ORTA DOĞU ve SURİYE.....
Olup-bitenler çok ilginç olsa gerek ; Orta -Doğu Ülkelerinde!.....
Sıkıntılıları hisseden ve yaşayanda TÜRKİYE....
1978 li Yıllar....İRAN Karıştı....ŞAH RIZA'ya karşı; HUMEYNİ....
Karışıklıklar hızlandı ve ŞAH IRAN'I terk etti...
Bizim o dönemki bazı MEDYA Organları, HUMEYNI'ye ÖVĞÜ Dizerken, bazı Aydınlarımız ise; SIKINTILARIN Yaşanacağını ve bu sıkıntıyı da fazlaca TÜRKİYE'nin çekeceğini dile getirdiler.
Ben O zamanlar, 1977 yılı sonlarında HUKUK FAKÜLTESİNİ yeni bitirdim... O dönemler; Türkiye Üniversitelerinde Öğrenci olan İRAN Uyruklu arkadaşlarla sohbetler ederek İRAN'a HUMEYNİ'nin dönüşünü izliyorum...
Konvoylar....Gösteriler...HUMEYNİ İran'a bir İnsan seli ile girdi...
Gençler ve HUMEYNİ'yi karşılayanlar; " HUMEYNİ'NİN SÖZCÜSÜ YOKTUR..." diyorlar...
ŞAH RIZA , Eşi ŞAHBANU ve Çocukları İRAN'ı terk etmek üzereler...Açıklamalar ise...Yurtdışı Seyahat...
Tanıdığım ve her konuda kendilerine yakın olduğum İRANLI; İREÇ VUALİPUR...YUSUFİ...RIZA....HAMİT...Sessizler ve ikilem içindeler...,Ve "DİN ADAMININ DEVLET YÖNETEMİYECEĞİNİ... Ve İRAN'nın bir gün ŞAHI ARAYACAĞINI..." beyan ettiler...
İKİ Yıl geçmedi...HUMEYNİ; kendisinden beklenen ÖZGÜRLÜK ve TEMEL HAKLARI tamamen yok etti...
İRANLILAR, kılık-kıyafet ve yaşam kuralları yönünden çok şeyle-rini kaybettiler...
Ankara sokaklarında banklar üzerinde oturan İRANLI Kişiler ile sohbetler ettim...HUMEYNİ ile ilgili .Konuşmaktan tedirgin oluyorlar...
Memleketimde; İRAN'a Nakliye işleri yapan ŞÖFÖRLERLE Konuştum zaman zaman...." İRAN ŞAHI ARIYOR..." beyanları...
ŞAH Döneminin MODERN İRANI İRTİCAYA Büründü...
xxxxx
Kuzey AVRUPA Ülkelerinde...Başta; İNGİLTERE....İSVEÇ....NORVEÇ....FİNLANDİYA....BELÇIKA....HOLLANDA ve LÜKSEMBURĞ.....
KIRAL ve KIRALİÇE Var Yönetimde...Hiç bir sorun yaşanmıyor... Demokrasi, Kurumları ve Kuralları ile işliyor....Temel Hak ve Özgürlükler, başka kişilerin Temel Hak ve Özgürlüklerinin sınırına dayanıyor...
Bir arkadaşım uzun süre; İSVEÇ'de yaşadı...Kendisine ne iş yaptığını sordum...Aldığım cevap; " Bir HASTANEDE TEMİZLİK İŞİ..." Makina ile temizliği yapıyor.
İSVEÇ KIRALI gelmiş...Tokalaşmış ve halini, hatırını sormuş sonrada Başhekimliğe geçmiş...
Buyurun... Demokrasinin geliştiği Ülke....
Az Gelişmiş Ülkelerde ve bizde; bir haftadan önce temizlik ve düzeltmeler başlar...Bakan-Başbakan ve Devlet Başkanının geleceği gün O kurum Yurttaşlara kapanır.
Hastaneye KIRAL Geliyor...Kimsenin haberi yok...Koruma Ordusu yok...Yabancı bir işçi ile muhatap oluyor ve azda olsa sohbet ediyor..
. xxxxxxx
Yine; Öğretmen Okulunda bir Arkadaşım ÜRGÜP Turizm Bürosunda Görevli...
İSVEÇ'e Turizm Heyeti olarak giderler.... Başkent Belediye Başkanı çok yaşlı bir Bayan...Bizim ekibi yemeğe alır. Ve," Siz RAKI İçersiniz..." der. Rakı veren bir Lokantaya götürür Konuklarını...
LOKANTAYA bizim heyeti almazlar. " Erken geldiniz. Daha 20. Dakikanız var..."
Bayan Başkan; " Vitrinleri dolaşmaya ne dersiniz?" Tabi vakti bu şekilde geçirirler...Lokantaya gelirler...Hizmette Kusur yok...
Evet !.....Anakentin Belediye Başkanı, erken gelinmesi nedeni ile içeri Konukları ile alınmıyor...
Bizde yaşansaydı bu OLAY.....NELER OLABİLİRDİ?....
-Bir bahane bulunur ve Lokantaya bir CEZA Verilir miydi? Tereddütsüz verilirdi...
-Medya kaba ve abartılı Haber -yapar mıydı? Yapardı....
-Kamuoyu; Lokanta malikini ve Görevlilerini ayıplar mıydı? Ayıplar ve Haber de olurdu.
Ama...Kültür...Eğitim....Kurallar...
xxxxxx
İki yıl önce; Evimden saat 12.00 sıralarında çıktım...Adliyeye gideceğim...Yakınımdaki Otobüs durağındayım... Takke, tespih ve ayet satan bir SURİYELİ....
Bana satmaya kalkıştı...Ben sevmediği ve kullanmadığımı söyledim...Bana baktı ve "BANA BİR YEMEK SOYLESEN..." dedi...Yarı Türkçe ve yarı Arapça bir dille...Sıcak bakmadım ve uzaklaştı.
Durakta benim gibi Otobüs bekleyen Kişi çok sinirlendi. Ve TUNUS Yurttaşı olduğunu ÖĞRETMEN olarak çalıştığını söyledi...
İşte; SURİYELİLER de zaman zaman İnsanlarımıza sıkıntılar yarattılar...
RİZE İline bir Duruşma için gittim...Bir Manifaturacı Esnafın Dükkanında oturdum...Sohbet ettik. Esnaf Suriyeli Sığınmacılardan yakındı....Daha önceleri Camiye Namaz için giderken; Dükkanın açık Kapısı önüne Sandalya koyarak gittiklerini...Şimdi ise çift Anahtar Kilit ile dükkanını kitlediğini beyan etti...
Yer yer olaylar çıkardılar...Şehirlerin düzenini bozdular... Has-taneye gittiler...Bekleme yok...Ücret yok...Biz Ülkemizde AZINLIK Yabancı konumuna getirildik...
Kadınlara...Genç Kızlara Sarkıntılıklar da sıkıntılar yarattı...
Yer yer KAVGALAR oldu...Yurttaşlar; " ÜLKEMDE HUZURU Kaybettim..." diye haykırdılar...
xxxxxxxxxxxxxx
Nihayet Suriye Devlet Başkanı ESAT-ESET; Ülkesini terk etmek zorunda bırakıldı ve RUSYA- MOSKOVA'ya sığındı ve yerleşti...
Ancak; ÖZGÜRLÜLÇÜ DEMOKRASİ Yönetiminin var olduğu Ülkelerde bu tür sıkıntılar yaşanmaz...
Başta İngiltere olmak Kuzey Avrupa Ülkelerin de KRAL vardır...
Ancak yetkileri sınırlı ve semboliktir....Geniş Yetkilerle donatılmış HALKIN Belirlediği ve sınırlı sayıdan da KRAL'ın belirlediği ÜYELERDEN Oluşan bir PARLAMENTO Vardır.
Bunun yanında İNGİLTERE'den " YAZILI BİR ANAYASA da ..." YOKTUR...
Bu nasıl olur? Sorusunu yönetebilirsiniz... Kentlerin gelişmiş bölgelerinde; bizim çocukluğumuzda; " SİĞARA İÇMEK ve KABUKLU YEMİŞ YEMEK YASAKTIR..." yazısı olmazdı... Ama, kimsede siğara içmez ve kabuklu yemiş yemezdi...
Gelişmemiş ve Gecekondu Yerleşim Bölgelerindeki Eğlence yeri olan Sinemalarda herkesin göreceği şekilde Bu Tabela asılır.
Ama; sigara da içilir ve kabuklu yemiş de yenir...
Konu; EĞİTİM....İnsanı Yaşadığı Çağın Kurallarına ve Kurumlarına uymakla da zorunludur.
ASYA-AFRİKA Başta olmak üzere bazı kıtalardaki Yerleşim bölgelerinde yaşam sürdüren insanlar oldukça da sıkıntılı yaşam içindedirler. Bu bölge insanları, Avrupa ve bazı Yerleşim Bölgelerinin insanları kadar şanslı değildirler...Bazı Kıtaların ve Ülkelerin belirli bölgeleri ORTA ÇAĞI yaşamaktadırlar...Özellikle de ORTA Doğu ve Afrika İnsanları....Cilt renkleri ile de aşağılanırlar...Bazı Medeni Ülkelerde ise; Aynı semtler, aynı Eğlence yerlerine yerleşen insanlar Aşağılanırlar...
Sözde Medeniyet dağıtan Ülkelerin yaşam kurum ve Kurallarına bu insanlar ulaşamaz...
Bir zamanlar ABD.de Yaşayan ve öldürülen ZENCİ LİDER, MARTİN LUTHER KİNĞ;
"Zenci ve beyaz çocukların el ele tutuşarak oyun oynamalarını bekliyorum..." dedi ve kısa bir süre sonrada SUİKAST Yapılarak öldürüldü...
Suriye'de de bu aşama da benzeri olaylar yaşanabilir. Bizim Yetkililerin ve özellikle de DIŞ İŞLERİNDEN olumlu, sınırlı ve yapıcı AÇIKLAMALARIN Yapılması gerekir.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
TÜRKİYE'nin TUTUMU Nasıl Olmalıdır?
Bu DEĞİŞİM Türkiye'ye bazı sıkıntılar verecektir. Çünkü, SURİYE ile Sınır Komşuyuz ve ayrıca da DİNİ Kurumlar ve Kurallar yönünden de aynı yapıdayız.
Açıklamalarda; Sayın DIŞ İŞLERİ Başta olmak üzere; Temkinli olunmalıdır.
Sonra; Türkiye'ye gelen ÜÇ MİLYON Üzerinde Sığınmacı İNSAN Vardır....Bunlar muhtemelen SURİYE'ye dönüyorlar ve dönecektirler de... Ülke Yöneticilerin; Düşünerek hareket etmeleri gerekir.
Yalnız; Ülkemizde kabul ettiğimiz SIĞINMACILAR; Ülke Ekono-misini de zorladılar ve bizim içinde EKONOMİK, SOSYAL ve Yaşam yönünden sıkıntılar yarattılar...
Bu Sığınmacı Suriyeli İnsanların bazı yöntemlerle ikna edilerek; SURİYE'ye gönderilmesi gerekir.
Bu konu; DIŞ IŞLERİ ve İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Bürokrasinin başarılı çalışmalarına bağlı olsa gerek...
Onların Törenlerle ve Onları onure ederek Ülkelerine gönderil-mesi gerekmektedir.
Ayrıca T.C. Yönetimi-DIŞ İŞLERİ ve İÇİŞLERİ BAKANLIKLARI Bürokrasisi ,İNSAN HAKLARINA Saygı sınırını aşmadan Ülkelerine Dönmelerine ikna etmeleri gerekir. Ve geçmiş yıllarda ÜLKEMİZDE Yarattıkları olumsuz davranışlarda unutularak, be görev yerine getirilmelidir. Yani Uluslararası Diplomasi Kuralları devreye girmelidir. Bu tür sıkıntılar; gelecekte de Ülkemiz için olumsuz sıkıntılara neden olabilir..
Bilmiyorum...Ben böyle düşünüyorum....
Saygı ile....