İSRAİL TEVRAT'A GÖRE KURULMUŞTUR

Necdet TOPÇUOĞLU ntopcuoglu52@gmail.com



Necdet Topçuoğlu

İsrail'i kurmak için iki dünya savaşı çıkartılmıştır. Birinci Dünya Savaşı, Siyonistlerin beklentilerini karşılamayınca, Adolf Hitler gibi bir zalimin hırsından faydalanarak, İkinci Dünya Savaşı'nı çıkarmışlardır. Mevcut İsrail devleti, 1948 yılında bu savaş sonrasında kurulmuştur. Bu defa, Büyük İsrail'i kurmak için, Üçüncü Dünya Savaşı'nı çıkarmaktan asla kaçınmazlar. İsrail tek bir millet gibi görülse de içerisinde birbirinden farklı 7 temel yahudi grubu ile, 108 ayrı etnik ve kültür grubu bulunmaktadır. Aralarında tamamen Avrupalı, ideolog ve kurucu halk olarak Aşkenaz'lar bulunmaktadır.

Şimdi İsarail'in Tevrat'a göre kuruluş hikâyesini ve demografik yapısını inceleyelim. Söz konusu demografik yapının lokomotif grubu Aşkenazlar'dır.

Aşkenazlar;

Eğitim oranları geriye doğru yüz yıl gidildiğinde bile yüksektir. Siyonizm'i kuran ve ona ilk sahip çıkan gruptur. 
Türk, Alman, Macar, Rus ve Yahudi melezi bir topluluktur. Genelde sarışın ve açık tenlidirler. Bunların dedeleri ya bir ülkenin kurucu kadrosundandır, ya da bir örgütün lideridir. Çoğu sinema, tv, hastane kurucuları ve üniversite hocalarıdır.

En asil zümredir ve saygı görmektedirler.
7,2 milyonluk İsrail Yahudilerinin 2/5 kadarı, yani 2,8 milyonu Aşkenaz yahudileridir. Bunlar arasında bir sınıflandırma yapmak gerekirse Rus ve Ukrayna yahudileri (1,2 ila 1,5 milyon) en savaşçı olanlarıdır. Alman ve Doğu Avrupa yahudileri ise sistemi ve kurumları oluşturan gruplardır.

Aşkenazların Rusya grubunun Güney kanadı ağırlıklı olarak Hazar Yahudileri veya onlarla karışmış olanlardır. Ancak çok uzun süre önce asimile olmuş ve çoğunlukla Alman gramerli-Yiddish dilini kullanmaktadırlar. Rusya içerisindeki devrimciler de sıklıkla bunlardan çıkmıştır.
Aşkenaz olup siyonizme pek karışmamış olanlar ise, aslında toplu yıkıma uğramış bir gruptur. Bunlar da eskiden Avusturya Macaristan'a bağlı olan günümüz Romanya'sındaki Satu Mare ve çevresinden gelenlerdir. Çoğu ABD'de yaşamaktadırlar. Yaklaşık %80'i soykırıma uğramış masum ve barışçıl bir gruptur.
Özellikle Polonya ve Rusya'nın güneyindeki yahudilerde, Türk genleri tespit edilmiştir. Turek şehrindeki Yahudiler de böyledir. Topluca katledildiler. Houston Üniversitesinden Dr. Elhaik yaptığı coğrafi etno-genetik araştırmalarda bu toplumun Türk kökenli olduklarını ortaya koymuştur.

Mizrahiler;

İkinci ve aslında en kalabalık etnik grup, 3,2 milyon nüfus ile Mizrahilerdir. 
Esasen doğum artışı sebebiyle İsrail'de Aşkenazların önüne geçmişlerdir.
Arap ülkelerinden gelen Doğu Yahudileridir. Kültürleri Arap gibidir ve dilleri de onlardan çok etkilenmiştir. 
Zanaatkâr bir gruptur.
İsrail'de denizden uzak, deniz kıyısında ise zanaatkârlıkla meşgul, üretimle iç içe bir gruptur. Bakır, ve kap kacak, gümüş işçiliği, halı, kumaş işleri bu grubun elindedir.

Mizrahiler, Magribi ve Maşrıki olarak ikiye ayrılmaktadırlar.

Azerbaycan'daki Tat Yahudileri (dağlı yahudiler) 
Bunlar arasında en kalabalık ve türdeş grup, Yemen Yahudileridir. 
1990'ların başında vefat eden Ofra Haza (yerushalayim shal zahav şarkısının dinleyin) bir Yemeni Yahudi idi. 
Bunlar   kılıç tutmasını bilmezken orduda en kalabalık er ve erbaş grubunu oluşturmuşlardır.
Tevrat da belirtilen, Sihirli(uçan) Halı operasyonu ile 1950'de İsrail'e getirilmişlerdir. 
Yine Tevrat'ta geçen "Mısırlılara ne yaptığımı, sizi nasıl kartal kanatları üzerinde taşıdığımı ve yanıma getirdiğimi gördünüz." kehaneti gerçekleşsin diye hepsini yolcu uçağı ve kargo uçaklarıyla getirmişlerdir. Böylece Tevrat hükümlerine uymuşlardır.

3,2 milyonluk Mizrahilerin 500 bini bunlardır. İsrail toplumuyla iyi entegre olmuş ve beyaz Aşkenazlarla evliliklerde bulunan, Seferadlardan sonra ikinci gelen gruptur. Yemekleri et ve hububat ağırlıklı olup, dolma ve fırınlanmış sebzeler, falafel, fasulye, nohut,mercimek ve bulgur+Humustan oluşmaktadır.
Bu gruba İsrail'i sırtında taşıyan grup denilebilir. Memuriyetlerde öğretmen, orta derece subay, mühendis, kalifiye personel olarak çok iyi durumdadırlar. İşsizlik oranları az ve çalışkandırlar. 
Mizrahilerin bulunduğu bölgelerde aşiretçilik az da olsa vardır. Akraba evliliği oldukça yoğundur. İsrail'e geldiklerinde sırtlarındaki giysi dışında hiçbir şeyleri olmayan bu grup zor ayakta kalmıştır. Ancak İsrail'de doğanlar Aşkenazlar ile evlilikler yaparak günümüz modern İsrail toplumunun belkemiğini oluşturmuş ve kaynaşmayı sağlamışlardır. 
Şu anda Aşkenazlardan eksik kalır yanları yoktur.

Sefaradlar;

Seferadlar, en neşeli gruptur. Vur patlasın, çal oynasın tiplerdir. Müzik duyarlarsa oynar, özellikle Türkiye'den gelenleri Türkçe duyarlarsa hemen muhabbete girerler. Ehli keyf insanlardır. 
Ordudan kaçmak için rüşvet vermeleriyle ünlüdürler. İsrail'de toplamda 1,4 milyon Seferad Yahudisi yaşamaktadır.
Aşkenazlar ve Mizrahiler arası bir kültüre sahiptirler. 
İspanya, Portekiz ve Fas yahudilerinin bir kısmı bu gruptandır. 
O kadar fazla karışmışlardır ki nüfusun %55'inde Seferad kanı bulunmaktadır.
Çoğunluğu dürüst ve ehli keyiftir.
İsrail'de en çok Hayfa (İzmirliler) Tel Aviv'de Bat Yam mahallesinde İstanbullular, Aşdod, Aşkelon, Beer Şeva, Sderot, Dimona (nükleer merkez), Arad, Kiryat Şimona, Karmel, Maalot, Hatzor haGlilit ile az da Netanya ve Hadera'da yaşamaktadırlar. 

2004 yılında Bat Yam'da durumun şöyle olduğu ifade edilmektedir. Evlerden Zeki Müren sesi, İbrahim Tatlıses türküleri duyulurdu. Dükkanlarda Türk'lere benzeyen marlboro cepli gömlekli amcalar vardı. Çoğunun savaşla pek alakası yoktur. Gençlik lüks parfüm, lüks araç meraklısı, yaşlılar ise senede bir  defa İsrail'e gelmektedirler.
Bunların Kibbutz ve Moşav gibi çiftliklerde çalışanları ve yaşayanları azdır. 
İstirahati severler ve genellikle masa başı işlerde iyidirler. Bankacı, muhasebeci, tüccar, esnaf türü çalışanlardır. 100 bini aşan kentlerde daha fazla yaşadıkları görülmektedir. Büyük kentleri sevmektedirler.
İspanya, Sefaradlara vatandaşlık vermiştir. Çünkü kökenleri İspanya'dır. Ancak İspanya aynı kararı Endülüs Arapları için almamıştır. 
Bunların Rav efendileri başlarındaki sarık tipi giysiden anlaşılmaktadır. Çoğunluğu buğday tenlidir. Konuştukları yahudi ispanyolcası yok olmak üzeredir..
Daha az tutucu, daha fazla modernizme yatkın ama entelektüel hayata katılımları azdır. Ekonomiye katkıları ise daha fazladır. 
Türkiye'den gelenler Atatürk'ü sevmektedirler. "O da bizden" diye övünmektedirler
Küçük topluluklarda herhangi bir ünlüyü ve kahramanı kendilerine mal etmek yaygındır. 
Arnavutların Mustafa Kemal Arnavuttur demesi, Kürtlerin Selahaddin Eyyubi kürttür demesi gibi bunların da sahiplenmesi aynı duygusal nedene dayanmaktadır.

Koşinimler;

Koşinim Sefaradları İspanya'dan kaçarken biraz fazla doğuya doğru gidip günümüz Hindistan'ında en güzel ve ticarete yatkın yer olan Malabar bölgesine yerleşmişlerdir.
Hintlilerle karışmaktan dolayı tipleri biraz kavruktur. Tamamı İsrail'e gelmişlerdir
16.yy'da Hindistan'ın bu bölgesine demirleyen Portekizli sömürgeciler bunların varlığını resmedip not almışlardır. Arapların baharat ticareti rotasıyla buraya gelip Müslüman Racalar tarafından himaye edilen bu gruptan şu anda Hindistan'da sadece 12 bin kişi kalmıştır. 
Diğerlerinin hepsi İsrail'dedir.
Yaşadıkları yerlerde günümüzde hala ağır baharat tüketimiyle Hint yarımadasından aldıkları kültürü sürdüren bir grup olmaları yanında sıradan bir Hintliye göre açık tenli, ortalama İsrailliye göre esmerdirler. 
10 bin kişi kadardırlar. İsrail ve Hindistan arasında köprü bir toplumdur.

Bene İsrailler;

Bunlar daha öncekiler gibi 1500'lerde değil, 1000 ve 1400 arasında Hindistan'a Ortadoğu'dan gelmiş Yahudi toplumudur. 
Hintlilerle karışmışlardır. Sayıları 60 bindir ve %90'ı Hindistan'dadır. 
İngilizler Hindistana gelene kadar durumlarının çok kötü olduğu söylenmektedir.
Ticaret ya Hindu kastların, ya da Müslümanların elindeydi. Bunlar ise ayrımcılık görüyorlardı.
İngilizler Hindistan'a gelince İngiliz Ordusu'na yazıldılar ve önemli görevlere geldiler. Bunlara en büyük ayrımcılığı, İngilizlere en sadık Yahudi grup olan Bağdadi Yahudileri yapmıştır.
Bağdadiler Basra körfezi ve Hindistan'daki Türk-Moğol devleti arasında ticaret yapmışlardır.
İngilizlerle tanışınca onların hizmetine girip, Hindistan ve Hint denizi limanlarına yerleşip güçlenmişlerdir.
İngilizler bu ayrımcılığı Bene İsrael yahudilerini, Yemen'i Osmanlı'dan aldıktan sonra bunların birkısmına Yemen'de liman ticareti görevi vermiştir. Ancak  bu defa Yemen mizrahileri ile araları açılmıştır.
Bene İsrael toplumu daha kırsal, daha fakir olduğu için sevilmemişlerdir. Geleneksel uğraşları olan yağ üretimi işinde ustalaşmış olmaları sebebiyle İngilizlerin bunları yağ bitkileri üretilen yerlere yerleştirmesi bunların yaşamını değiştirmiştir. İsrail'de çoğu kırsalda yaşamaktadırlar.

Beta İsrailliler/Falaşalar;

Bunlar Etiyopya Yahudileridir. Tevrat'taki "yürüyerek gelecekler" kehaneti gerçekleşsin diye bunları yayan  getirmişlerdir. 
Ten renkleri sebebiyle en ağır işler veya ayak işlerini bunlar yapmışlardır. 
Çoğu rütbesiz askerdir. 2000 yılında işsizleri %40 iken şimdilerde %20'dir. 1997 yılında ayrımcılığa uğradıkları için polisle çatışmış ve onlarca insanları ölmüştür. 
Kanun önünde ayrımcılık yoktur ama günlük hayatta vardır. 
Şehir varoşlarında toplu yaşarlar. Sayıları 150 bindir.
Bir plazada temizlikçilik yapan varsa, ya Filistinlidir ya da Falaşadır.
Üçüncü bir ihtimal genelde yoktur. 
Sıklıkla protestolar yaparlar ve hak talep ederler. Çünkü ortalama bir İsrailliye göre 2/3 kadar kazanırlar. 
Eğitim düzeyleri de düşüktür.
Hükumet bunlara pozitif ayrımcılık yaparak, tepkisel seslerini azaltmaya çalışmaktadır. 
Ten rengi, isteyin ya da istemeyin insanlar arasında önemsenen bir durumdur. 
Ne kadar din kardeşliği vurgusu olsa da daha esmer olan daha alt grupta görülmektedir.
Bunlar şu hususlardan şikayetçilerdir.
-Daha sık göreve çağrılma,
-Varoşta yaşamak zorunda olmak,
-Savaş bölgelerine piyade yapılmaları,
-Gelenlerin çöl bölgelerine gönderilmeleri,
-Yerleşimci olmaya teşvik edilmeleri (vergi yok),
-Kamuda düşük pozisyonların verilmesi,
-Özel sektörde ayrımcılık.

İsrail bunların bir kısmını sembolik olarak yalın ayak yürüttü ama Menahem Begin'in operasyonlarıyla çoğunu uçaklarla taşımıştır.
Son yıllarda Netanyahu bunlardan bir Bakan göreve getirerek bu grubun biraz olsun gönlünü almıştır. Halen entegrasyon sorunu yaşamaktadırlar.  Tepkileri sürmektedir.
İbranice öğrenmekte [çoğu Tigre dili konuşur] zorlandıkları için) eğitimde geridirler.

Kayfengler;

Kayfeng yahudileri. Çin'e 600-900 yıllarında gelmişlerdir. Kayfeng şehrindendir. Dillerini tamamen kaybetmiş ve Çinlileşmiş olmalarına rağmen biraz da Çin'den kaçmak için Yahudi'yiz demişlerdir. 
Çoğu duaları zorlukla okumaktadırlar. Bunlardan İsrail'e 30 kişi kabul edilmiş olup, Çin'de bin kişi kadardırlar.

Karaimler ve Kırımçaklar; 

Karaimler İsrail'de Ramla'da yaşarlar ve 40 bin kaişi kadardır. Kırımçaklar ise 500-600 kişidir. 
Karaimler %100 Türk kanı taşırken, Kırımçaklar Kırım'da yaşayan ve Türkleşmiş Yahudilerdir. 
Karaim Tatarcası büyük ölçüde yok olmaya yüz tutmuştur. 
Dinleri okumaya dayalıdır.
İbranice Karai (arapçada Kerae) okumak fiilidir. 
Karaim ise okuyanlar, okuyucular gibi bir anlama gelmektedir. 
Bunlar doğu Avrupa'da Litvanya'dan Polonya'ya dek çok yayılmışlarken, Kırımçaklar Kırım'da yaşıyorlardı.
Nazi işbirlikçisi Ermeni SS'ler tarafından 7 bini katledilmişlerdir.

Kürt Yahudileri Barzaniler (Barzan bölgesinden oldukları için bu adı alırlar);

Genellikle Kürtlerle iyi ilişkilerde olmuşlar. Kürtlerden iyilik görmüşler ve sinagogları hala Irak'ta yaşamaktadırlar.
Mizrahiler içinde 225-230 bin kişidirler. 
Kuzey İsrail'de daha çok yaşarlar, çiftçidirler.

Özbek Yahudileri (Buharalılar);

İran'ın Yarı Müslüman grupları Meşhedilerdir.
Türkiye'deki Sabetaycılar gibi gruplardan da İsrail'e gidenler olsa da, bir komünal yapı oluşturmadıkları için yazılmaya değer bulunmamıştır.

İsrail hala bütünleşmesini tamamlayamamış bir ülkedir. Ülkenin birçok yerinde farklı gelenekler mevcuttur. 

Komuniteler arası evlilikler en çok ilk üçlü grup arasında yaygındır. 
Paranın, kapitalin çoğu hala Aşkenazlardadır. En büyük bankerler hala onlarındır. 
Tam bir kast sistemi var denilemez ama, halk sosyo ekonomik ve sosyo kültürel farklılıklarına göre devlet ve ticari, kültürel hayat içerisinde bölünmüş durumdadır. 
İlk üçlü hariç diğerleri ise ayrı bir sosyal yaşamdır.
İsrail'i bir arada tutan değer, din değildir. Emperyal güçler İsrail gibi bir jandarmaya ihtiyaç duyduğu sürece ayakta kalacaklarını söylemek mümkündür.

Kâhin olmaya gerek yoktur. Petrol ve gaz bittiğinde İsrail'in de ömrü bitecektir. O güne dek kuvvet zoruyla enerji coğrafyasının kalbinde jandarmalık görevi yapmaya devam edeceklerdir. ABD'nin üssü, Avrupa'nın kendisinden "kustuğu"  ve Hitler gibi bir proje ile dışarı çıkardığı, istenmeyen ama çok seviliyormuş gibi davranılan bir millet olacaklardır. 
Kimse kimseyi kara kaşı kara gözü için sevmemektedir. Vİsraillilerin İsrail'de olması, Avrupa için de ABD için de istenilen bir durumdur.

Buraya kadar, İsrail Devleti'nin Tevrat'a göre nasıl kurulduğunu anlatmaya çalıştım. Bundan sonraki hedeflerinin Arz-ı Mevud, yani vaadedilmiş topraklar üzerinde Büyük İsrail Devleti'ni kurmak olduğu bilinmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan BOP Eş Başkanı olarak, bu konuyu en iyi bilenlerden birisidir. Bildiklerini Kapalı Meclis Oturumunda anlatması gerekir. İsrail'in bu uğurda, Üçüncü Dünya Savaşı'nı bile çıkarmaktan çekinmeyeceği görülmektedir. Perdenin önünde Netenyahu, perde gerisinde ise, tarihin her doneminde olduğu gibi "Siyonist Lobi" bulunmaktadır. Konu Türkiye açısından iç siyasete malzeme edilmeyecek kadar önemlidir. Milletimizin bu dönemde ikinci sınıf siyasetçilere değil, Atatürk gibi cesur, Devlet Adamlarına ihtiyacı vardır.

(06, Ekim, 2024-Ordu)