İlhami IŞIK

İlhami IŞIK

[email protected]

Başkalarına yaptığımız katkı aslında kendimize yaptığımız katkıdır...

25 Haziran 2024 - 19:58

Genellikle huzurun sadece bize bağlı bir duygu salınımı olduğunu sanırız. Kendi irademizle huzuru yakalayabileceğimizi düşünür buna inanırız. Huzuru kendi başımıza, kendi irademizle ürettiğimiz yanılgısını sıkça yaşarız. Oysa huzur, tıpkı mutluluk gibi, kendi başına oluşturacağımız cinsten bir şey değil. Mutlaka ötekiyle uyumu ve dengeyi gözetir. Ötekilerle özenli bir denge oluşturmadan huzurdan nasiplenmek imkansız gibi bir şeydir. Sıkça başarının huzur getirdiği söylenir. Bu her zaman doğru değildir. Nasıl başardığınıza bağlı olarak ya huzur bulursunuz ya da bizatihi o başarı huzursuzluğun nedeni olur.

 

Duygudaşlık kapasitemiz ki bu aynı zamanda insan olma kapasitemizdir; ötekinin dezavantajlı konumuna odaklanamıyorsa, ihtiyaç sahibi muhtaç insanları durumunu ciddiye almıyorsa, evvel emirde insanlığımızdan şüphe etmek için yeterli nedenimiz var demektir. Beslenmek ve barınmak ihtiyaçlar piramidinin en tepesinde yer alan iki temel ihtiyaçtır ve asla göz ardı edilemezler. Huzursuz, çatışmacı ve kutuplaşan toplumlar, bu iki temel insani ihtiyacı ihmal eden toplumlardır. Her şeyden önce bildiğimiz, tanıdığımız ya da doğrudan doğruya bizden yardım ve katkı talep eden insanların varlığı, bizde adı konulmamış ruhsal bir huzursuzluğun tohumlarını eker. Böyle bir şeylerin varlığını bilmek, bunun farkında olmak aslında ruhumuzu incitir ve buna tepki gösteririz.

 

Maalesef tepkilerimiz her zaman olumlu değildir. O nedenle de hem gerginliğimiz artar hem de daha huzursuz bireyler olmaya başlarız. İhtiyaç sahiplerini bu durumlarından sorumlu görüp, onları kaderleriyle baş başa bırakmak bir çözümmüş gibi görünüyor. Onları yermek, hakir görmek, kınamak ve rencide etmek de arkasından gelir. Bu duygular toplumsal hayatı zıvanadan çıkarır ve arkasından şiddetli husumetler gelir.

 

Oysa yapılacak şey çok basit ve insanidir. Bize uzanana eli boş çevirmemek, karınca kararınca elimizden ne geliyorsa onu esirgememek. Hiç kimse gerçek manada muhtaç değilse, açık seçik şekilde bizden yardım talep etmez. Buna dilenciler de dahil. Dilenen insanların kendi konumlarından hoşnut olduklarını sanmak zalimliktir. Çünkü hiçbir insan kendini aşağılamadan başkasından bir şey dilenemez. Bir insanın kendini hiçleştirmesi öyle sanıldığı gibi keyfi ya da bir tür alışkanlık sonucu değildir. Onun böyle olduğunu biz sanırız. Bu bizim bir tür kaçış sebebimizdir.

 

Başkalarına yaptığımız katkı aslında kendimize yaptığımız katkıdır; bu gerçeği asla unutmamalıyız. Başkasına bir katkı oluyorsa, o katkı her şeyden önce, bizim ruhumuzu iyileştirir. Her şeyden önce bizim etik ve ahlaki değerlerimizi sağlamlaştırır. Bizi kesinlikle kendisiyle barışık erdemli insan yapar. Karakter olarak olgunlaşır ve tedirginlikten uzaklaşarak bir parça huzur buluruz.

 

Keşke herkese balık vermek yerine, herkese balık tutmayı öğretecek imkanlara sahip olsaydık. En doğrusu balık tutmayı öğretmektir. Ama eğer bu imkan yoksa yapılacak tek şey balık vermeye devam etmektir. Bunun en empatisi kendimizi aynı durumda düşlemek ve hissetmektir. Bize yapılmasını istediğimiz şeyleri ötekilere de yapma hassasiyeti geliştirmektir.

 

Bu gece aç insanları düşünün. Onların çaresizliğiyle empati kurun. İhtiyaçlarının acilliğini ruhunuzda hissedin. Eğer siz o durumda olsaydınız neler hissederdiniz? Çocukları aç bir babanın yerine koyun kendinizi. Soğuktan koruyamadığınız aç çocuklarınızı nasıl teselli ederdiniz?

 

Başkalarının acısını ruhunda hissetmeyen insanların merhameti yoktur. Merhamet sadece hissetmek de değil, harekete geçmektir. Yardımlaşma, dayanışma olmadan yüreğimizde sevgi birikmez. Yardımlaşma, dayanışma olmadan sevmeyi bilemeyiz. Gerçek sevgi yardım severdir. Gerçek insan dayanışmayı bilendir.

 

Mübarek Ramazan ayı, başkalarını düşün diyen bir kutlu aydır. Orucun bir gayesi de açlığı tecrübe edip aç insanları anlamaktır. Daha doğrusu, yokluğu ve yoksulluğu deneyimleyip onu anlamaktır. Bunu anlamadan, bu durumu çok ciddiye almadan toplum olarak huzur bulmak imkansızıdır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum