SURİYE KURTLAR SOFRASINDAN ÇIKAMADI

Necdet TOPÇUOĞLU ntopcuoglu52@gmail.com


Toplumun belleğine yerleşmiş her sözün bir anlamı ve gerekçesi vardır. Neden ‘’kurtlar sofrası’’ denilmiş de, ‘’çakallar sofrası’’ denilmemiştir bunun mutlaka bir açıklaması olmalıdır. Kurtların sosyal yaşamında avlanamadıkları için aç kaldıklarında, hepsi toplanarak bir daire oluşturmak ve içlerinden en zayıf olanı öldürerek yemek vardır. İşte en zayıf olanın yenildiği sofraya ‘’kurtlar sofrası’’ denilmektedir. Kurtlar sofrası deyimi, zayıfın güçlüler tarafından yok edildiği, hayatın her alanında kullanılmaktadır.

Genellikle çok taraflı savaşlardan sonra masaya oturulduğunda, birbirleriyle anlaşan devletler yalnız kalan devleti bitirmek isterler. Savaş alanında askeri yönden başarılı olamayanlar, diplomasi masasında galiplerin tabağında meze olmaktan kurtulamazlar. Son yıllarda Ortadoğu da yapılan savaşlar sonrasında varılan anlaşmaları buna örnek göstermek mümkündür. Saddam Hüseyin dönemindeki Irak, Koalisyon güçleri karşısında mağlup olmuş, Saddam yargılanarak idam edilmiştir. Yeni Irak Yönetimi diplomasi masasında kurtlar sofrasına oturmak zorunda kalmıştır. Koalisyon güçlerinin kurtları Irak’ı parçalamışlardır. Irak şimdi üç bölgeli bir federasyon haline gelmiştir.

ABD, İngiltere ve İsrail, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında, Libya ve Suriye’ye demokrasi getirme iddiasıyla saldırı başlatmıştır. Libya’nın meşhur lideri Muammer Kaddafi, koalisyon güçleri ile uzlaşmayı reddetmiştir. Libya halkına çok hizmet ettiği için, halkının arkasında olacağını düşünmüştür. Ancak içeriden ve dışarıdan ihanete uğramıştır. NATO güçlerinin saldırısı sonucunda, 42 yıl süren Kaddafi Yönetimi devrilmiş, devrik lider daha sonra yakalanarak öldürülmüştür. Yeni Libya yönetimi kurtlar sofrasına oturmuş, ancak kaça bölüneceği daha resmi olarak açıklanmamıştır. Libya’ya özgürlük ve demokrasi gelmediği gibi, halk fakirlik ve sefalet içine düşmüştür.

BOP hedefine ulaşmadıkça aç kurtların doyması mümkün değildir. Koalisyon güçleri bu defa Suriye’yi hedef tahtasına oturtmuşlardır. Ancak Suriye hava sahası, Rusya hava savunma sistemleri tarafından korunduğu için, saldırmak kolay olmamıştır. Esat yanlısı Nusayri azınlık ile, muhalefetteki sünni çoğunluk arasında iç savaş çıkmıştır. Uzun süren kanlı çatışmalardan sonra bir milyondan fazla sivil insan ölmüş, milyonlarcası da yerinden yurdundan olmuştur. Bu nedenle Türkiye Göçmenistan haline gelmiştir. Daha sonra bir çatışmasızlık dönemi başlamıştır. Bütün dünya Suriye kurtlar sofrasından canını kurtardı diye düşünürken, Esat-Erdoğan arasında görüşme yapılması planlanıyordu. Ancak Esat ikne edilememiştir.

Bundan bir yıl önce, beklenmedik bir şekilde Gazze Şeridi’nde üstlenen Hamas Örgütü İsrail’e saldırmıştır. İsrail İstihbaratı Mossad’ın bu saldırıdan haberinin olmaması mümkün değildir. Bunu fırsat bilen İsrail, Hamas ve Hizbullah örgütlerini çökerterek, İran’ın bölge ile bağlarını koparmıştır. Emperyalizm Suriye’nin en güçlü diğer desteği olan Rusya’yı da Ukrayna ile savaştırarak gücünü iyice zayıflatmıştır. Böylece Suriye yalnız kalmıştır. Uzun süredir hazırlandığı söylenen NATO planı çerçevesinde, Heyet Tahrir el-Şam ve Suriye Milli Ordusuna işgal kapısını açmışlardır. Kurtlar sofrasına oturtulmaya zorlanan Esat, baskılara boyun eğmemiş ve ülkeyi terk ederek Rusya’ya sığınmıştır. Şimdi Suriye’nin yeni yönetimi kurtlar masasında parçalanmış olup, yenilmeyi beklemektedir.

Çağımızın Post Modern Hitleri Netenyahu, yaptığı son açıklamalarda sıranın İran’a geldiğini işaret etmektedir. Biz yakın zamanda İran’ın askeri tesislerinin bombalanması hakkında yazılar yazabiliriz. Yapılan açıklamalardan, olayların bu kadar çabuk gelişeceğini İsrail’in bile beklemediği anlaşılmaktadır. Dünya kamuoyu daha şimdiden, bir sonraki Kurtlar sofrasındaki menünün İran olacağını bilmektedir. Koalisyon güçlerinin beklentisi, İran’ın üçe bölünerek kalkması yönündedir. Emperyalist ve Siyonistlerin birlikte yürüttükleri proje devam etmektedir. Bundan sorasını yazmaya benim elim varmıyor. Ancak Türkiye birlik ve beraberliğini güçlendirerek gelecek badireleri göğüslemeye hazır olmalıdır.

Bu aşamada bir paragraf da kendi tarihimize açmak isterim. Birinci Dünya Savaşında Osmanlı Orduları birçok cephede savaşmak zorunda kalmışlardır. Savaş sonrasında Sevr Anlaşmasıyla yok edilmek istenen Türk Milleti, Atatürk ve silah arkadaşları önderliğinde, çok zor şartlarda Kurtuluş Savaşı vererek Türkiye Cumhuriyetini kurmuştur. Savaş sonrasında yapılan Lozan Konferansı, Genç Türkiye Cumhuriyeti için adeta kurtlar sofrası olmuştur. Ancak Türkiye Cumhuriyeti izlemiş olduğu kararlı ve tutarlı diplomasi ile kurtlar sofrasından çıkmayı başarmıştır. Türk Milletinin düşmanları kurtlar sofrasını daima hazır tutmaya devam etmektedirler. Bu masadan sağ salim kurtulma tecrübemiz bulunmaktadır.