HZ.İBRAHİM'İN TORUNLARI SAVAŞIYOR

Necdet TOPÇUOĞLU ntopcuoglu52@gmail.com


Necdet Topçuoğlu

Aslında Kâbe, Hz. İbrahim'in Hacer ile ondan doğan İsmail için yaptığı evdir. 
Peki, Hacer kimdir? Kur'anda ismi geçen Mısırlı kadındır. Hacer, İbrahim'den çocuğu olmayan ilk eşi Sare tarafından İbrahim'e sunulduğunda henüz genç yaştaydı, İsmail'i doğurdu. Arapların devamı İsmail  soyundan gelmektedir.

İslam kaynaklarına göre Hacer, Mısır firavunlarından Senan bin Ulvan'ın İbrahim'in karısı Sare'ye hediye ettiği bir köledir. İbrahim, çocuğu olmayan Sare'nin izniyle Hacer'le evlenmiştir. Ancak  Sare'nin yıllar sonra İbrahim'den İshak adında bir çocuğu olmuştur. Yahudilerin devamı İshak soyundan gelmektedir. Yani Araplar ve Yahudiler, babadan bir, anadan ayrı kardeşlerdir.

Peki, İbrahim kimdir? İbrahim
Arami'dir. Mezapotamya'da, Sümer topraklarında, Ur şehrinde doğmuştur. (Şimdiki Irak). Hz. İbrahim'in babasının adı Târah'dır (Azer). 
Hz. İbrahim, Hz. Muhammed'den 2500 yıl önce yaşamış Yahudilerin atası, İsrail'in kök kurucusudur. Zaten o dönemde İslamiyet yoktur ki Müslüman olsun.

Yaşanılan o dönemin şartlarına göre, Hz. İbrahim Putperes idi.
Herkesin ona tapmasını istediği putunun adı ise El-ilah, yani (Allah) idi. Tek tanrılı dine geçildiğinde Kâbe'deki bütün putlar kırılmasına rağmen, El-ilah'a dokunulmamıştır. El-ilah, İslamiyet öncesi dönemin Ay Tanrısıdır.

Erkeklerde sünneti çıkaran  Hz. İbrahim'dir. Ancak böyle olmasına rağmen İbrahim sünnetsizdir.
Peki! Sünnet ne anlama gelmektedir?
Sünnet: Ben de İbrahim'in putuna inanıyorum demektir. Belgelere dayalı tarih böyle söylemektedir. Dikkat edilirse, Yahudi ve Müslüman erkekleri sünnetlidir. Tevrat'a bakıldığında Sümer Tabletleri ve Yunan Mitolojisinden oldukça fazla etkilendiği görülmektedir. Sonraki din kitapları da öncekilerden etkilenmişlerdir.

İsrail Devleti 1948 yılında Tevrat da tanımlanan hükümlere uygun olarak kurulmuştur. İsrail'in demografik yapısı incelendiğinde etnik temele dayalı bir bütünlük yoktur. Yahudilik ekseninde bir bütünlük söz konusudur. Yahudilik bir 'din' dir. Dini, din ile karşılaştırmak gerekir. Din ile etnisitenin karşılaştırılması yanlıştır.

Tarihi köklerini izah emeye çalıştığım Hz. İbrahim'in torunları olan Araplar ve İbrani'ler, diğer bir ifadeyle Müslüman Araplar ile, İbrani Yahudiler savaşmaktadırlar. Yani kanlı bir kardeş kavgası olmaktadır. Ne Müslümanlık Arapların, ne de Yahudilik İbranilerin tekelinde değildir.

Bu savaş Türk'leri ilgilendiren bir savaş değildir. Bu gerçekten hareket eden devlet aklı, gayet tutarlı davranmaktadır. Ancak, Türk olup olmadıkları şüpheli olan bazı siyasi liderler, müslümanlık üzerinden kendi tabanlarına mesaj vermek için, savaş çığırtkanlığı yapmaktadırlar. Kardeşlik dinden değil, 'kan' dan gelmektedir. Bu ümmetçilerin elini kolunu bağlayan yoktur. Gidip savaşa katılabilirler.

Türk Milleti, Birinci Dünya savaşında Arap çöllerinde milyolarca evlâdını şehit vermiş, tarifi imkânsız ihanetlere uğ
ramıştır. Milletimizin tarihten aldığı dersler vardır. Milli çıkarlarımıza ve bekamıza dokunulmadıkça, savaştan uzak durmamız hayati önem taşımaktadır. Asıl bekamızı tehdit eden, ipten kazıktan kopmuş, ne olduğu belli olmayan insanların ülkeye doldurulmuş olmasıdır.

Bu konu da İran  takdir edilecek bir soğukkanlılık içinde durumu izlemektedir. Ancak, önce Hamas'ın siyasi büro sefi İsmail Haniye'nin, şimdi de Hizbullah'ın lideri Hasan Nasrallah'ın öldürülmesi, bardağı taşıran son damla olmuştur. İran'ın sabrı test edilmektedir. İsrail yüklenmiş olduğu misyon gereği, savaş kışkırtıcılığı yapmaya devam etmektedir. Dünya birbirini tetiklemeye hazır faylar gibi, büyük bir depremin arifesinde bulunmaktadır. Bu aşamada içeride Bremen Mızıkacıları gibi öten savaş simsarlarına itibar edilmemelidir.

(30, Eylül, 2024-Ordu)