PAKRADUNİ DAYANIŞMASI
Türklerin Anadolu’yu vatan edinmesinden sonra, Yahudilikten Ermeniliğe geçen, ancak gerçek kimliklerini koruyan ve gizli ajandaları olduğu söylenen topluluk, Pakraduniler olarak adlandırılmaktadır. Bu topluluğun tarihi Ermeni tehcirinden sonra, fanatik Ermeni karşıtlığı yaptıkları söylenmektedir. Hatta bazen Sosyalist, bazen de Kemalist göründükleri anlatılmaktadır. Devletin elinde bütün bilgiler olmasına rağmen, bu topluluktan Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Milletvekilleri ve Bürokratlar çıkmıştır. Demekki Pakraduni kökenlilerin devlet kademelerinde görev almasında bir sakınca görülmemiştir.
Çok önemli görevlerde bulunan Pakraduni kökenlilerin isimleri açık kaynaklarda yer almaktadır. Merak edenlerin yazının sonunda vereceğim linke girerek, bu isimleri görmeleri mümkündür. Ben gördüğüm zaman, hemen hemen Türkler tarafından hiç yönetilmemişiz diye düşündüm. Bu aşamada esas gelmek istediğim konu, Abdullah Öcalan'ın adının da Pakraduniler listesinde yer almasıdır. Türkiye aleyhine yapılmakta olan dayanışma ve işbirliğini gördükçe, nasıl bir kumpasa geldiğimizi görmekten üzüntü duydum. Azınlıklar Türkiye aleyhinde bu kadar gizli örgütlenirken, Türk kökenlilerin birbirlerini yemelerini anlamakta zorlanıyorum.
Siyasetle ilgilenenler , geçmişte MHP saflarında siyaset yapan ve esas mesleği gazetecilik olan, Levon Panos Dabağyan'ı iyi bilirler. Dabağyan yazılarında Müslüman olmuş, Ermeni görünümlü kripto Yahudilerin varlığından söz etmiştir. Buna örnek olarak, Türkiye Yahudilerinden olup, CHP Milletvekilliği yapmış olan Prof.Dr Avram Galanti'yi vermiştir. Galanti, "Pakraduniler veya bir Ermeni-Yahudi Tarikatı" adlı kitabında, Pakradunilerin Ermeni Yahudi karışımı bir kavim olduklarını yazmıştır. Kitapta bunların yaşadıkları bölgelerde, kılıktan kılığa girerek varlıklarını sürdürdükleri anlatılmıştır.
Dabağyan, Pakradunilerin Türkiye’yi bölme gibi bir hataya düşerek, İttihatçılar zamanında Zeytun’da isyan ettiklerini, ancak Gregoryen Ermenilerden destek görmediklerini ve bu sebeple tehcir edilerek cezalarını bulduklarını anlatmaktadır. Ermeni katliamı diye bir olayın yaşanmadığını, Pakradunilerin bugün de gizli faaliyetler yürütüp Büyük İsrail’e hizmet ettiklerini, tarihteki bütün kötülüklerin Yahudilerden kaynaklandığını, Ermenileri de onların tahrik ettiğini iddia etmiştir. Bunların hâlâ var olduğunu, ancak organize olup olmadıklarını bilmediğini, çocukluğunda Pakraduni tabirinin hakaret olarak kullanıldığını ifade etmiştir.
Tehcir sırasında küçük olup Müslüman aileler tarafından kurtarılarak, İslâm Dininde yetiştirilmiş Ermenilerin var olduğu bilinmektedir. Bunlar muhtedi, yani müslümanlığı kabul edenler kategorisinde sayılmaktadır. Bugün Pakraduni diye söylenenlerin bazıları bunlardandır. Anadolu’da annesi, dedesi, ninesi Ermeni olan çok sayıda Müslüman bulunmaktadır. Topluca Müslüman görünerek tehcirden kurtulan Ermeni olmadığı söylenmektedir. Gerek tehcir esnasında, gerekse Cumhuriyet döneminde devlet ve toplum baskısıyla müslüman görünmek mecburiyetinde kalan, ancak gerçek inancını devam ettiren bazı Ermenilerin olduğu bilinmektedir.
Söz konusu olan, Büyük İsrail Devleti'nin kurulması olursa, herşeye şüphe ile bakmak doğaldır. Arz-ı Mevut, yani vaat edilmiş topraklar, bir hayal olmaktan çıkmış olup, Büyük Ortadoğu Projesi ile birlikte, gerçekleştirilme sürecine girmiştir. Son olarak Suriye'nin düşmesiyle birlikte, BOP önünde fazla engel kalmamıştır. İsrail saldırısı bekleyen İran, Başkentini Tahran'dan başka bir yere taşıyacağını duyurmuştur. CIA, MI6 ve MOSSAD ajanları bölgede cirit atmaktadırlar. Bu nedenle gizli güçlerin, Türkiye içindeki işbirlikçi odaklarla temasa geçmelerinden kuşku duymak abartılı görülmemelidir. İmralı Ulak Heyetinde bulunanlarla, Abdullah Öcalan'ın kökeni arasındaki bağlantı dikkatlerden uzak tutulmamalıdır.
Geçenlerde Pakradunilerin tarihini araştıran bir dostum, "Ahlat'a neden saray yapıldığını hiç düşündünmü?" diye bana sordu. Hayır hiç aklıma gelmedi dedim. Yorumlarını dinlediğim zaman, haklısın demek zorunda kaldım. Zamanımız düz düşünme zamanı değildir. Ne yapacakları öngörülemeyen devlet adamlarına ihtiyacımız bulunmaktadır. Atatürk öyleydi. Emperyalizm düz siyasetçileri çabuk çözmekte ve ona göre tedbir almaktadır. Pakradunilerden sözde bir Kürt lideri, "Türkler kendiliklerinden Orta Asya'ya dönerlerse, sorunu çatışmasız çözeriz" demektedir. Niyetler çok net bellidir. Anadolu Türksüzleştirilmek istenmektedir. Türkler uyumaya devam ederlerse, gözlerini açtıklarında, Anadolu'nun dışında olduklarını anlayacaklardır.
Kaynak: (https://www.ekrembugraekinci.com)