Değişen iklimler, orman ekosistemlerinin yapısal ve işlevsel bileşenlerini benzeri görülmemiş bir oranda değiştiriyor. Bir yandan kuraklık ve aşırı hava olayları diğer yandan orman yangınları ve böçek zararlıları ormanlarımızı etkilemeye devam ediyor.
Bunlar olurken aynı zamanda, orman kaynaklarının kereste üretiminin ötesinde daha geniş ekosistem olarak sürdürülebilir kullanımına ilişkin kamu beklentilerinin çeşitlendiğini görüyoruz. Sonuç olarak silvikültür bilim ve sanatının bu değişen gerçeklere uyum sağlaması gerekmektedir. Dolayısıyla silvikültür sadece ağaç kesimi değildir.
Silvikültürel bilimin belkemiğini oluşturan geçmişin geleceği bilgilendirmeye devam edebileceği varsayımı, iklim değişikliği hızlanmaya devam ettikçe zayıflıyor ve hatta kusurlu hale geliyor. Bu yüzden doğal yaşlı ormanların korunması daha da çok önemli hale geliyor.
20.yüzyılın ormancılık anlayışı ile küresel iklim değişikliğinin etkisi altındaki ormanlarımızı geleceğe hazırlayamayız. Sürdürülebilir ormancılıkta silvikültürel senaryoların uygulanmasında kademeli olarak yeni yaklaşımlara, yöntemlere ve uygulamalara ihtiyaç var.
Üç ana tema etrafında dönen bütünsel bir silvikültür görüşü benimsemeliyiz.
1)gözlem, 2)öngörü ve 3)uyarlama
Dolayısıyla gözleme dayanmayan öngörüsü bulunmayan hiç bir silvikültürel operasyonun uyarlanması mümkün değil.
FACEBOOK YORUMLAR