Ayhan Küyük

Ayhan Küyük

ORMANIN DİLİ
ayhankuyuk19@hotmail.com

Dünya Su Günü...

22 Mart 2025 - 20:01



Tatlı su, Dünya'daki en kritik kaynaklardan biridir ve yaşamı sürdürmek, ekosistemleri desteklemek ve ekonomik kalkınmayı yönlendirmek için olmazsa olmazdır. 

Dünya'nın toplam su arzının yalnızca yaklaşık %2,5'ini oluşturan tatlı su, nüfus artışı, iklim değişikliği ve kirlilikten kaynaklanan artan baskılarla karşı karşıya kalan sınırlı bir kaynaktır. Tatlı suyun önemini ve karşılaştığı zorlukları anlamak, sürdürülebilir yönetimini sağlamak için önemlidir. Bu akan su kütleleri besinleri, tortuları ve organizmaları taşımak için hayati öneme sahiptir. 

Ayrıca içme suyu, sulama ve eğlence aktiviteleri için temel kaynaklar olarak hizmet ederler. Göller, çeşitli ekosistemleri destekleyen önemli tatlı su rezervuarlarıdır. Balıklar, amfibiler ve çeşitli su bitkileri için yaşam alanları sağlarlar ve biyolojik çeşitlilikte önemli bir rol oynarlar. 

Peki tatlı su kaynaklarımızı yeterince korayabiliyor muyuz?

Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, tüm atıkların %80'i genellikle düzenleme ve kaynak eksikliğinden dolayı arıtılmadan atılıyor. Özellikle Ergene Nehri, Kızılırmak, Susurluk Çayı, Büyük ve Küçük Menderes , Sakarya Nehri ve porsuk Çayı, ve Aşağı Seyhan Nehri Evsel kaynaklı atıklar, sanayi (endüstriyel) kaynaklı atıklar, tarımsal kaynaklı atıkların etkisiyle biyolojik ve kimyasal birçok etmenin bir araya gelmesi sonucu ekolojik denge olumsuz etkilenmektedir.

Tatlı suya yönelik en büyük tehditlerden biri, özellikle nitratlar ve fosfatlar olmak üzere aşırı besin akışından kaynaklanmaktadır. Nitratlar ve fosfatlar genellikle evsel ve endüstriyel atıklarda ve kanalizasyonda ve ayrıca tarım arazilerinden yıkanan gübrelerde bulunur.

Nüfusumuz ve endüstrimiz genişledikçe, bu denkleme yeni kirlilik kaynakları ekleniyor ve temiz suya olan taleplerimiz her geçen gün artıyor. Sonuç olarak insanlarımız ve çevre sağlığımız zarar görürken ,gelecekteki tarımsal ve içme suyu kaynaklarımızı da riske atıyoruz.

Tatlı suyun bir habitat olarak kullanılmasının ötesinde, tatlı su tarım gibi diğer ekonomik faaliyetlerde de önemli bir kaynaktır. Bir tahmine göre, dünyadaki tatlı suyun yaklaşık %70'i tarım için kullanılıyor. Dünya çapındaki çiftçiler, yüzey ve yeraltı su kaynaklarından tarlalarına su taşımak için sulama kullanıyor. ülkemizde ise tüketilen suyun, yüzde 76'sının tarım, yüzde 24'ünün ise sanayi ve içme suyu şeklinde kullanıldığını ifade etti.

Ülkemizde halen, yaklaşık 24 milyon hektar tarım arazisinin teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek 8,5 milyon hektar tarım alanının yaklaşık % 82’i sulanabilmektedir. Bu tarımsal faaliyetler nüfusumuzun yaklaşık %25 ‘ninden  fazla insanımızı ilgilendiriyor ve her yıl tarım sektörünün GSYH'ye katkısı %4,8 olarak tezahür etmektedir.

Gelecekte, ülke nüfusumuz arttıkça tarımsal tatlı suya olan talep artacaktır. Bir tahmine göre, talep 2050 yılına kadar yüzde 50 artacak. Su kullanımındaki bu artış,Türkiye’nin sınırlı tatlı su kaynaklarına daha fazla yük getirecek ve tatlı suya erişimi daha da önemli hale getirecek.

Kentleşme, tarım ve altyapı geliştirme genellikle sulak alanların ve diğer tatlı su habitatlarının yok olmasına, ekosistemlerin bozulmasına ve biyolojik çeşitliliğin azalmasına yol açar. Tatlı su, yaşam, ekosistemler ve insan gelişimi için hayati önem taşıyan değerli bir kaynaktır. 

Bir toplumun gelişme yeteneği, hiç kuşkusuz sürdürülebilir ve yeterli yüksek kaliteli su kaynaklarına ve iyi sanitasyon hizmetlerine ve uygulamalarına kritik bir şekilde bağlıdır. 

Bu yüzden etrafındaki doğal dünya için üzerimize düşeni yapmaya kararlı olmalıyız. Tatlı su kaynakları üzerindeki baskılar artmaya devam ettikçe, sürdürülebilir yönetimlerine öncelik vermemiz zorunludur. Tatlı suyun değerini kabul ederek ve onu korumak için toplu eylemde bulunarak, gelecek nesiller için kullanılabilirliğini sağlayabiliriz.

Kişisel olarak denizlerimizi ve nehirlerimiz daha iyi korumak adına daha az su kullanmalıyız, böylece fazla su ve atık su deniz ve nehirlere akmaz. Kirleticileri azalmalıyız. Daha az atık ortaya koymalıyız. Araç kirliliğini minimuma indirmeliyiz. Daha az enerji kullanmalıyız. Sorumlu bir şekilde balık tutmalıyız.Bunlar bizim kişisel olarak aldığımız tedbirler olmalıdır.

Merkezi ve yerel yönetimler de doğal çevremizi ve su kaynaklarımızı koruyabilmemiz adına daha etkili doğal kaynak yönetimini mümkün kılmak için arazi, su ve deniz korumasını koordine eden entegre mekansal planlamalar ortaya koymalı. Denizlerimizi ve nehir havzalarının, ekosistemlerin ve su kaynaklarının entegre yönetimi de dahil olmak üzere birçok koruma konsepti teşvik edilmeli. Bu koruma stratejilerin birleştirilmesi, birbirlerini destekleyecekleri şekilde olmalıdır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum