Ormanda daha fazla dağınıklığa ve kaosa izin vermeliyiz.

Ayhan Küyük ayhankuyuk19@hotmail.com



Ormanda dağınıklık ve kaos çok önemlidir.Çünkü kaos ormanın bir parçasıdır. Ormanda hasat sonrası biraz dağınıklık ve kaos görünüyorsa, bunun mutlaka bir anlamı vardır.

Bir ormanda düzen ve uyum var ise daha fazla odun için enerji üretir.Ancak iklim değişikliği olumsuz etkileri tek düze,serveti azaltılmış ve yoğun bir şekilde işletilen ormanlarla buluşuyor. Oysa düzensizlik ve kaos ile ortaya çıkan enerji , ormanın ekosistem hizmetlerin daha  yararlı bir işlemesine hizmet eder.

Görünüşte rastgele, öngörülemeyen olayları tanımlamak için kaos teriminin kullanıldığını duymak yaygındır. Ancak bilim adamlarına göre kaos başka bir anlama geliyor. Tamamen rastgele olmayan ancak yine de kolayca tahmin edilemeyen bir sistemi ifade etmektedir.

Tomruk ve odunlar alındıktan sonra ormanda ince dal odunları kalır. Her ne kadar orman yangınları açısından istenmese de orada çürüyüp parçalanarak toprağa besin ham maddesi olması çok önemlidir. Böylece kalan veya sonradan meydana gelecek olan ağaçlar daha iyi büyüyebilirler.  

Ormanların ağaçlar, mantarlar, bakteriler ve hayvanlar arasındaki çok sayıda etkileşime ihtiyacı vardır. Kabaca söylemek gerekirse, aralarında ne kadar çok süreç gerçekleşirse, ormanlar o kadar çok kendilerini düzenleyebilir ve çevresel etkileri tamponlayabilir.

İnce dallar ayrıca genç fidanları rüzgârdan korur. Artık odun doğal bir kalkan gibidir.Eğer  orman çok temiz ve  her küçük dal parçası yakacak odun olarak toplanmış ise ağaçlar için   daha az besin anlamına gelmektedir.

Elbette ormanlar insanlara odun sağlamak açısından faydalıdır. Ormanlar aynı zamanda ekosistem hizmetleri için de kullanılmalıdır. Aslında orman, ortada dursa bile büyük ölçüde insanlar için “faydalıdır”. Zira karbonu azaltır, iklimi düzenler ve su dengesini etkiler. Orman bu başarıları ile daha fazla tanınması gerekiyor.

Ormanlar suyun depolanması açısından önemli ekosistemlerdir. Bununla birlikte, toprağın ilgili gerekli özellikleri yalnızca orman yaşlanabildiğinde ve toprak humus bakımından zenginleştiğinde ortaya çıkabilir.Milli parklardaki ormanların çoğu zaman kendi haline bırakılmasının nedeni budur. Biyokütle bazen basitçe çökebilir ve çürüyebilir.Ölü odun yeni toprak oluşturur, ekosistem olgunlaşır ve önemli tamponlama hizmetleri artar. 

İklim değişikliğiyle karşı karşıyayız ve ekosistemlerin tüm planlama ve yönetiminde bunu dikkate almak zorundayız.Bu yüzyılın sonlarına doğru ağaçlar ve ormanların gelişimi zayıflayacak ve iklim değişikliği zayıflayan ekosistemleri etkileyerek mevcut sorunları daha da kötüleştirecek. 

Ancak ormanların daha dayanıklı hale gelebilmesi için düzenli insan müdahalesini azaltarak onları biraz kendi hallerine bırakmak gerekiyor. Ekosistemlerin kendilerini yenilemesi önemlidir. "Daha vahşi hale gelmeleri" için zamana ihtiyaçları var.

Bugün doğanın rahatsız edilmeden gelişmesine izin verilmelidir.Etrafta kalın dallar ve yosunla kaplı ölü ağaç gövdeleri yerde yatmalı,devrilen ağaçların kök plakaları havada durmalıdır.Bu durum doğal ormanın bir benzerinin geri dönüş sinyalleri olabilir .

Ekosistemlerin kendilerini yenilemesi önemlidir. "Daha vahşi hale gelmeleri" için zamana ihtiyaçları var.Ekosistemlerin bu vahşiliği, bir ormanın ve dayanıklılığının ona bağlı olduğunu gösterecek şekilde bilimsel olarak iyi bir şekilde tanımlanabilir.