci yerine kendi köylümüz kazansa ne olur? Gecen yılın rakamlariyla bütçemize ortalama 20 milyar dolar girer. Bu sadece bugdaydan! Gerisini siz hesap edin!...
Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi...
29 Ekim 2021 paylaşımımızdan güncellenmiştir...
Murat Güneş
Tohum & Toprak Dostluğu Grubu
FACEBOOK YORUMLAR