Bazı meslektaşlarım Sayın Küyük o kadar çok yazıyorsun ama yazıların pek okunmuyor diye eleştiri getiriyorlar.
Aslında doğruluk payı yok da değil.Zira ormancılık camiasında yazılarımızı çok az insan okuyor.Ancak bu beni fazla da şaşırtmıyor, çünkü yazılarımın hedef kitlesi meslektaşlarım değil.
Peki niçin ormanları ve ormancılığı bu kadar yazıyorum?
Evet doğru biraz fazla yazıyorum, çünkü bir orman mühendisi olarak içinde yaşadığım topluma,çevre ve ekosisteme karşı büyük bir sorumluluğum var.
Karbon emisyonları, aşırı sıcaklık, orman yangını, su güvenliği ve biyolojik çeşitliliğin korunması gibi iklim sorunlarının ortak noktasını ağaçlar ve ormanlar oluşturuyor. Bu sorunların hepsini çözmek için onlara ihtiyacımız var. Özellikle ormanlar , azaltma potansiyelleri nedeniyle küresel iklim değişikliği mücadelede gündeminin zirvesinde.İşte bu yüzden bu konularda halkımızın bilinçlenmesi gerekir.Bende sosyal sorumluluk açısından bu bilinçlendirme görevini yapmaya çalışıyorum.
Evet ne yazık ki, vatandaşlarımızın çoğu odun dışında ormanlardan elde ettikleri birçok faydayı tam olarak takdir etmiyor. Çünkü her şey paraya indirgeniyor. Ekonomik sistemlerimiz nakit değeri olanları korumak ve olmayanları bedava almak üzere kurulmuştur. Ormanlardan elde edilen ekosistem hizmetlerinin birçoğunun kabul edilmiş bir piyasa değeri yoktur, bu nedenle değersiz ve kaybolma riski altındadır. İnsanların ormanlarından elde ettikleri tüm değerleri ve faydaları sürdürülebilir bir şekilde korumaya kararlı olmalıdır.
20 yüzyılın sonlarına kadar ormanlardan birincil amaç maksimum ahşap verimi elde etmek iken, bugün modern ormancılık ormanı bir hammadde ve enerji kaynağı olarak korumakla kalmayıp, aynı zamanda ekosistem hizmetleri üreten, bitkiler ve hayvanlar için bir yaşam alanı ile eğlence ve dinlenme alanı olarak da görmektedir. Ormanlar dünyadaki yaşam için hayati öneme sahiptir. Soluduğumuz havayı temizler, içtiğimiz suyu filtreler, erozyonu önler ve iklim değişikliğine karşı önemli bir tampon görevi görürler.
Bir asır önce ormanla ilgili ana sorunumuz ormansızlaşma idi. Şimdi ise sorun ormanları tüm fonksiyonlarıyla birlikte nasıl sürdürülebilir bir şekilde yöneteceğiz.
Ancak orman yaşam alanları hızla değişiyor. Daha parçalanmış ve her zamankinden daha yoğun bir şekilde yönetiliyorlar. Çeşitli ağaç türlerinin azalmasıyla daha tek tip orman yapılarına doğru bir eğilim var. Yeni orman habitat türleri yaratılıyor. Meydana getirilen monokültür ormanları ile birlikte birçok sorunla karşı karşıya kalmaktayız. Kuraklık, orman yangını, fırtına, istilacı böcek türleri ile hastalık salgını ile ilişkilidir. Bu saydığımız sorunlar iklim değişikliği ile daha da kötüleşiyor.
Benimde mensûbu olduğum orman mühendisliği orman ekosistemlerinin nasıl çalıştığını anlamayı gerektirir. Unutmayalım ki tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sorun ve endişe ormanı kullanmaktan daha ziyade onu sürdürülebilir şekilde yönetmektir.
Ormancılık, öncelikle orman kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve korunması ile ilgilenen bir mesleki faaliyet alanıdır. Bitki ve ekolojik bilimlere dayanan çok disiplinli bir biyobilimdir, Yaklaşık 165 yıldır Orman mühendisleri; Ülkemizde sürdürülebilir orman yönetiminin en önemli unsurudur. ve tüm orman operasyonlarının teknik omurgasını oluşturmaya devam etmektedir.
İşte bu sorumluluğun bilinçliyle ormanların sorunlarını ve çözüm önerileri halkımızına anlatmaya çalışıyorum.
Ormanla ilgili bu sorunları dile getirirken aynı zamanda çözüm önerilerinde ortaya koymaya çalışıyorum.Yazımlarımda sorunları ortaya koyarken sahada meslektaşlarımın başta orman yangınınlarına karşı vermiş oldukları özverili çalışmalar olmak üzere soğuk ve sıcak demeden yaptıkları ormancılık çalışmalarını da takdir ediyor ,bana göre de yapılan yanlışlıkları yapıcı bir şekilde eleştiri getirmeye özellikle dikkat ediyorum.
FACEBOOK YORUMLAR