ÇIK GÖLGEDEN VE GEL ARTIK

Uğur Canbolat​ ugur.canbolat@uskudar.edu.tr

ÇIK gölgeden yiğidim. Çokça eğleştin orada.
Sana aydınlık gerek…
Aydınlanmadan nasıl etrafına aydınlık sunacaksın.

ÇIK gölgeden, yetişir kaldığın...
Biz seni ışığın temsilcisi saydık.
Buna göre davrandık, muamele ettik.
Çık ki; bize diyeceklerini diyesin.
Cümlelerin söz burcunun bayrağı gibi bağrımızda dalgalansın.
Rüzgârın tatlı esiş oyunlarıyla heyecanlansın.
Kelebekler göz aydınlığı olacak muştularını ulaştırsın muhataplarına.
Keklikler havalansın hep birden ve istikâmetlerini bulsun.
Serçeler en küçük bir korku emaresi taşımadan sularını içsinler.
Buna hakkımız var.
Ver bize hakkımızı.

ÇIK gölgeden yiğidim.
Bize yanmışlık gerek…
Yanmışların yakıcı sözleri gerek.
Soğumamış közleri gerek.
İçeriye çökmüş hasrete aşina gözleri gerek.
İçimizdeki yangını önce körükleyip büyütecek sonra sükûnete erdirecek nefesler gerek.

Çık gölgeden.
Çık ki, bize rüzgârın gelsin.
Ateşimiz harlansın.
Saçlarımız dalgalansın.
Avuç içlerimiz terlesin.
Ve türküler yankılansın yüreğimizde.

BİZ yanıkları severiz.
Bunu sana demiş miydik bilmiyorum. İşte şimdi söylüyorum.
Biz yüreği aşkın kavurucu ateşinde yanmış yiğitleri özledik.
Bu sözleri duymak için nicedir yol gözledik.
Dilindeki aşkı kalbiyle inkâr eden sahtelerden bıktık yiğidim.
Onun için gel artık.
Gel ki, bayram edelim.
Yükseklerde seyran edelim.
Bize yanmışlar gerek demiştim ya, hakikat öyle.
Yanmayın suyu ne bilsin, gözeyi ne bilsin, göze hasretle bakmayı ne bilsin.
Bize bilen gerek.
Duyan gerek bize hakikatin sesini…
Işığımızı engelleyenlerden usandık.
Gölgelerimizi uzatan yalancılardan usandık.
Nara üstüne nara atan kalbi fersiz piyasa âşıklarından usandık.
Karaltılardan, siluetlerden uzağız artık.
Yalanlara kanmaktan, kandırılmaktan, gölgelere saklanmaktan, kalbimizdekini dilimize düşürmeye çekinmekten uzağız artık.
Biz sana hazırız kısacası.
Çık gölgeden…
Ve gel artık!