Abdulbaki Erdoğmuş

Abdulbaki Erdoğmuş

[email protected]
[email protected]

Ortadoğu'nun Zencileri KÜRTLER

22 Şubat 2025 - 22:08


Esas olarak “zenci” kelimesi, “siyah” anlamında daha çok Afrikalılar için kullanılmaktadır. Bunun için de Siyah insanların yaşadığı memleketlere de “bilad-ı zencî” (siyahlar ülkesi) deniyordu. Özellikle Müslüman zihninde “zenci” sözcüğünün herhangi bir olumsuz anlam barındırmadığını söyleyebilirim.
Modern dönemde ise “öteki” bağlamında beyaz adamla eşit görülmeyen Afrikalı insanlar için kullanılmaya başlanmıştır. Çünkü Batılılar için Afrika insanı “geriliği” ve “vahşiliği” temsil ediyordu. Bu nedenle de onları “black” (siyah) yerine “öteki” ve aşağılayıcı anlamında “Negro” olarak tanımlamışlardır.
Oysa “vahşi” olan Batıydı. Yüz binlerce siyahi insanı kıtalarından, ülkelerinden, yurtlarından, ailelerinden kopararak “köle” diye okyanuslar ötesine taşıdılar. Yüzde ellisinin zorlu yolculuk nedeniyle henüz götürüleceği yere ulaşmadan öldüğünü ve denize atıldıklarını da hatırlatalım.
Sömürgeleştirdikleri ülkelerde durum farklı değildi. Sömürgeci Batılılar egemen oldukları topraklarda yer üstü ve yer altı kaynaklarını Batı’ya taşımakla yetinmediler, işgal ettikleri toprakları baskı ve katliamlarla yönetmeyi de sürdürdüler. Farkı sadece rengi olan beyaz adam, sırf bu gerekçeyle milyonlarca siyahi insanı köleleştirdi veya katletti. Peki vahşi olan kimdi?
ABD ve Avrupa kıtası başta olmak üzere ayırımcı ve ırkçı tutumunu bugün de sürdürenler var. Bu nedenledir ki “Negro” ifadesinin dışlayıcı ve aşağılayıcı olarak kullanımı insan haklarına aykırı olduğu için bir problem, ırkçılık ve suç olarak kabul edilmiştir. 
Türkiye’de de bazı insan hakları aktivistleri ve akademisyenler “Negro” sözcüğünü “zenci” karşılığı olarak gördükleri için siyah insanlara “zenci” denilmesini insan haklarına aykırı olarak tanımladılar. Bunun için de rengi siyah insanlara “zenci” demek yerine “siyahi” denilmesinin daha doğru olduğu kanaati yaygınlaşmaya başladı. Kişisel olarak ben de bu kanaati paylaşmakla birlikte “zenci” sözcüğünün “Negro” ile aynı anlama geldiğini düşünmüyorum ancak aynı anlamda kullanılması durumunda açık bir “ırkçılık” olduğu da şüphe götürmez bir gerçektir.
--
20. Yüzyılın başlarından itibaren Kürtlerin de ırkçılığın haram sayıldığı Müslüman coğrafyasında “Negro” anlamında “zenci” muamelesi gördüğünü belirtmeliyim. Kürtlere yönelik ırkçı muamelenin nedeni renk farklılığı değil, etnik farklılıktır. Siyahi insan, rengi nedeniyle ötekileştirilirken Kürtler etnik farklılıkları ve dilleri nedeniyle ötekileştirildi. Kendi olmaları, yani kendilerini “Kürt” olarak tanımlamaları yasaklanırken coğrafyalarına “Kürdistan” denilmesini de suç eylemi olan “bölücülük” kapsamına alınmış ve bu yasaklara uymayanlar çoğu zaman ölümle cezalandırıldılar. Günümüzde dahi sırf bu gerekçeyle binlerce Kürt “suçlu” olarak mahkûm edilmektedir.
Ayırımcılığın boyutları bu uygulamalarla da sınırlı değildir. Aziz, yüce, necip, seçkin, uygar, kahraman, yiğit gibi vasıfların tamamı Türk-Fars-Arap etnik kimliği ile özdeşleştirilirken, cani, vahşi, barbar, cahil, dağlı, terörist, bölücü gibi insanlığın reddedeceği özelliklerin neredeyse tamamı Kürtler için kullanılmaktadır.
Ne yazık ki söz konusu politikalar sonucu iyi ve yararlı olanın Türk’e, Fars’a ve Arap’a, kötü ve zararlı olanın Kürd’e isnat edildiği bir toplumsal kültür oluşturulmuştur. Daha vahim olanı; muazzez İslam’a aykırı olmasına rağmen bu kültürün dini referanslarla desteklenmesidir.
--
Siyasal iktidarın Suriye politikalarında benzer bir anlayışta olduğu söylenebilir. Kendi kadim topraklarında halkını ve yurtlarını savunan Kürtlere “terörist”, özgürce yaşamak istedikleri yurtlarına da “teröristan” denilmesi başka türlü izah edilebilir mi?
Kürtlerin Suriye yönetiminde söz sahibi olmamaları ve kendi kimlikleriyle yönetime dahil edilmemeleri için gösterilen çabalar “Negro” anlayışın sonucu değil midir?
İsrail’in Gazze soykırımını ve 360 km’lik Suriye topraklarını işgal etmesini ve Suriye’yi kontrol altına almasını seyredenler, Kürtlerin hak taleplerini bastırmaya çalışıyorlar. Peki İsrail’in işgalini kim kolaylaştırdı? Kürtler mi?
Vicdan ve ahlaktan yoksun bazı kesimler de Kürtleri ve Kürdistan iddiasını “Siyonizm’le iş birliği” olarak ileri sürmektedirler. İsrail’in işgal ve katliamlarında Kürtlerin zerre kadar rolü olmadığı halde böyle bir iddiayı ileri sürenlerin zihinleri “Negro” yaklaşımından farklı mıdır?
Kürtlerin “Yahudi düşmanlığı” yapmaması neden “Siyonistlerle iş birliği” olarak tanımlansın? Siyonizm insanlık için bir tehdit ve tehlikedir ancak her Yahudi de Siyonist değildir. Siyonizm karşıtlığı Yahudi düşmanlığı gerektirmez.
Tam bu noktada Amerika Birleşik Devletleri yurttaşı ünlü siyahi Müslüman boksör Muhammed Ali Clay’ın, her şeyini kaybetmek pahasına Amerika-Vietnam savaşına, “ülkesini savunan insanlarla benim bir sorunum yok” diyerek savaşa katılmayı reddeden sözlerini yazmak istedim:
“Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım…Bana zenci mi dediler? Beni linç mi ettiler? Köpekleri üzerime mi saldılar? Ulusal kimliğimi mi çaldılar? Anneme tecavüz mü ettiler? Babamı mı katlettiler? Ne için öldüreceğim ki onları?”
Kürtlerin Suriye’deki konumlarının, inkâr ve red politikalarının, “zenci/öteki” muamelesi görmelerinin müsebbibi Suriye yönetimidir, İsrail ve Yahudiler değil ki. Eşit ve özgür bir halk olarak varlıklarını engelleyen Yahudiler mi ırkçı ve dinbaz Müslümanlar mı?
Kürtlerin mücadelesi Fars-Arap ve Türk milliyetçilerinin Batılı Beyaz Adam gibi “üstünlük” için değil, kendi kadim topraklarında başka unsurlarla eşit ve hür olmak içindir. Siyahilerin eşitlik için verdikleri mücadeleden farklı değildir. Siyahilerin mücadelesi “üstünlük” için olmadığı gibi Kürtlerin de mücadelesi “üstünlük” için değildir.
İnsanlık onuruna yaraşır eşit ve özgür bir yaşam, beyazlar kadar siyahilerin, Farslar, Araplar ve Türkler kadar Kürtlerin de hakkıdır. Ahlak ve vicdan sahibi herkes bu hakkı teslim etmek zorundadır.

Abdulbaki Erdoğmuş

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum