MEVCUTLU İFADEYE GÖTÜRÜLME

Zekeriya Herdem zherdem@gmail.com


Ceylanpınar Tarım İşletmesinde 6 Haziran 1986 da PKK arazide kurmuş̧ olduğu bubi tuzakları ile yaklaşık 5.000 dekar hasada gelmiş̧ buğdayımızı yakmıştı. Devamında 4 Mart 1987’ de 36 Traktörümüz kundaklanmıştı. Bu saldırılarla işletmemiz terörün hedefiydi.

Yaşanan bu olaylardan sonra 1987 hasadına başladık. Alınabilecek tüm tedbirleri aldık, öyle ki her saat başı telsizlerden vukuat raporu alıyorduk. Yatarken bile telsizimiz hep açık kalıyordu. Ailelerimiz bile bu stresi yaşıyordu. Henüz okula gitmeyen oğlumun “Baba biz aç̧ mı kalacağız? Demesinden stresin çocuklarımız da etkilendiğini görüyorduk …

Ceylanpınar’daki eylemler basında yer alınca güvenlik birimleri ile sorun yaşıyorduk. Traktörler kundaklanınca Şanlıurfa Valisi muhakkik(denetçi) görevlendirdi.  Müdürümüz İbrahim Özkaplan ile birlikte Cumhuriyet Savcılığı soruşturma açtı. “Traktör ve Ekipmanlarını arazide bırakarak tedbirsizlik ve dolaylı yardımdan” aleyhimize dava açıldı…

Mahkemede Hâkimin: “Traktörleri neden arazide bıraktınız?” Sorusuna cevaben:

“-Bu İşletmenin sınırları; altı İlçe, Mardin ili ve Suriye ile çevrili olup, Güney- Kuzey yönünde 35-40 Km, Doğu- Batı istikametinde 70 Km mesafelerinde 1,7 milyon dekar arazide, yüzlerce traktör ve ekipmanlarını kullanıyoruz. Eğer her gün ekipmanları işletme merkezine taşımaya kalkarsak mesainin yarısı yolda geçer. Bu İşletme kuruluşundan bu yana böyle çalışır. Bundan böylede aynı şekilde devam edecektir. Devletimiz ve İşletmemiz güçlüdür gerekli tedbirleri alacaktır.” Hâkim Müdürümün unutulmaz ifadesinden sonra bana bir şey sormadı.

Akşam Beyazkule parkında oturuyorduk. Saraççeşme mevkiinde yangın var alarmı verildi. Koğuşlarda ve lojmanlarda kim varsa hemen yangın mahalline kamyonlar ile hareket ettik. Yangın Traktörleri hazır şekilde arazideydi, sürücülerini en hızlı Pikapla sevk ettik. Yangın mahalline vardık anızlarda çıkmıştı. Hasat edilmeyen yere sıçratmadan söndürüp tedbirleri arttırarak işletmeye döndük. 
Ertesi gün, Gürgürbaba da biçerdöver ayarı yaparken, merkez telsiz aradı. Jandarmadan iki görevlinin beni beklediğini anons etti. Beyeazkule’ye geldim iki sivil polis beni bekliyordu.
“-Jandarma da toplantı var, sizi bekliyorlar,”
“- Tamam gidelim.” 
Arabamı çağırdım.
“-Bizim aracımızla gideceğiz.”
“- Ben oradan nasıl geleceğim? Sizi takip ederim.”
Arabalara bindik hareket etmeden polisin biri Pikabın kapısını açtı,
“-Az ileri varın sizinle geliyorum.” Dedi.
Yanıma oturdu dirseğimle tabancasını hissettim. Canım sıkıldı sanırım tutukluydum giderken konuşmuyorduk.

“-Bu işletmede 450 kişi çalışıyor, ben buranın amiriyim ve benim ailem burada, ben kaçacak mıyım? Bu yaptığınız doğru değil.”

“-Bize böyle talimat verdiler.” 

Ceylanpınar’a kadar konuşmadık. Düşünürken 12 Eylülden sonra, Yazar Rıfat Ilgaz’ın 70 yaşında, Kastamonu Cide’de tutuklanıp ilçede jandarma nezaretinde kelepçe ile götürülmesi hatırıma geldi.

İlçe Jandarma Bölük Komutanı, Şanlıurfa İstihbarat Başkanı Diyarbakır’dan bir görevli ve Kaymakam vardı. Boş yer olmasına rağmen ayakta bekletiliyordum...

Bölük komutanının masasında bir gazete sür manşette: “PKK Ceylanpınar’a yine saldırdı!...”

Yüzbaşı hararetle: “İşletmenin çok büyük olmasına rağmen güvenlik tedbirlerinin eksik olduğunu, güvenliği sağlamada işletmenin yardımcı olmadığını, Çıkan yangın mahalli ve araziyi taradığımızda bulunan boş kovanların İşletme kır korucularının kullandığı silahlara ait olduğunu, hatta akşamki yangında şüpheli durumlar fazla.” 
Diyerek yangını bizim çıkarttığımızı ima ediyordu….

İşletmenin tüm resmi kuruluşlarla ilişkisinin iyi olduğunu imkânı kıt olan diğer kuruluşlara yardım edildiğini anlattım. Bir aydan fazla 70 biçerdöverle hasat yapacağız. Elamanlarımızın silah kullanma yetkisi yoktur. En azında terör ve sabotaj hususlarında desteğe ihtiyacımız var.  Gün geçmiyor ki geniş imkâna sahip atölyelerimizde Seyyar ve İlçe Jandarma ile diğer resmi kuruluşların araçlarının tamir ve bakımları yapılmaktadır...

Zaman zaman huduttaki tarımsal faaliyetlerimizde sıkıntı ve engellemeler yaşanıyordu…

Genel Müdürlük Avukat tutmamızı istedi, sonradan davalardan bir şey çıkmadı. Fakat son yılda sürekli telsizin açık olması yastık altında tabanca ile yatmak tedirgin ediciydi. Roketatar ve Kalaşnikof’la dolaşan teröriste Kırıkkale tabanca ne yapacaktı? Ceylanpınar’dan kazasız belasız ayrılınca kurban adamıştım yerine getirdim.

TİGEM çalışanları aileleri ile bu tür olayları hep yaşadık. Bu sebepten olsa gerek kuruma olan aidiyet duygumuz çok yüksektir. Yangınlarda Ceylanpınar personelinin gösterdiği refleks ve fedakârlığı unutmak mümkün değil. 
ZEKERİYA HERDEM 23 Şubat 2025 ANKARA