SİNAN ATEŞ CİNAYETİ ve ÇÖZÜMÜ....

Turan ATEŞ turanates@hotmail.com

KAMUOYUNA....
,
                            
       Cinayetin sonrasında  benim kafamda 1975 li yıllarda  ka-muoyuna yansıyan ve tartışılan Merhum TÜRKEŞ',in Şu sözü yankılandı....
      "Davada döneni vurun!...Bende dönersem....." gibi söz.... Sanırım   Ben  Ankara Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisiyim. Merhum DEMİREL 'in; Erbakan-Türkeş- Feyzioğlu- dört Siyasi partinin oluşturduğu                              " MİLLEYETÇİ ÇEPHE KOALİSYON Hükümeti..." görevde.... Bu beyan ve açıklama siyasi ortamda çok tartışıldı.  Siyasi Araştırma sonunda; 2. DÜNYA SAVAŞININ  LİDERİ; Alman Devlet Adamı HİTLER'İN  sözü olduğu ortaya çıktı...
     HİTLER; Partisine ve Partinin yan örgütlerine;                                                                           
      " DAVADA DÖNENİ VURUN !...BENDE DÖNERSEM BENİ DE VURUN!...." Ama O,  Dünya'nında  Kabül ettiği HİTLER.....Ama, bugün ise; HİTLER'e  ve ilkelerine sıcak da bakılmaz...

      Ülkenin gündemi artık tamamen, Öldürülen  eski  ÜODGB. SİNAN  ATEŞ  CİNAYETİNE Endekslendi.
    Merhum SİNAN   ATEŞ; eski ÜODGB.dır. Fizikmen  kendisini tanımam. Ancak ÖLÜMÜ sonrası çeşitli görüşler  ve  teoriler atıldı ortaya...
     ÜLKÜCÜ  Camiada şöyle bir DUYGU-İLKE Vardır. Öldürülen ÜLKIÜCÜ Liderinin veya Mensubunun  ÖLÜM  Nedeni kapsamlı araştırılırsın.....
    Bu CİNAYET Olayı; MHP.nin  Gündeminde  olmadı...AKP.nin de gündeminde yüzeysel oldu...
     Ancak ; Bu CİNAYET OLAYI; CHP.nin  ve özellikle de  Sayın KILIÇDAROĞLU'nun  diğer bazı Siyasi Partilerin gündeminde oldu. CHP. nin Yeni Yönetimi de  bu görevi üstlendi. Devam ediyor ve ettirmektedir.
           xxxxx
      Ben ÜLKÜCÜ CAMİADA da değilim...Çok değerli Arkadaşlarım da var, ÜLKÜCÜ Camiada...Birbirimize saygı duyarız. Görüşürüz ve Ülke sorunlarını tartışırız.                                                                                                
      SEÇİM HAKİMLİĞİM Sürecinde; Yönettiğim Seçim Çalışmalarında TARAFSIZ ve Her Siyasi Partiye ve Adaya eşit-mesafeli yaklaşımım nedeni ile de gönüllerinden de taht kurdum...
      Medya Haberine göre; MHP Genel Başkanı Sayın BAHÇELİ, ÜODGB. lığından  Merhum SİNAN ATEŞ'in istifasını istemiş ve bu istek sonrası da SİNAN ATEŞ; ÜODGB. Başkanlığından ayrılmış...
     Bu )Olay doğru ise; gayet normal...Patinin bir iç sorunudur.
     Ben söz konusu açılan KAMU Davası ile ilgili  İDDANAMEYİ Görmedim ve sadece Medya Haberleri ile bilgi sahibiyim.
      Sanırım ilk duruşması Ankara  Adliyesinde ve Ağır Ceza Mahkemesinde; TEMMUZ Ayının ilk günlerinde...
      Bazı Siyasi Liderlerin  ve Kalabalık bir Siyasi Grubun Katılacağı söylentileri... Liderlerden de katılacakların olduğu söylentileri...
      Ankara'da değilim...Ankara'da olursam; Duruşmaya Müdahiller yanında Av. olarak cübbemi giyer  katılırım...
       Bunun yanında; Mahkemenin  İZLEYİCİ Almadan Duruşma yapacağı ve yapabileceği söylentileri...Bu Konu, Yargılamayı yapacak olan; Sayın Mahkemenin takdirindedir.
      xxxxxxx
      Siyasi amaçlı işlenen ve işletilen  cinayetlerin yerinde de; her zaman demokrasinin filizlendiği  ve gür  Genç  bir  DEMOKRASİ ORMANINA  dönüştüğü görülmüştür.
     Yakın Geçmiş dönemde yaşanan; Helikopter Kazası ile Yaşamını kaybeden ve ÖLÜMÜ Üzerinde bazı senaryolar üretilen Merhum MUHSİN YAZICIOĞLU Olayı... Kazamı?...Cinayet mi? Hala tartışılır.
     Bu OLAYLARI Soruşturan Kamu Görevlilerine verilen YETKİYİ Sınırlandırdığın  zaman, gereken aydınlanma yapılamaz...
     Emniyetin deneyimli Müdürlerini... Bu tür Soruşturmaları yapan Deneyimli C. Savcılarını gereksiz yere değiştirdiğimiz  durumlarda bu olayların, DEDİ-KODULULARI de eksilmez...
      YAZICIOĞLU Olayı hala çözümlenemedi...Kamuoyu da  hala aydınlatılamadı...
     SİNAN ATEŞ'in  KANI; CİNAYETİ İŞLETENLERİ ve İİŞLEYENLERİ de    YAŞATACAK OLAN,  DEMOKRASİMİZİ de KURTARMIŞTIR....
    Bu KAN; DEMOKRASİYE GÜÇ KAZANDIRMIŞTIR.
    SİNAN  ATEŞ'İ BUGÜN Savunan  ve Yasaların gereğinin yapılma-sını savunanlarda; SİNAN ATEŞ'in  Düşüncelerine ve İlkelerine ters olan Kişiler ve Güçlerdir. SİNAN ATEŞ, sağlığında ve  ÜODGB. iken , bugün kendisini savunanlar ile ters düşüp karşı karşıya da gelmiş olabilirler. Ama, ÜODGB. eski BAŞKANI  SİNAN ATEŞ, bir İNSANDIR... Bu Ülke ve Ülke İnsanı için bir çalışmaları olmuştur.
     Bunun yanında EŞİ, Kardeşi  ve çocuklarının sıkıntıları...
    Eşi ve Kız kardeşi  İZLENDİKLERİNİ ve huzursuz olduklarını açıklıyorlar. Eşi; Seçim Öncesi kendisine SEÇİLECEK Bir yerde önerilen MİLLETVEKİLİ talebini çevirdiğini...
     Sıradan bir yurttaş olarak Devletten Korunmasını talep ediyor... Ve MİLLETVEKİLİ Talebini de bu nedenle REDDETMESİNİN Pişmanlığını da itiraf ediyor...
      Evet !....ÜLKÜCÜ CAMİA başta olmak üzere HEPİMİZ....SİNAN ATEŞ'in EŞİNE, KARDEŞİNE ve ÇOCUKLARINA   sahip çıkalım...
                xxxxxx
     Siyasi ve Partili Politikacılar; Yargı Mensubu  ve bu OLAYI Soruşturan  C. SAVCILARI  ve EMNİYET GÖREVLİSİ  üzerinde ellerini çeksinler. Bu OLAY  BİR AY içinde ÇÖZÜMLENİR...
     Önce ÖLDÜRENLERİ....Sonrada NEDEN ÖLDÜRDÜKLERİNİ....Gücü  ve Desteği Kimden ve Kimlerde Aldıklarını  ortaya koyarlar...
                   xxxxxxxxxxxxx           
       SAKARYA'nın  bir İlçesindeyim... Köylerinden birisinden ve Yurtdışına giden  ve izinli gelen Genç; Miras sorunu nedeni ile ANNEANNESİ ile tartışırlar. Anneannesine  SİLAH Çeker.
     Şikayet üzerine genç SİLAHI ile yakalanır. Jandarma Soruşturma başlatır. İlçenin İLERİ GELENLERİ-GİDENLERİ Jandarmaya talimatı verirler..."Tabancanın Milini kırınız...Atışa uygun olmaz ve SUÇ oluşmaz.. Böyle bir işlem ile Suç oluşmaz..." demişler...Komutan usulünce kovmuş....Olayı bana duyurdu...
    Öğleden sonra sevki yapıldı ama; gelen olmadı...Geleni ; Hakime baskıdan içeriye alacaktım...
     TUTKLAMAYI da yaptım...YARGI; SİYASİ ve  GÜÇLÜ  KİŞİLERLE ilgili Davalarda bu SIKINTILARI YAŞAR VE YAŞATIRLAR...
      Birkaç gün sonra; Tutukludan yazılı bir talep...TAHLİYE İsteği...
    " Tutuklama Tarafımdan yapıldığından ve Adliyede başka Hakim olmadığından-İzinli olması nedeni ile; Dosyanın SAKARYA Hakimlerine gönderilmesi Kararı verdim... Mahkeme Kaleminde de bazı dosyalar üzerinde çalışıyorum...Yaşlı Savcımız Öfke ile  geldi..."Bu Tutuklamaya İtiraz değil...Tahliye Talebi...Sormuyorsun..." dedi... Dosya yeniden geldi Talebi REDDETTİM...
       Ama; Olay sonrası, Biz Yargı Mensuplarının da burunlarımıza  pis kokular geldi...
      BİR AY  sonrasına duruşma günü verdim. Dosyayı da izinde olan C. Savcısının gününe bıraktım. Bunların hepsinin altında  C. Savcısı Meslektaşım var...
              xxxxx
      "Bir örgüte ,ideolojik bir  gruba  ya da bir cemaate bağlandın mı, kişisel iradeni ve  özgürlüğünü kaybedip o grubun  liderliğinin iradesine  kendini teslim ediyorsun. Yanlış yada doğru diye bir şey kalmıyor, grubun amacı her şeyi belirliyor, hak da adalet de  izafe hale geliyor. Tıpkı Simon'daki gibi  ideoloji karşısında  gördüğün yada bildiğin  değil, sana anlatılan doğru hale geliyor. Ben içinde bulunduğum tarafın  hak, adalet,  iyilik diyerek  Simonlaşmayacağını zannediyordum, o yanlışa  düşmek başkalarına mahsustu, bizde böyle bir şey söz konusu  bile olmaz sanıyordum, maalesef  yanılmışım. Şunu artık bilmeliyiz ki, karşımızdaki arkadaşlarımız , meslektaşlarımız yok, bir ideolojiye  bir gruba bağlanmış, o grubun  disiplinine tabii olmuş örgüt mensupları var.  Artık bunu kabullenmeliyiz.
      Şu kesin ki, özel yetkili mahkemeler, son  beş-altı  yıldır  her tayinde  yavaş yavaş  sistemli bir biçimde  cemaatin kadrolarına geçmiş durumda. Yapılanları  bir soruşturma ile ilgisi yok. Sistem cinnet geçiriyor. Cemaat , devlet kurumları arasındaki diyaloğ eksikliğinden  yararlanarak  panik havasını kendi çıkarlarına kullanıyor. Bir felaket  yaratılıyor.
     Çok açık ve net. Bir örgüt, bir cemaat  adalete sızmış, kendi kurallarını uyguluyor, kendi operasyonlarını yapıyor. Ortada hukuk yok. Avukatlar , gazeteciler, polisler verilecek kararların ne olacağını merak bile etmiyor., çünkü kararlar  net olarak  davaya hangi hakim  ve savcının baktığını belirliyor. Herkes bu durumun farkında.
     Tarafsız hakim ve savcılar  hukuka göre davranırken, cemaat taraftarlı  örgütlü,( onlar ) hukuka göre değil, cemaatin talimatına göre davranıyor. Cemaatin istemediği kişiler serbest bırakılınca , bu defa cemaatin etkilediği medya 0 hakim ve savcıyı topa tutuyor. Haksız itham ve suçlamalar  ve linç kampanyaları ile hakim ve  savcılar  taciz ediliyor, çalışamaz duruma getiriliyor. Cemaatin tutuklanmasını istediği kişiler tutuklanınca , bu kez  o savcı ve hakimlere övgüler  yağdırılıyor. Hukuk sistemindeki tarafsız  hakim ve savcılar korumasız , desteksiz, korumasız ,desteksiz  zor durumda bırakılmıştır.
     Et kokarsa tuzlanır, tuz kokarsa  ne yapılır? Adalet bozulursa onu kim düzeltecek?  Türkiye'de adalet çürümüştü ama bu kez yok ediliyor. Bu durumda herkes , en fazlada bu duruma  yol açanlar  zarar görecek. Böyle giderse  iş adaletten çıkacak, herkes silaha sarılacak . Bu polisler, savcılar ve hakimler yasalara ve kendi görevlerinin   gereklerine göre değil, cemaatin  isteğine göre  davranıyorlar. Hukuk çiğnenmeye başlayınca bunun artık hiç biri sınırı olmaz. 
      Karşı karşıya olduğumuz durum, hukuken yanlış yapılan bir kaç işlemden ibaret değildir. Ya da bir kaç polisin hatası  veya bir kaç hakimle  savcının  hukuku yanlış uygulaması, taraflı davranışı değildir. Olay bir örgütün, cemaatin devlet içesindeki elamanları vasıtasıyla  yürüttüğü örgütsel faaliyettir. Karşımızdaki kişiler, polis, hakim  ve savcı değil, onlar örgütün ve cemaatin elamanlarıdır. Devletin hukukunu değil, cemaatlerin talimatlarını  yerine getirmektedirler!.."
             xxxxxxxx
     Yukarıda ki ve tırnak içine aldığım görüşler;                                                                   
      10-15 yıl önceki; Eskişehir  İL EMNİYET MÜDÜRÜ Sayın HANİFİ  AVCI'nın ; FİİLEN Görevde iken  Kaleme alıp ve 600 sayfa civarında "HALİÇ'TE  YAŞAYAN SİMONLAR " adlı kitabında geçen anlatımlar...
    Bende, bu kitabı incelemiş  ve belirli açıklamalarını da  bir kita-bımda  paylaşmıştım.
     Sayın AVCI; açıklamalarında ; Ülkenin İÇ Düzenini Koruyan EMNİYET ile, Ülkede HAKSIZLIĞA UĞRAYANLARIN, Uğradıkları HAKSIZLIĞIN GİDERİLMESİ İçin Başvurduğu; 2010 Yılı öncesi YARGIMIZI Ele alarak açıklamaya çalışmış...
      HANİFİ AVCI; Ülkedeki TARİKAT-CEMAATLERİN Laik Cumhuriyeti yok etmek için verdikleri Çalışmaları; EMNİYET Mensubu olmanın ve sorumluluğunun  bilinci ile de  açıklamışlardı...
      AVCI'nın anlatımları GERÇEK MİYDİ?....Bunun gerçek olup-olmadığını tartışmaya gerek yok...
      15 TEMMUZ öncesi; " Ne istediler de verilmedi?.... " sorusu Siyaset literatürüne girmişti...
                xxxxxx
      Ülkenin sıkıntılı Günlerden  çıkıp; Demokrasinin Kurum ve Kuralları ile yönetildiği bir ÜLKE Konumuna getirilmesi içinde; SİNAN ATEŞ Davası da bir  SINAV olsa gerek...
      SİNAN ATEŞ'in ölümü-öldürülmesi olayında; Siyasilerimiz Suskunluklarını bozsunlar...KONUŞSUNLAR...Bildiklerini KAMUOYU ile de paylaşsınlar...ĞEREĞİNİ de  ve yapılması  gereken Konuyu da
YARGIYA Bıraksınlar...Özelliklede ÜLKEYİ; CEMAAT Mİ , yoksa DEVLET mi YÖNETİYOR? Bu SORUYA CEVAP ARANSIN...Ve CEVABI da VERİLSİN...                                                                                                                                                          
       Toplumu; yine de  BAĞIMSIZ YARGININ ADİL OLARAK Vereceği bir KARARI RAHATLATACAKTIR....
      Bu konuda GÖREV; Önce Siyasilerimizin AÇIKLAMALARI.... Sonrada BAĞIMSIZ YARGIMIZIN; Adil ve Cesur KARARI......
      Umarız, bu sorun kısa bir süre içinde olumlu bir şekilde; Demokrasinin Kurumları ve Kuralları içinde kalınarak çözümlenir.
       Ben yılların bir HUKUKÇUSU olarak da; Bu Olay Aydınlatılmadığı içinde üzgünüm...
      Bekleyelim ve de görelim...
    Saygı ile...