Garip bir nedenle,dünyanın dört bir yanındaki insanlar önemli tatilleri ve olayları kutlamanın en iyi yolunun halka açık bir havai fişek gösterisi yapmak olduğuna inanırlar.
Ülkemizde de yine aynı şekilde yeni bir yılın gelişini, milli kurtuluş ve bayram kutlama yıldönümlerinde ,evlilik ve nişan günlerinde ,doğum günü kutlamalarında ,okul mezuniyet törenlerinde ve iyinin kötülüğe karşı kazanılan zaferler de genellikle bir şeyleri havaya uçurarak kutlamayı seçiyoruz. Çoğumuz havai fişeklerin tehlikeli olduğunun farkındayız ama yine de onlardan vazgeçmiyoruz .
Gelin bu yazımızda havai fişeklerin bize komşu yaşayan yaban dostlarımızda ve çevremizde ne gibi zararlara yol açabileceği konularına değinelim.
Bir çoğumuz havai fişek nedeniyle hastanenin acil servisine giden mutlaka birini tanıyoruzdur. Ancak çoğu insan havai fişeklerin neden olduğu daha sinsi çevresel zararlardan ve sağlık etkilerinden tamamen habersiz.
Havai fişeklerin çoğu hem insanlara hem de çevreye zarar verebilecek bir kimyasal kokteyli atmosfere bırakır. Havai fişek gösterilerindeki canlı renkler, hayvan ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabilen baryum veya alüminyum gibi metalik bileşiklerden gelir.Buna ek olarak, bir patlama için gereken oksijeni üretmek için birçok havai fişek, perkloratlar olarak bilinen oksitleyiciler içerir. Bunlar suda çözülerek nehirleri, gölleri ve içme suyunu kirletebilir.
Havai fişekler ince toz ve gürültü emisyonuna ve ekolojik etkilere neden olmaktadır. İşviçre’de Federal Çevre Dairesi’nin (FOEN) yaptığı bir araştırmada, İsviçre'deki tüm havai fişeklerin , toplam ince toz emisyonlarının yüzde bir ila ikisinden sorumlu olduğu sonucuna vardı.
Yine yapılan bir çok araştırma da havai fişek gösterilerinin, oluşturduğu gürültü ve ışık ile stres ve korku yarattığı kuşların, kaçarken bir yerlere çarparak yaralanmalarına, kalp krizinden ölmelerine, gece göç ederken yanmalarına neden olduğu belirtildi.
Havai fişekler yüzünden çıkan yön kaybı ve panik, kuşların binalara çarpmasına ya da denize uçmalarına sebep olabilir. Yüksek yoğunluklarda yuva kuran, koloni oluşturan kuş türleri (örneğin gümüş martıları), kestane fişeklerinin patlaması sırasında bu riske daha yatkındır. Yuvalarından ses yüzünden kaçan birçok kuş, ses sona erdiğinde yuvalarına nasıl geri döneceğini bilemez ve birçok yavru çaresiz kalır.
Birçok hayvanın duyma yetisi, insanlarınkinden çok daha hassas olduğu için, havai fişeklerin patlamaları onlar için bize olduğundan daha rahatsız edici olmakla kalmıyor; aynı zamanda duyuşlarını da daha ağır zedeleyebiliyor. Havai fişeklerin yaydığı ses 190 desibele kadar çıkabilir (bu ses, insan kulağında hasarın başlangıcı olan 75 ila 80 desibel aralığından 110 ila 115 desibel daha fazladır).
Bu zararlara ek olarak havai fişekler, yaban komşularımızı korkutarak da hayvanlara zarar vermektedir. Hatta beklenmedik ve öngörülemeyen yüksek seslere tekrar tekrar maruz kalan birçok hayvanda fobi oluşturarak gelecekte duyacakları yüksek seslere verecekleri panik tepkilerini artırabilmektedir.
Gökyüzünün sadece bir boşluktan ibaret olmadığı yarasa ve kuşlar gibi bir çok yaban hayvanının yaşam alanı olduğu unutulmamalıdır.Bir kaç dakikalık görsel şölen uğruna doğa katledilmemelidir.
FACEBOOK YORUMLAR