ÖZEL SEKTÖR BORCUNA TAKILMAYIN

Şinasi KARA yenirenkmedya@gmail.com



Ekonomi PARADOKSLAR ile dolu bir bilimdir. Paradoksları anlamadan, ekonomi öğrenilemiyor. 

Paradoks, yerleşmiş ve klasik içerik  kazanmış bilgilere karşı itirazlar ile anlaşılır. Örneğin, tasarruf iyi bir şeydir. Sermaye birikimine katkısı olur. Ancak, belli limitleri aşan tasarruf talep daralması olarak ekonmiye yansır ve durgunluk başlar. 

Özel sektör dış borcu konusunda da benzer paradokslar vardır.  Klasik anlayış şöyle der. Özel sektör dış borcu için dolar talep edecek, yeterli dolar arzı olmadığı için kurlar artacak.  Doğruluk taşıyan bu ifade, bazı koşullar oluştuğu zaman  işlemiyor.

İşletmeler yurt dışından nasıl borçlanır ?

1. Genellikle, karlı işletmeler daha önceden yurt dışına çıkardıkları paraları, bankalar kanalıyle kendi işletmelerine borç olarak alırlar. Kullanılan ülke İsviçredir.  İsviçre bankası Türk şirketine teminat almadan borç vermez. Teminat ise, işletmenin İsviçre bankasındaki kendi parasıdır. 

Bu durum yeni değil. 1980 lerde de vardı. Cumhurbaşkanı  Turgut Özal kambiyo mevzuatını serbest ilkelere göre düzenleyince, yurt dışı bankalarda parası olanlar, paralarını kredi olarak kullanmaya başladılar. İki türlü kazançları vardı. 

-Birincisi, yurt dışındaki paraları garantide kalıyordu. 
-İkincisi, ödedikleri faizi  vergi matrahından düşüyorlar ve daha  az vergi ödüyorlardı.

O dönemde gündeme getirdim. Dönemin Maliye Bakanı Adnan Kahveci “Faizler vergi matrahından düşülmesin” diye kamu oyu yaratmıştı. İstanbul sermayesi karşı çıktı,  yeri-göğü inlettiler. 

Yöntem  bu güne kadar geldi. Şirketler dış ülkelerdeki paralarını borç olarak kullanıyor. Ödedikleri faizleri  vergi matrahından düşüyor.  Türkiye, bu kuralı bozacak yiğit bir Maliye bakanı arıyor.

2. Türkiyede kar eden yabancı şirketler, fatura oyunları ile elde ettikleri karı dışarı aktarıyor. Örneğin, ithal edilen motorun fiyatını yüksek tutuyor. Başka yöntemler de var. Sürekli kar dışarı akınca, buradaki işletmede finans sıkıntısı başlıyor. Ana işletme, buradaki işletmeye borç veriyor.  Hesaplarda, bu borç, ÖZEL SEKTÖRÜN DIŞ BORCU olarak görülüyor.

İşletmelede kural vardır. Öz sermayenin kaldıracağı miktardan daha çok borçlanılamaz. Buna kaldıraç gücü diyoruz. Kaldıraç gücü sıfırlanan işletmeler, borçlanmak için öz sermayelerini artırmaları gerekiyor. 

En kolay yol, borcun sermayeye ilavesidir. Yabancı alacaklı şirketin buradaki şirketine verdiği borcu sermayesine ilave etmesini, kayıtlarda göremiyoruz. Fiiliyatta ise borç ortadan kalkmış oluyor.

Özel sektörün dış borcu önemli değildir. Bunu gerekçe alıp fikir üretenlerin paradokslardan haberi yok. Haberi olan da, bilinçli olarak kamu oyu yaratıyor. Zira, yalanı sürekli söylersen halk bu söyleme inanır. GOBBELS KURALINI kullananlara meydanı boş bırakmamak gerekiyor.

Şinasi KARA