"Molla kafir üreten bir mümindir",
M. İkbal, Cavidname,
Allahın kullara soracağı soruları insanlara sormayın
F. Sultan Mehmet,
"Selami zimen ber sufi mollara, ki peyami Huda goftend mara veli te'vili şan hayret endaht,
Hudavu Cibrilu Mustafara'
M. İKBAL
"Benden selam söyleyin mollalara onlar ki bize İslam'ı öğrettiler,
lakin öyle bir tefsir edip yorumladılar ki,
Buna Hem Allah hem Cebrail hem de Peygamber şaştı"
(vurgular L.Ö.)
Yapacağım genel siyasal analizin,
mezhebi din edinen fanatik Sunnilerin,
fanatik Şiiilerin hoşuna gitmeyeceğinin farkındayım,
Bilindiği gibi Kur'an teknik anlamda bir bilim kitabı olmadığı gibi, teknik anlamda bir
Tarih kitabı da değildir,
İnsanı toplumu hatta evreni çevreleyen bir çok konuya belli bir amaç için değinir ibretli açıklamalar uyarılar yapar,
O amaç nedir'
hak, adalet, vahdet, vecd, ahlâk, barış ve özgürlük merkezli olarak insan soyunu dönüştürmek ona salih, iyi, güzel eylemler yaptırmak,
ve sonuç itibariyle İnsanı hem bu dünyda hem de öbür dünyada saadete kurtuluşa sonsuz huzura erdirmek,
yani insan din için yok, din,İslâm insan için var anlayışını merkeze alır.
Mesajın ana amacı, nihai gayesi en genel hatları ile budur
Peki Kur'an Şirk düzenin temsilcileri, sembolleri olan Kabil'i,
Firavun'u, Nemrut'u, Belam'ı Baur'u, Karun'u
İbrahim'i Musay'ı İsayı Muhammed'i.as.
neden anlatıyor?
Ad, Semud, Eyke, Lut, Medyen halkı vs kavimlerinin genel dünya tarihinde yeri bile yok, ama Kur'an özellikle anlatıyor onları,
Neden çünkü bu kısslarda son derece ahlaki sosyal siyasal yani etik politik mesajlar var. Bu kavimlerin
Sümer, Akad, Asur, Babil, Pers,Yunan Roma,
Hint Çine kıyasla dünya genel tarihinde kıymeti harbiyesi yok,
Ancak bu kavimlerin küçüklüğü önemli değil, önemli olan onların Kur'an diliyle verdiği ebedi ve ezeli everensel, deontolojik mesajlar.
Geleneğe göre,
Bütün peygamberler Habil'in soyundan gelir,
Neden Çünkü Habil hakkı, adaleti, teslimiyeti
samimiyeti, kanaatkarlığı merhameti, barışı, paylaşmayı, şefkati temsil ediyor,
Kabil neyi temsil ediyor,
O ilk kan döken insan,
yani kardeş katili,
dolayısıyla Kabil
kanı, şiddeti, zulmü, mala, mülke tapınmayı, tekelleşmeyi, hileyi, sahtekarlığı, günahı, yalanı, kabalığı edepsizliği vs temsil ediyor,
Peki bu ne demek?
Demek oluyor ki,.
Adem'in oğullarından itibaren insanlığın tarihsel yürüyüşünde özellikle siyasl düzlemde iki tarih ve toplum düzeni ortaya çıkıyor,
1-Habilci Tarih ve Toplum felsefesi ve onu temel alan siyasal düzen.
2-Kabilci bir Tarih ve Toplum felsefesi ve onu temel alan siyasal düzen,
İşte bugün Modern dönemlerde isimleri farklı da bu olsa, .
bu iki siyasal anlayışın iki tarih ve toplum düzeninin mücadlesi var yeryüzü ölçeğinde ve halen devam ediyor,
kıyamete kadar da devam edecek,
Bugün bu modern Kabilci sisteminin adı,
Yırtıcı sömürgeci köleleştirici, öldürücü,
Finans Capitaldir,
Ve esasen onun siyasal temsilcileri,
askerî muhafızları olan ABD İngiltere Fransa Çin Almanya hata Rusya gibi emeperyal ülkelerin domine ettiği dünya düzenidir,
Elbet insanlığın tarihsel sürüveninde her şey bu kadar Beyaz ve Siyah değil, burada tam bir indirgeme yapılamaz, ehveni şer cinsinden ara renkler ara siyasl sistemler de var tabii,
ancak onlar bu makalede konumuz değil,
İmdi gelelim,
Habilci bir tarih ve toplum felsefesinin
son peygamberi olan
Hz Nebi'den sonra
İslam tarihinden ne oldu?
Bilindiği gibi miladı
632 de Allahın elçisi onun ifadesi ile yüce dosta sevgiliye kavuştu,
Hz Ali ve yakınları Peygamber'in ailesi HzNebinin cenaze ve defin işleri ile uğraşırken Hz Ebû Bekir alel acele, Saad Bin Ubade,
Habbab bin Eret vs gibi sahabileirin muhalefetine rağmen
Hz Ömerin büyük desteği ile Halife seçildi ve ona biat edildi,
Elbet Saad Bin Ubade,
Hz Nebinin biricik kızı annemiz Fatıma ölene kadar Ebu Bekir'e biat etmedi, HzAli de yaklaşık altı ay sonra biat etti, fitne çıkmsın vahdet olsun diye,
Kanımca ilk önce Halifelik,
Ali'ye daha da yakışırdı, zira onda müşriklikten, cahiliyyeden asla bir iz yoktu, Onu tamamen Hz Nebi eğitip terbiye etmişiti,
İlmin kapısı Allah'ın kılıcı idi,
Evet geç de olsa son Halife Ali oldu,
Oğlu Hasan'ı son Halife sayanlar vardır elbet,
Buraya kadar her şey genel olarak normal,
Zira Hz Ömerin, Osman'ın katl edilmesi, Cemel Siffin gibi can yakan trajik kanlı hadiseler olsa da,
siyasl sistem Hz, Osman döneminde vuku bulan istenmedik olaylar hariç iyi kötü şura adalet, liyakat, ehliyet, ahlak, merkezli olarak işlemeye devam ediyor,
Akide'den genel olarak tam anlmaıyla derin bir sapma yok.
Ayrıca muhalefet de var, mescid de bile Halife eleştirilebiliyor,
Henüz bizantinist
resmi Saray uleması yok, çünkü Saray yok,
Herşey Mescid-i Nebevi'den idare ediliyor.
Yani her şey kelimenin tam anlmaıyla sivil, açık, şeffaf ve gözler önünde.
Peki Siyasl kırılma,
tam anlamıyla siyasal toplumsal yarılma, yozlaşma,
çürütücü ve öldürücü sapma nerden başlıyor,
Muaviye'nin Hz Hasan'la yaptığı anlaşmayı tek taraflı olarak ortadan kaldırıp bütün muhalefete, direnmeye uyarılara rağmen serkeş oğlu Yezi'd'i Sultan ilan etmesiyle başlıyor,.
Peki bu ne demek oluyor siyasal düzlemde!!!??
Artık Müslümanların özgür siyasî iradesini temsil eden biata şuraya adalete ahlaka ehliyete ilme takvaya göre yönetici belirlemiyorum,
İktidara giden yolda her şey meşrıdur,
Ben kimi istesem o sultan olacak isterse Yezid gibi münafık katil sarhoş olsun fark etmez,
Yani sistem ana hatları ile bu?
Yönetim babadan oğula geçecek,
Yani Siyasal ismiyle Monarşi olacak,
İnanın böyle bir sistem bırakın Kur'an'ı
islam öncesi müşrik Araplar da bile yok,
Onlar bile Darun Nedve'de toplanıp istişare ediyor bir nevi şura yapıyor, sonra harekete geçiyorlardı.
Peki Nedir bu sistemin Siyasal dayanakları epistemolojisi
akide ya da Kur'an'mı İslam'mı?
Elbette hayır"
Sistemin eko politik, kaza teopolitik temeli şu?
Asabiyet, ganimet, güç, kuvvet, tek tipçilik, tepeden inmecilik, kölecilik, cariyecilik, sömürü
ve bu düzene İslâm açısından meşruiyet kazandıran maaşlı ulufeli saray uleması,
ve Sultan artık yer yer Zıllullah/Allahın gölgesi oluyor yani şirkin zirvesi.
Bundan dolayıdır ki,
Sultan'ın sofrasında, sarayında oturan ulemanın fetvasına güven olmaz diye buyrulmuştur,
Efendim Ömer bin Abdülaziz,.Selahadidn Eyyubi Sultan, Fatih gibi Sultanlar da var,
Evet var ama ne demişler istisnalar kaideyi bozmaz, asl olan sistemin düzenin kendisi,
Peki böyle bir meşum zalim bir sistem nasıl hayata geçti, kimse direnmedi mi?
Tabii özellikle sunni dünyanın es geçtiği özellikle görmezden geldiği ya da onlar sahabe idi bize eleştirmek düşmez türünden,
Kur'ana sahih sünnete aykırı son derece sakat kaypak gerekçelerle örtmeye çalıştığı cinayet ve katliamlarla hayata geçti.
Nasıl mı ne oldu?
ilk önce Kerbela'da başta Hz Hüseyin olmak üzere peygamberin soyu bebeklere varana kadar hunharca katl edilerek,
Dikkat katl edenler Müşrik Yahudi Hristiyan değil hepsi görünürde Müslüman Halife Yezid'in elemanları.
Hatta komutan meşhur sahabi Saad bin Ebû Vakassın oğlu Ömer bin Saad.
Sonra Harre'de yani Medine'de Ashap kadınlarına kızlarına tecavüz edilerek,
Kabe ateşe verilerek, sonra Aynül Verde'de
Hz Hüseyin taraftaraları tekrarar öldürülerek,
Ümmetin ortak mülkü zenginliklere, gelire, mala kaynaklara el konularak
hepsi suni kaynaklarda var,
Cemel ve Siffine girmiyorum,
Peki bu saltanat sistemi ne yaptı sonra?
Elbet tüm sultanları itham etmiyorum,
Ancak siyasal düzlemde şunu yaptı,
Ulemayı saraya bağladı,
İmam-ı Azam'ı Şehit etti imam Şafii, Ahmet bin Hanbel, Süfyan Essevri dahil mezhep imamlarını dövdürdü, tehdit etti,
Bir nevi İslâm engizisyonu olan Mihne teşkilatlarını kurdu,
bir çoğunu Kızıl Denizdeki Dehlek adasına sürdü,
Kur'anın kaldırılması için onca teşviğine rağmen köleliği yüceltti, kaldırmadı, Osmalıda kölelik
ta 1920 lere kadar sürüp gitti.
Özellikle Emevi ve Abbasiler ırkçı mevali poltikası izledi,
Doğu Afrika'dan yüzbinlerce insanı köleleştirdi, o insanlar bu topraklarda can verdi, vs Hata Muhammed bin
Ali önderliğinde isyan etti,
"Siyah Öfke"
Abbasileri yıkan esasen bu isyanlardır,
Batıya köleci diye çakmak kolay esas bunları konuşmak lazım,
Devam edelim,
Bu sistem Cehm bin Safvan, Gaylan Eddımeşk Caad bin Dürhüm, İbn-i Sakıt gibi alimlerin dilini, elini kolunu kesti, Hallacı Sühreverdiyi
İdam etti, yine devam edelim
Şeyh Bedrettini, Nesimiyi, Pir Sultan Abdalı, Molla Lütfiyi Sunizade gibi Şeyhül İslamarı astı,
3.Mehmet vs gibi saltanat sevdasına 19 tane masum bebeği katl ettirdi vs,
Demek ki Muaviye'nin başlatığı Saltanatın genel olarak siyasal özü bu?
Efendim fetihler sanat ilim mimari, hendese felsefe vs onlar ayrı bir bahis,
Peki HzAli Hüseyin siyasl düzlemde neyi temsil ediyor?
Tam anlamıyla akideye Kur'ana dayanan bir Siyasal anlayışın temsil ediyorlar;
Peki bu ne demek,
Hak, biat, şura, adalet, ehliyet, liyakat, emniyet, barış, merhamet, takva ihsan, isar, zulme baş kaldırma, özgürlük,.
İyiliği yayma ve kötülüğü men etme,
İşte Hz Ali ve Hüseyin bu anlayışın temsilcileri,
bu konuda tavizleri yok,
onun için katl edildiler,
Yoksa onlar bilmiyor mu Muaviye ve Yezid gibi iktidara gıden yolda her şey meşrudur anlayışını merkeze alan makyevlist yöntemleri,
zira akideye imana göre hedefe giden yol, yönetem usul de meşru olmalıdır.
Yani Hz Ali, Ebû Zer gibi sahabiler,
keza Hz. Hüseyin,
İlk Şehit Habil'in,
putları kıran,
Nemruta baş kaldıran İbrahim'in,
Firavun'a rest çeken Musa'nın,
Roma'ya baş kaldıran İsa'nın soyundan gelen Muhammedi siyasetin temsilcileri,
Karşı cephe Maviye, Yezid ve yandaşları ise Kabilci bir siyasal ve toplumsal düzenin temsilcileri,
Peki sonra ne oldu?
Mezhepçilik başladi,
Şiiler Ali hakkında hadis uydurmaya başladı hatta sapkın gulat Şiiler onu İlah ilan etti, İmamet, masumiyet, Mehdiyet teorisi ihdas edildi,
Ezana Aliyyün Veliyyullah eklendi vs.
Kabul etmeyenler özellikle mezhebi din edinen fanatik Şiiler tarafından kafir Yezidci olarak yaftalandı vs,
Tabii bugün bile onların en ılımlıları ehli sünnete en yakın olanları halen çoğunluğu teşkil eden Caferi ve Zeydilerdir.
Tabii Muaviciler, ısırıcı katliamcı, istibdatçı,
dikta saltanatçılar da geri durmadı,
Muaviye'yi Vahiy katipliğine kadar terfi ettirdiler, onu öven onlarca hadis uydırdular,
hatta Yezid gibi bir alçağı bile aklamaya kalktılar,
sırf Saltanat Sistemini meşrulaştırmak, devam ettirmek için,
Sonuç?!
iktidarı saltanatı korumak için on binlerce masum, Alevi Türkmen Şii Arap katl edildi,.
Aynı şekilde Yine bir Türk hanededanı olan Safavilerin Şah İsmail'in iş başına geçmesiyle, Tebrizden Bağdat'a
kadar on binlerce sunni hunharca katl edildi,
öyle ki,
bundan İmamı Azam'ın mezarı bile nasibini aldı mezarını yıkıp çöplüğe çevirdiler,
Bütün bunları neden yazıyoruz,
elbette nifak fesad çıkarmak için değil,
ibret almak, bir daha bu hatalara düşmemek vahdet için ümmetin birliği beraberlerliği için, ortak düşmana,
zalime baş kaldırmak adalet barış özgürlük kardeşlik için,
Velhasıl tüm insanlığın selameti için,
Kur'an'da bunun için anlatıyor zaten tarihsel hadiseleri, sembolik kıssaları,
iş olsun torba dolsun diye değil, düşünün, tefekkür, tezekkür, tedebbür, tefekkuh teakkul edin diye.
Sonuç cemaatçi, mezhepçi, meşrepçi, ırkçı, kabileci,
saltanatçı Şahcı, mehdiyetçi, ganimetçi, cihadı zorla din dayatma,
Allah adına kelle alma olarak anlayan, cariyeci köleci bir siyasl aklın ve anlayışın İslam'la Kur'an'la,
Hz Peygamber'le,
Hz Aliyle, Hüseyinle
Ebu Zerr'le,
hatta
Hz Ömer Ve Ebû Bekir'le de bir alakası yoktur.
Dr. L. Özşahin
Dinler Tarihçisi/Siyaset Felsefecisi
FACEBOOK YORUMLAR