ADLİ YARGI AÇILIŞ YILI DÖNÜMÜ 02. EYLÜL 2024 GÜNÜ KUTLANIYOR...
Benim Yargı mensubu olarak-HAKİM-göreve başladığı 1978 li yıllarda;
BU KUTLAMA; BAROLARIN Yönetiminde, Avukatlar ve Haikim-Savcılar yanında Adliye Çalışanların huzuru ile kutlanırdı, Ağır Ceza Merkezi Adliyelerde...
İl Prokolunda olanalar yanında; Daire Amirleri, STK.nın Başkanları Törene katılırlar...
Günün Anlam ve Gerekliliğini;
- BARO BAŞKANI Yapar...
-Yargının sorunları yanında ADALETİN Gerekliliğini Adalet Kom. Bşk. dile getirirdiler....
Tai ki; Öncelikle ATATURK'ün büstüne Çelenk konur ve saygı duruşunu; Baro ve Adliye de çalışan Hakim-Savcılar yapardı...
xxxx
Bir süredir de; Ülkemizde YARGI-SİYASAL YÖNETİM bir tören düzenliyor. TBB,yok törende...Alternatif bir Tören düzenliyorlar...
Ağır Ceza Merkezlerinde izliyorum....Adliyenin Ana koridoru; C. Başsavcısının başkanlık ettiği bir Tören...Baro ve Avukatlar yok...
İl Baroları Adliye Bünyesinde Bir KUTLAMA TÖRENİ Düzenliyor, Hakim-Savcılar yok...
Evet...Bu görüntü 2000 li yıllar sonrası yaşanan-Prf. Dr. METİN FEYZİOĞLU'nun kulakları çınlasın...Törende Başbakan ile başlattığı Sözlü tartışma-kavga sonrası bu alternatif Kutlama Törenleri ile başladı...
xxxxxx
Anayasamızda, BAROLARLA ilgili bir düzenleme yok...LAİK bir Ülke olan T.C. Anayasasının 156. Maddesinde;" DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI ..." kurulması ile ilgili ÖZEL bir düzenleme getirilmiştir.
Bir HUKUK KURUMU olan BAROLARLA ilgili bir Anayasal düzenleme getirilmemiştir. Ama, bu çok düşündürücü olsa gerek...BAROLARLA ilgili düzenleme özel bir Yasaya bırakılmıştır. Yani BAROLAR; Anayasanın 135. Maddesinde yer alan "KAMU KURUMU " niteliğinde bir Meslek Kuruluşudur.
BARO ile ilgili Anayasada bir düzenlemenin olmaması bir eksikliktir. BARO ve BAROLAR; bir Yüksek Mahkeme olmadığı gibi, ilk drece Mahkemesi de değildir. Gerek Mahkemelerde ve gerekse de Kamuoyunda SAVUNMAYI Üstlenen bir HUKUK KURUMUDUR. Baroların HUKUK DEVLETİNE ve Adaletin Oluşumuna katkıları da küçümsenemez.
ÇAĞDAŞ DEMOKRASİLERDE; Yasama-Yürütme ve Yargı olmak üzere üç erk vardır. Bu ERKLERİN birbirlerinden üstünlükleri yoktur. Görev Alanları farklıdır. DEVLET denen kurumu da bu erkler oluşturur...
Demokrasilerde YASAMAYI Halk belirler. Yürütmeyi ise YASAMA belirler. Bizde ise Yürütmenin Başı belirliyor. YASAMA ve YÜRÜTME arasında bir denge vardı...
YASAMA, Yürütmeyi gensoru, meclis araştırması, meclis soruşturması ve güven oyu denetlerdi...
YÜRÜTME de; Yasamayı belirli sürelerde Yürütmeyi oluşturamaz ise fes edebilirdi...
YARGI ise; bu Erklerin dışındadır. YASAMA ve YÜRÜTMEYİ HUKUK Sınırları içinde Tutar...Yalnız şimdi değil...Bu iki ERKİ, HUKUK DIŞINA çıkarma...
Anayasa Mahkemesi Yasamayı, Danıştay Yürütmeyi Tasarrufları yönünden HUKUKSAL olarak denetler ve AZINLIĞI ÇOĞUNLUĞA Karşı ezdirmezdi...
BAROLARI da; Yargının içinde ve hatta tam ortasında bir HUKUK KURUMU olarak görüyoruz. Mensupları olan Biz AVUKATLARDA tamamen HUKUKÇUYUZ...
İL Protokolunda YARGININ yeri, VALİ-ASKERİ GARNİZON-Mahalli İdare olan BELEDİYE Başkanı ve YARGIDIR...
YARGI ise; C. Başsavcısı-BARO Başkanı -Adalet Komisyon Başkanı olarak temsil edilir. İşte BARO; Ortasındadır. Tıpkı; İDDİA-SAVUNMA-KARAR üçleminde olduğu gibi...
Zaman zaman ; YASAMA-YÜRÜTME- YARGI erkleri arasında ki dengenin titizlikle korunması gerekirken; bu DENGE YARGI Aleyhine bozulmaktadır.