DIŞ POLİTİKANIN DİLİ DİPLOMASİDİR

Necdet TOPÇUOĞLU ntopcuoglu52@gmail.com


Diplomaside küçük devlet, büyük devlet yoktur. Önemli olan, her soruna farklı bir çözüm üretebilmektir. SSCB’nin en sert uygulamaları ile kendinden söz ettiren lideri Stalin, 1939'un sonunda Moskova'da Türk Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu'nu kabul ettiğinde onu, "Umarım Boğazların anahtarlarını getirmişsinizdir," sözleriyle karşılamıştır.
Tecrübeli siyasetçi ise o tarihin en sert diktatörüne "Özür dilerim ekselansları, boğazların anahtarını Atatürk giderken yanında götürdü. Anahtarlar şimdi Anıtkabirde" yanıtı vererek, Türkiye’nin Boğazlar konusundaki ilelebet tavrını net bir dille ortaya koymuştur.

Donald Trump, cihatçı örgütlerin Suriye'yi işgali sonrasında, "Suriyenin anahtarı, Türkiyenin elinde" diyerek, Türkiye'ye zor bir rol bilmiştir. Türkiye buna inanmak yerine, "Bay Trump, kilit sizde, maymuncuk İsrail'in elinde olduktan sonra, anahtarın ne önemi var" diye cevaplandırması gerekir. Çünkü Suriye de yemeği ABD ve İsrail yedi, bulaşığı Turkiye'ye yıkatmak, üstüne birde hesabı ödetmek istiyorlar.

Dış politika da güç, diplomasidedir. Savaş meydanlarında galip gelenlerin, diplomasi masalarından nasıl mağlup ayrıldıklarını tarih kaydetmiştir. Hernekadar, keşke Yunan kazansaydı diyenler kabul etmese bile, Lozan Barış Görüşmelerinde Türkiye'nin göstermiş olduğu diplomatik başarı, Lozan'ı Türkiyenin tapusu yapmıştır.

Bilindiği gibi "fabl" insana ait bir özelliğin insan dışında bir varlığa verilmesidir. "Fabl"ların kahramanları genellikle hayvanlardır. Ama bu hayvanlar insanlar gibi düşünür, konuşur ve insanlar gibi davranırlar. Adamın biri Afrika´da safariye çıkarken, yanına köpeğini de almış.
Küçük köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş. Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyormuş.

Kopek, şimdi başım dertte, diye düşünmüş. Etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını leoparın geldiği yere dönerek kemikleri kemirmeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş. Leopar tam saldıracakken küçük köpek kendi kendine konuşmuş: "Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta bundan bir tane daha var mı?" diye söylenmiş. Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına saklanmış: Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacaktım, diye düşünmüş."

Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki maymun olanları izliyormuş, bildiklerini kullanarak bundan sonra kendisini leopardan kurtaracağını düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatmış. Leopar köpeğin yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna, “atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım” demiş.

Az önceki yerde bekleyen küçük köpek, bakmış kızgın leopar sırtında maymunla birlikte süratle kendisine yaklaşıyor. Kaçmak yerine, leoparın geldiği yöne dönerek kemikleri kemirmeye devam etmiş. Tam leopar saldıracakken, yine kendi kendine konuşarak leopara duyurmuş: “Şu aptal maymun da nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim, hala haber yok ! ” diye söylenmiş. İşte diplomasi budur, "hızlı düşün, sakin ol, güçlü görün, düşmanını kendi silahı ile yen". Diplomaside vücut dili ve özgüven çok önemlidir.

Diplomatlık bir kariyer mesleğidir. Örneğin Büyükelçilik istisnai memuriyet kapsamındadır. Bunun sebebi, yetenekli ve liyakatli insanların atanmasına imkan sağlamaktır. İstisnai kavramını istismar edip, eş dost ilişkileriyle Büyükelçi atarsanız, diplomaside felâketi hazırlamış olursunuz. Maalesef siyasi iktidar bütün kurumları çökerttiği gibi, diplomasiyi de çökertmiştir.