Türkiye’de özellikle 1980 ve 1990 yıllarında yaban hayatı sahalarının ihdas edilmesi ve etkin koruma çalışmalarıyla yaban hayatı konusunda çok olumlu gelişmeler yaşanmıştır. Bu çalışmalarda eski Yaban Hayatı Daire Başkanı rahmetli Orman Yüksek Mühendisi Sabit TARHAN ‘nın rolü çok büyüktür. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum.
Yaban hayatını yönetmek demek sadece avcılılığı yönetmek veya yaban hayatı sahaları ihdas etmek değildir.Asıl olan yaban hayatı habitatlarının korunması ve geliştirilmesidir.Buradaki sıkıntı habitatı yöneten ile yaban hayatını yönetenlerin her ne kadar aynı bakanlık bünyesinde olsa dahi genel müdürlükleri farklı olmasından kaynaklanmaktadır.Ormanı yönetenlerin yaban hayatı habitatın korunması ,geliştirilmesi ve düzenlenmesi ile ilgili plan ve kararlılığı yoksa tam anlamıyla bir yaban hayatı yönetiminden bahsedendeyiz .O yüzden ormancılık aynı zamanda yaban hayatını yönetmektedir.
Yaban hayatında özellikle geyik, karaca ve yaban keçisi gibi ot yiyen hayvanların popülasyonlarda görülen artışlar beraberinde bu hayvanların besin maddelerine olan talebinin artmasına sebep oluştur. Yüksek rakımlı orman içi çayır ve meraların istenmeyen ağaç ve çalılar tarafından işgali ile ağaçlandırma çalışmalarına konu edilmesi yaban hayvanlarının besin kaynakları üzerinde çok ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
Bozulan orman içi çayır ve mera habitatları “Restorasyon Programı” kapsamında, bitkiler ve yaban yaşam için bir habitat alanı oluşturmak ve yönetmek zorundayız. Orman içi çayır ve meralar doğal olarak oluşabildikleri gibi istlila eden çalı veya ağaçlık alanların temizlenerek yarı doğal olarak oluşturulabilir. Amaç, yerinde restorasyon yaparak, ekolojik olarak uygun tohum kaynakları geliştirerek, yenilikçi ve araştırmaya dayalı restorasyon tekniklerini geliştirerek yüksek irtifalı orman içi mera ve çayır habitatlarını sahaya özgü yönetim ve restorasyon planları ile restore etmektir.
Orman içindeki bir çok çayır ve merada uzun süre yaban hayvanı otlamadığından dolayı seyrek ağaç ve çalılarla kaplanmıştır. Özellikle istenmeyen ağaç ve çalılar tarafından çayır ve meraların istilası, yaban hayvanlarının besinini oluşturan otsu bitkileri önemli ölçüde azaltmıştır. Restorasyon çalışmaları orman içinde meydana gelen çayır ve meralarda ağaç ve çalı tecavüzünün kaldırılmasını içeriyor. Ağaçların elle kesilmesi mümkün iken orman gülü gibi istilacı çalılıkların temizlenmesi ancak yangın kültürü ile olmaktadır.
Yüksek irtifa bulunan orman içi mera ve çayırlıkları restore etmek için etkili bir araç da istenmeyen orman gülü gibi çalılıkların istila ettiği alanların kontrollü bir şekilde yakılmasıdır.Yapılan araştırmalarda soğuk ve nemli koşullar göz önüne alındığında ve orta şiddette tek bir yanmaya dayanarak, öngörülen yakmalar arasında 6 yıllık bir zaman aralığı önerilmektedir. Öngörülen bu yakmalar, daha yüksek hayvan taşıma kapasitesine yol açan lezzetli besin değeri yüksek otlarla kaplanmasına vesile olur. Bununla birlikte, bu yakma işlemi hava şartlarına dikkat edilerek yapılmalıdır, çünkü kurak mevsimlerde yapılırsa orman yangınlarına sebep olabilir. Ayrıca yangın zemini geçici olarak açığa çıkararak erozyon ve sedimantasyona karşı savunmasız bırakabilir.
Bu çalışmalar sağlıklı ot ve otsu türlerini getirmeye, hidrolojik süreçleri iyileştirmeye, akarsu akışlarını artırmaya, havza koşullarının iyileştirilmesine çayır ve mera habitatlarını restore etmeye ve sürdürmeye yardımcı olacaktır.
FACEBOOK YORUMLAR