DOLAR KURU NE OLUR?
Dolar kurunda dengenin çok hassas olduğu görülüyor. Arz ve talepte çok düşük miktarlar dengeyi anında bozuyor.
Seçim nedeniyle, elinde TL olan vatandaş dolara hücum etti. Talepteki artış, serbest piyasada kurun, bir dolar=33,5 Tl seviyesine kadar yükselmesine neden oldu.
Seçimler yapıldaıktan sonra, talepte durulma başladı. Bu kez, bayram ve kurumlar vergisi ödemeleri nedeniyle, dolar satmak isteyenler piyasaya girdi. Kur 32 liranın altına düştü.
Dolar 32 liranın altına düşünce, merkez bankası alım yönünde harekete geçti. Merkez bankasının döviz talebinde yaptığı küçük oranlı alımlar, kuru 32 lira seviyesine getirdi.
Demek ki, merkez bankası kurun 32 liranın altına düşmesini istemiyor. Haklı. Zira, 32 liranın altında ihracatçı rekabet gücünü kaybediyor. Cari açık sorunu derinleşiyor.
Merkez bankasının dolar politikası belli oldu. Dolar kuru, her ay enflasyona oranlı şekilde artırılacak.
Daha önceki yazılarımda belirttim. Türkiyenin dolar sorunu yok. Dolar talebindeki artış, ödemeler dengesinden gelmiyor. Vatandaşın tasarrufunu koruma güdüsü ile hareket etmesinden dolayı dolar talebi artıyor.
Tasarruf oranımız bellidir. Türkiye ulusal hasılanın yüzde 12 si kadar tasarruf eder. Yaklaşık 120 milyar dolar eder. Bu paranın önemli bir kısmı ile dolar satın alınıyor. Kur korumalı mevduat hesapları ile bu dönüşüm bir süre tehir edildi. Ancak, yeterli gelmiyor.
Sorunun çözümü bellidir. Mevduata, beklenen enflasyonun üzerinde getiri sunmak yeterlidir. Nitekim, mevduat faizlerinin yüzde 60 lara yaklaşması etkisini gösterdi. Politika faizi yüzde 60 seviyesine çıkarıldığı taktirde, vatandaşın tasarruf amacıyla dolar talebi sonlanabilir.
Baştan beri beni tedirgin eden konu, bütçe açığıdır. Açık 2,6 trilyon lira. Bu kadar parayı, devletin bulması gerekiyor. Üç yol var.
Birincisi ilave vergi salmak. Bu yolun etkisi sınırlı. Zira, vatandaşın vergi ödeme gücü sınıra ulaştı. En önemli gösterge, yapılandırmalar. Yapılandırıldığı hakde devlet alacağını tahsil edemiyor. Servet vergisi bir kere uygulanabilir ve rahatsız edicidir. Siyasi dengeleri bozar.
İkincisi, borçlanmak. Dış piyasadan borç almaya karşıyım. Gerek de yok. İç piyasadan belli ölçüde borçlanılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken kriter, özel sektörün sermaye piyasasından kovulmasıdır. Borçlanırken, bu kritik noktayı dikkate almak gerekiyor.
Üçüncüsü dolar kurunu bir miktar artırmak. Dolar kuru artınca, gümrük vergi matrahı artıyor.
Bu ülkenin, yurt dışı tefecilerden para almasına gerek yok. Yukarıya çıkardığım üç kriter esas alınarak, yumuşak şekilde uygulanması sorunu çözmeye yeter.
Hiç değilse bu sefer dediklerimi yapın.
Şinasi Kara