Ormacılıkta sürdürülebilirlik ve yaş sınıfları metodu

Ayhan Küyük ayhankuyuk19@hotmail.com

Ayhan Küyük

Ormancılar yaklaşık 300 yıl önce gerek ormancılık endüstrisi gerekse de yakacak odun ihtiyacı için çok kolay olduğu düşünülen sürdürülebilirliği icat etti ve yüzyıllardır ormanları yaş grubu ekonomisi düşüncesine soktu.
Peki bu günümüzde hala uygun mu?
Daha kapsamlı sürdürülebilirlik açısından bu soru net bir “evet" ile cevaplanamaz.
Çünkü geniş orman alanlarında odun potansiyelinin sürdürülebilirliği orman ekosisteminin sürdürülebilirliği hakkında herhangi bir bilgi sağlamaz.
Ormancılık uzun zamandır çok basit bir model kullanıyor.
Yaş sınıfı orman modeli.
Evet,yaş sınıfları doğanın karmaşık çalışma ortamına bir düzen getirmiş ve rotasyon dönemleri boyunca gelecekteki gelişmeler için hızlı bir genel bakış sağlamıştır.
Yaş sınıfı metodu, ormanın yaş gruplarına (gençlik, sıklık, sırıklık ince ağaçlık , ağaçlık ve yaşlı ağaçlık) göre geniş bir alan farklılaşması, traşlama ve büyük alan siper vaziyetiyle gençleştirme ile karakterizedir.
Her bir yaş grubunun farklı biyotop kalitesi nedeniyle, bitkiler ve hayvanlar, yaş gruplarında sadece kendilerine uygun yaş döneminde uygun yaşam koşulları bulurlar. Yaşları nedeniyle, zararlılar en uygun yaşam koşullarını bulur. Bu ormanı daha savunmasız hale getirir. Bu anlayış ile ekosistemin sürdürülebilirliği askıda kalır.
Ancak doğaya yakın ormancılık, daha modern ve ekolojk ormancılık anlayışı ile onun karşısında alternatif bir model olarak karşımızda durmaktadır.
Bu bağlamda ormanlar düzensiz yaşlı ve yapısal olarak zengin verim bir şekilde doğaya yakın ve sürdürülebilir olarak yönetilmelidir. Sürdürülebilirlik noktasında sadece odun hammaddesini merkeze koyan yaş sınıfları anlayışının yerine orman ekosisteminin de sürdürülebilirliği mutlaka göz önünde tutulmalıdır.
Doğaya yakın orman, tüm yaş grupları, tüm boyutları ile klasik eğimli bir orman, her yükseklikte bitki örtüsü ile karakterizedir. Fideden asırlık ağaca kadar, her yaş ve tüm gövde boyutları temsil edilir. Ağır odun hasatının bir noktada gerçekleştiği ve daha sonra en iyi şekilde düz bir doğal rejenerasyonun yaşlandığı yaş grubu ormanının aksine, doğa yakın orman her zaman kabaca aynı odun stokuna sahiptir. Çünkü doğaya yakın orman da sadece büyüme kullanılıyor. Odun kaynağına ek olarak, orman yapısı ve çap dağılımı temel olarak her zaman aynı kalır.
Doğaya yakın orman, gölge altında hayatta kalabilen kayın, gürgen, akçaağaç veya köknar gibi gölge ağacı türlerine ihtiyaç duyar .Doğaya yakın ormanın biyolojik çeşitliliği, çoğunlukla bir ağaç türünün egemen olduğu yaş sınıfı ormanlarından çok daha zengindir.
Doğaya yakın orman, ilkel (bakir) bir orman değil. Her ne kadar ilkel bir ormandaki süreçlere dayansa dahi yine de doğal bir orman formu değildir. Yapılandırılmış doğaya yakın orman kendiliğinden ortaya çıkmaz, ancak çok dikkatli bir müdahale ile yapılandırılır.
Doğaya yakın orman aynı zamanda karışık bir orman kavramıdır. Bakım müdahalelerinin daha sık yapılması ile orman kendi kendini korur. Ayrıca çeşitli flora ve fauna da gelişme imkanı bulur. Bu nedenle genel hasara karşı daha dayanıklıdır.
Küçük alanlı karışım ve düzensiz yaşlı yapısı, aynı alanda bakımını ve gençleştirilmesini mümkün kılar. Bundan sonra, en küçük alandaki malzeme döngüleri de dahil olmak üzere orman ekosisteminin sürekliliği garanti edilmektedir.